MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, TBMM’de Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, 31 Temmuz 2023'te çıkarılan ve ''Covid Yasası'' olarak adlandırılan düzenlemeden yararlanamayan 45 bin kişinin cezaevlerinde olduğunu belirterek, “Bir adaletsizlik yaşanıyor. Bunun beraber ortadan kaldırılması lazım. Bu komisyonda yapılacak acil işlerden biri bu. Vicdanlar kanıyor'' dedi. Yıldız, adli veya siyasi mahkum ayrımı olmaksızın bir infaz kanunu yapılması gerektiğini ifade etti. Yıldız, tutuklamalarla ilgili görüşünü de “Tutuklama çok ağır bir tedbirdir ancak masumiyet karinesini hiçbir zaman ortadan kaldırmaz. Araç olduğunu, geçici olduğunu tekrar tekrar söylemeye gerek yok'' diye ifade etti.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında toplandı. Partilerin, komisyona kimlerin hangi kurum ve kuruluşların davet edileceğine ilişkin önerilerinin dile getirildiği komisyonda, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, infaz yasası çıkarılması gerektiğini vurguladı. 31 Temmuz 2023 tarihinde çıkarılan ve ''Covid Yasası'' olarak adlandırılan düzenlemeden yararlanamayanların durumuna işaret eden Yıldız, komisyonun acil işlerinden birisinin de bu olması gerektiğini söyledi. Feti Yıldız, şunları kaydetti:
''Cezanın amacı toplumu suçtan korumaktır, ıslahın amacı ise hükümlü ve tutuklunun tekrar suç işlemesini önlemektir. Bu iki amaç birleştiğinde makul bir sonuca varılır. Toplum böyle devam eder.
İnfazın temel ilkelerini kısaca hatırlatmak istiyorum. Bilindiği gibi bunun kuralları vardır. Herkese eşit uygulanır. Din, mezhep, milliyet, ırk, renk, cinsiyet, sosyal köken, siyasi veya diğer fikri düşünceler, ekonomik güç, toplumsal konum yönünden ayrım yapılmaması gerekir.
Yasamızda tam da böyle yazıyoruz. İnfaz uygulamasında ayrım yapılmaması gerekir. Uygulamada yasanın bu maddesi, bu saydığım şey İnfaz Yasası’nın ikinci maddesi. Buna uyulduğunu zannetmiyorum. Hepiniz de avukatlık yapan özellikle arkadaşlarımız üyeler, bunu sık sık görürler. Bazı koğuşlarda 10 kişilik koğuşta 30 kişi yatar. Bazı mahkumların odaları da salon salomanje şeklindedir.
''270 bin kapasiteli cezaevlerine yaklaşık 420 bin kişi konulursa burada insan haysiyetinin çok da önemsenmediğini görürüz''
Elbette ceza ve güvenlik tedbirleri infaz edilirken, insanlık dışı tutum, aşağılayıcı onur kırıcı davranışta kimse bulunamaz. Ancak 270 bin kapasiteli cezaevlerine yaklaşık 420 bin kişi konulursa burada insan haysiyetinin çok da önemsenmediğini görürüz. Bunları söylemek zorundayız arkadaşlar. İçinde olan insanlar bunu görüyor ve yaşıyor. Şu anda tutuklu ve hükümlü sayısı 420 bini geçti.
Yargılama sürecinin sıhhati maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılması için şüpheli veya sanığın hürriyetinin tedbir olarak, geçici olarak kısıtlanmasıdır. Katalog suçlar bakımından da zaten değişik bir tutuklama şeyi var önümüzde. Evet tutuklama çok ağır bir tedbirdir ancak masumiyet karinesini hiçbir zaman ortadan kaldırmaz. Araç olduğunu, geçici olduğunu tekrar tekrar söylemeye gerek yok.
''İnfaz hukukumuz, kanunumuz yamalı bohçaya dönmüştür''
Özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili mevzuat ve uygulama temelinde birçok reforma imza atıldı. Ancak daha yapacağımız çok iş var. Bunlardan biri de infaz hukuku. İnfaz hukuku ceza yargılamasının bittiği yerde başlar. Her zaman söylediğim gibi bizim infaz hukukumuz, kanunumuz yamalı bohçaya dönmüştür. Bunu sil baştan yazmaz ve yapmazsak biz bu işin içinden çıkamayız. İnfaz sistemi içerisinde farklı mekanizmalar aynı kişiye uygulanıyor. Sistem bir karmaşık hal aldı ve sisteme güven azalıyor. Yapacağımız yasa, uygulayıcıların yani savcının, avukatın anlayabileceği, karmaşık olmayan, aynı zamanda da hükümlü ve ailesinin tutuklu ve ailenin anlayacağı kadar sade olmalıdır, ıslah edici olmalıdır.
Şimdi buna bir örnek vereyim. 31 Temmuz 2023’te bir düzenleme yapıldı. Uygulamada birçok sorunu da beraberinde getirdi. Bana bu konuda günde en az bazen 100, bazen 200, cezaevlerinden… ‘Bizim suçumuz ne’ diyor. Yani ‘Yargıtay işini yapmadıysa, istinaf savsakladıysa, yerel mahkeme davaya doğru dürüst bakmadıysa, aynı tarihte suç işlediği insan bu yasadan faydalanıp 3 yılda evine gidip de ben burada kaldıysam, burada benim suçum günahım nedir’, dediğinde vereceğimiz cevap yok. ‘Üzgünüz’ diyoruz, ‘Yerden göğe kadar haklısınız, sizin dosyanız kanun yolunda gecikti, bundan dolayı da infaz uygulamasından siz yararlanamazsınız’ diyoruz. Bir adaletsizlik yaşanıyor. Bunun beraber ortadan kaldırılması lazım. Bu komisyonda yapılacak acil işlerden biri bu. Vicdanlar kanıyor. Bu sayı öyle 5 bin kişi, 10 bin kişi falan değil, 45 bin kişi bundan dolayı içerde."
Dünyadaki infaz uygulamalarını anlatan Feti Yıldız, “Öncelikle bir infaz kanunu yapmalıyız. Bu infaz kanununu da adli mahkum, siyasi mahkum ayrımı yapılmadan yapılmalıdır” dedi.