CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalarla ilgili açıklamalarını kıymetli bulduklarını belirterek, "Bugün Devlet Bey, bir süredir o tutumdaydı zaten, görüyor o gelişmeleri, zulme susmama kararını vermiş. Devlet Bey, bu süreçlerin tamamında bizi haklı buldu diye bir şey çıkarmıyorum. Devlet Bey, ‘Yargılama olsun, bir de yargı içi kavgalar son bulsun’ diyor" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Harp Malülleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği ile Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanları ve üyeleriyle, Türkiye Harp Malülleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, bir gazetecinin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin belediyelere yönelik davalarla ilgili açıklamasını ve belediyelere yönelik yeni operasyonları sorması üzerine, "Sayın Bahçeli’nin ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılarının belli bir süredir sağduyuya davet eden ve gerçekten olması gerekeni hatırlatan açıklamaları vardı. Bu konuda dünkü açıklamayı da son derece kıymetli buluyoruz" dedi.

Yargılanmaktan, soruşturulmaktan, müfettişten kaçmadıklarını vurgulayan Özel, şöyle konuştu:

"Ama biz şundan yıldık. Bir savcı görevlendirildi. Siyasi bir makamdan, olmaması gerektiği gibi yani İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcılığı'na, onlarca o yükü taşıyabilecek, en adilane bu görevi yapabilecek çok değerli hukuk insanları varken, bir siyasiyi yolladılar oraya, bir bakan yardımcısını yolladılar. Hedefine koymuş Ekrem İmamoğlu’nu aday yapmamayı, diplomasını iptal etmekten tutun da bu bütün süreçleri fevkalade hukuksuz bir şekilde yürütüyor. İlk günden beri, sabahın köründe, bir yalan atıyorlar ortaya, güya soruşturma gizli, 560 milyar rüşvet yakalandı. 144 gün geçti, bir kör kuruşunu ispat edemediler. Gizli tanık yarattılar. Gizli tanıklar çöktü. Şimdi iftiracılık mekanizmasının ne hale geldiği ortada. Herkesin yanına yolladıkları, bir tane bunu bilmeyen yok, herkesin yanına yolladıkları bir avukat, herkese gidip ‘Savcı benim arkadaşım, bak şu dediğimiz gibi ifade verdi, serbest kaldı.’ Bu konuşmaların tamamı yaşananlarla uyumlu. Filanca savcı ile Whatsapp görüşmesi var. 'Pazartesi günü size şunu getireceğim’ diyor, hakikaten o pazartesi onu götürmüş, dediği ifadeyi vermiş ve serbest kalmış. Son derece uyumlu. İşin içine para karıştı, işin içine tehdit karıştı, işin içine şantaj karıştı, insanları çocuklarıyla, eşleriyle tehdit karıştı. Biz bu sürece karşıyız."

“AK Toroslar çetesi Türkiye’deki hukuk sistemini perişan etti”

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, "Bir an önce bu yargının kendi içindeki çatışmalı süreçleri sona ermelidir" dediği meselenin, dün akşam yaşananlarla doğrulandığını söyleyen Özel, "Sayın Bahçeli öğle saatlerinde söyledi. Akşam saatlerinde bir avukat, bilmediğim bir konuda bir şeyle suçlanıyor, AK Parti’nin bir kanadı, avukatın serbest bırakılmasına, öbür kanadı da avukatın bu suçlarının kabul edilmesine yönelik Akın Gürlek’e baskı yapıyorlarmış, kendileri itiraf ediyorlar. ‘Akın Gürlek bu baskıyı İBB soruşturmasında görmedi’ diyorlar, AK Parti’nin iç hesaplaşmasında. Bir grup, ‘Avukatın telefonu açılmadan bırakılmasın’ diyor, öbürü, ‘Aman o telefon açılmasın’ diyor. Bunu da benden duymuyorsunuz, Devlet Bey'den duymuyorsunuz, AK Partililerden duyuyorsunuz. Her pazar ne diyecek diye paylaşımı beklenen birisinden duyuyorsunuz. Ya da AK Parti’nin söylediği her sözü birçok kanalda son dakika olan, önceki dönem milletvekillerinden, yöneticilerinden duyuyorsunuz. Gerçekten hani Tayyip Bey zamanında söyledi ama ‘At izi it izine karıştı’ dedi. Şimdi ne atın izi belli, ne itin izi belli. Hepsi birbirinin içinde. Felaket bir durumdayız" değerlendirmesini yaptı.

Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın:''  “Bu teklifte çözüm yok, ciddiyetsiz teklif reddediyoruz''
Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın:'' “Bu teklifte çözüm yok, ciddiyetsiz teklif reddediyoruz''
İçeriği Görüntüle

"Bir komisyon kurulsun, hukuk hocalarından"

"Devlet Beyin çağrısı kıymetlidir" diyen Özel, adli tatilin bitmesiyle, iddianamenin verilmesi ve yargılama safhasına geçilmesi gerektiğini vurguladı. Özel, şöyle devam etti:

"Çünkü bu AK Toroslar çetesi Türkiye’deki hukuk sistemini perişan etti. Hiç olmazsa duruşmanın savcısı, duruşmanın hakimi, bakalım orada da inşallah Akın Gürlek’in özel ayarladığı bir mahkemeye, ne bileyim işte ‘14’üncü Ağır Ceza’ya denk getirecek’ diyorlar, kendi yardımcılarının olduğu geçmişteki, o bütün şüpheli kararların verildiği...

Buradan samimiyetle bir şey söylüyorum. Bir komisyon kurulsun, hukuk hocalarından. Geçmişi en parlak savcı kimse İstanbul’a başsavcı olsun, verdiği doğru kararlarla. Geçmişi en parlak, hukuk açısından en doğru isimlerden hakim olsun, heyet oluşsun. Ne karar veriyorlarsa boynumuz kıldan ince. Bizde rüşvet yok, irtikap yok, yalan yok, zimmet yok. Ama bize karşı iftira var arkadaşlar, suçumuz iktidara geliyor olmak. Biz iktidarı konuşmak yerine iftiraları konuşuyoruz. Kendin gelirken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bütün suçlarla suçlanacaksın, hepsinde tutuksuz yargılanacaksın, ceza aldığında bile Yargıtay beklenecek. Telefonla cezaevine davet edileceksin. Bizim seçilmiş ve üç kez üst üste seçilmiş büyükşehir belediye başkanımızın sabah 05.00’te kapısına 100 tane polis dayanacak. O günden bugüne bıktık.

Devlet Beyle zaman zaman tartışmalı süreçlerimiz oluyor. Zaman zaman çok farklı görüşlerde oluyoruz. Ama aklın yolu bir. Bu sürecin ne MHP’ye faydası var ne AK Parti’ye ne Türkiye’ye faydası var. Bakın bize zararı var mı? Elbette, acı çekiyoruz, zararı var. Ama bu kadar zulümde, zulme uğrayandan çok zulmeden ve zulme susan zarar görür. Bugün Devlet Bey bir süredir o tutumdaydı zaten görüyor o gelişmeleri, zulme susmama kararını vermiş. Devlet Bey, bu süreçlerin tamamında bizi haklı buldu diye bir şey çıkarmıyorum. Devlet Bey, ‘Yargılama olsun, bir de yargı içi kavgalar son bulsun’ diyor."

“Temiz eller operasyonu gibi yargıdaki bu cerrahati bir temizleyelim”

Özgür Özel, "Avukat Rezan Epözdemir’in gözaltına alınmasının ardından, AK Parti içinde bazı isimlerin yargıya müdahale edildiği yönündeki açıklamalarının parti içinde çatışmaya işaret edip etmediği"nin sorulması üzerine de şunları söyledi:

"AK Parti içinde bir çatışma değil, bu çatışma dağın başında bir köy kahvesinde olsa çatışma olduğunu hepimiz biliyoruz. AK Parti’de son derece önemli ve etkili isimler birbirine girmişler ve şunu ifşa ediyorlar. ‘Gruplar çatışıyor’ diyorlar. ‘Gruplar baskı yapıyor’ diyorlar. Bir de şunu söyleyeyim yani, şimdi çıksın Adalet Bakanı, ‘Türkiye’de yargı bağımsızdır.’ Akın Gürlek’e AK Parti’nin iki kanadından birden baskı telefonları gidiyorsa nasıl yargı bağımsızdır? Akın Gürlek niye çıkıp açıklama yapmıyor, ‘Bu iddialar asılsızdır. Üzerimizde hiçbir baskı yoktur’ diye? Akıl almaz bir noktadayız arkadaşlar. Tuzun koktuğu, paçalardan pisliğin aktığı bu noktadayız. Bu noktadan sonra Türkiye’de gerçekten hani bir samimiyet gösterseler? Kuralım bir masa ve komisyon daha? Temiz eller operasyonu gibi yargıdaki bu cerrahati bir temizleyelim? Şöyle bir şey olur mu, bu soruşturma gizli değil mi, arkadaşlar? Gizli. Bu soruşturmada verilen her ifadede, savcılık eliyle avukatlara veriliyor. O ifadeyi alıyor. Muhataplarına gidip ‘Bak böyle bir ifade vermişsiniz, savcı bana verdi. Böyle verirsen seni bırakacak.’ Durumuna göre ‘Bir de şöyle bir şey yapman lazım’ diyor. O kısımlar zaten iyice perişanlık."

“Bu komisyon bir partinin komisyonuna dönüştürülmeye çalışılırsa çalışan yanlış yapar”

Bir gazetecinin, "Terör örgütünün fesih kararının ardından yürütülen süreçte AK Parti’nin sürece ilişkin müstakil yasa, özel yasa hazırlığı içinde olduğu ifade ediliyor. Sürece ilişkin bir özel yasa olursa buna görüşünüz ne olur? İçeriği de önemli ama terör örgütü üyeliğinden, propogandadan yargılanan kişilerin tahliye edilmesi söz konusu olabilir mi?" sorusuna da Özgür Özel, şu yanıtı verdi:

"Bize Meclis Başkanı’nın taahhüdü, bu konuda görüştüğümüz herkesin taahhüdü şu, ‘Bu komisyon hiçbir partinin komisyonu değil.’ Bunu anlamayan, anlayamayan bir kişi varsa o da Abdullah Güler. Daha komisyon çalışmaya başlamadan ne dedi? ‘Komisyonun bütün görüşmeleri kapalı olacak’ dedi. Biz de dedik ‘Öyle bir şey yok.’ MİT’in geldiği ve MİT mensuplarının güvenliği gereği, yabancı istihbarat örgütlerine karşı, Türkiye’deki çeşitli örgütlere karşı güvenliği gereği o gün kapalı oldu, bakın bugün açık. Abdullah Güler, sürekli her şeyi AK Parti’nin olarak görür. Bu komisyon AK Parti’nin komisyonu gibi çalışacaksa Abdullah Güler’le birlikte çalışırlar. Bu komisyon milletin ihtiyaç duyduğu bir süreci yöneten bir komisyon olarak çalışacaksa kimse öyle ‘Kafama göre şunu hazırladım, bunu getir dedim’ diye bir şey söylemeyecek. İçeriğine girmeksizin şunu söylüyorum, bu komisyon Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletin komisyonudur. Bu komisyon bir partinin komisyonuna dönüştürülmeye çalışılırsa çalışan yanlış yapar, ya sonunda geçen seferki gibi mahcup olur ya da tek başına o komisyonda oturur."

“Devleti çaldırmış, bize devlete saldırmayın diyor”

Genel Başkan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, sahte e-imza ve sahte diploma soruşturmasıyla ilgili, “Devlet kurumlarımıza saldırıyorlar. Geçen yıl olmuş bir olay" şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine de şunları söyledi:

"Olay dün ortaya çıksa, bugün konuşulsa bu kadar vahim olmaz. Olay geçen yıl olmuş. Yüzlerce sahte diploma ve bir süredir bu sahte diplomalılar gerçek diplomalıların giremediği işlere girmiş ve yükselemediği yerlere yükselmiş. Bunların da hemen hepsi AK Parti’ye yakın insanlarmış. Şimdi diyor ki ‘Kurumlara saldırıyor.’ Ya FETÖ ile birlikte bu devlete siz saldırdınız. 15 Temmuz günü Meclis’in üstünde uçan uçağı o pilotun altına veren de Genelkurmay’ın önündeki insanları ezen tankı onlara veren de siz. FETÖ ile birlikte. ‘Ne istedilerse verdim’ diyen sizsiniz. Sizin devlete saldırmak geleneğinizde var. Veriler çalınmış, elektronik imzaları kopyalanmış, sahte diplomalar üretilmiş. Bu devlete saldırmaktır. Devletin saygınlığına saldırmaktır. LGS soruları çalınmış. Bu devlete saldırmaktır. LGS sınavında örneğin bilindik bir AK Partili’nin Anadolu’da bir şehirde çocuğu birinci oldu. Bu çocuk da zan altında şimdi. Neden? Devletin güvenilirliğini ortadan kaldırdınız. Geçmişte FETÖ’nün soruları çaldığı dönemlerde işe girmiş, hakkıyla girmiş insanlarda da bir soru işareti yarattınız. Devlet adil olur, devlet eşit olur, devlet güçlü olur. Sen devletin ensesine vur, ağzındaki lokmayı al. Böyle boynundaki zinciri çal. Ondan sonra ‘Devleti ne hale getirdiniz?’ deyince ‘Devlete saldırıyorlar.’ Devleti acz içinde kılmak, verisini çaldırmak, MİT’in verilerini çaldırmak geçmişte TikTokçu Hakan Bey’in zamanında, Emniyet İstihbarat’ın verilerini çaldırmak, bütün vatandaşların TC numaralarını çaldırmak, daha ne olacak? Cumhurbaşkanısın, arkandaki beş yaverin beşi de FETÖ’cü. Devleti çaldırmışsın, şimdi ‘Devlete saldırıyorlar’ diyor. Devlet bırakmadın ki. Eskiden devlet bir sürü yanlışına ve bir sürü hatasına rağmen yine de milletin ‘Devletimiz var olsun’ dediği, ‘Devletimize feda olsun’ dediği… Şimdi bakıyorsun devlet kimlerin ellerinde heba olmuş yahu. Biz ‘Devletimize feda olsun’ noktasında devletimizin heba olduğu bir noktaya geldik. Tayyip Bey bunun farkında değil. Ülkenin Başbakanı’nın makam odasına böcek yerleştirdiler. O yerleştirenleri devlete Tayyip Bey ve arkadaşları yerleştirdiler. Devleti çaldırmış, bize ‘Devlete saldırmayın’ diyor.”

“Ülkeyi dirençli kılmak için bir adım o atacaksa biz ona doğru üç adım atarız”

CHP Lideri Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşanan depremler sonrasında “İktidarı, muhalefeti bir olarak bir mutabakat oluşturmalı” açıklamasını da “Depreme karşı bir mutabakat ve bugüne kadar yapılmayanları yapmak üzere bir daveti varsa başım, gözüm üstüne. Bu davete uyarız, görevlendirmeleri yaparız. Belediyelerde biz iktidarız, genelde kendi iktidar yapılacak ilk seçimlere kadar. Biz her türlü işbirliğine varız. Sele, yangına, depreme, her türlü afete karşı bu ülkeyi dirençli kılmak için bir adım o atacaksa biz ona doğru üç adım atarız” şeklinde değerlendirdi.

Kaynak: ANKA