CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, TBMM’de Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, sürece şehitlerin ve gazilerin bulunduğu yerden baktığını belirterek, "Onların rızasını almayan hiçbir çözüm gerçek bir çözüm olamaz eksik kalır, toplumda karşılık bulmaz. Bu kapsamda; Türkiye Harp Malûlleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı gibi kamu yararına çalışan dernek ve vakıflar; kanunla kurulmuş Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), Türkiye Emekli Uzmanlar Derneği, korucu dernek ve federasyonları bu komisyona davet edilmeli, görüş ve önerileri alınmalıdır" dedi.
Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında Tören Salonu’nda toplandı. Komisyonda kimlerin, hangi kurum ve kuruluşların dinleneceği konusunda partilerin önerilerinin alınacağı toplantıda, Kurtulmuş’un açılış konuşmasının ardından partiler adına konuşmalara geçildi.
10 yıldır parlamentoda güvenlik politikaları, asker, polis, şehit aileleri ve gazi hakları üzerine çalışan bir milletvekili olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, "Komisyondaki temel yaklaşımım; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Emniyet Teşkilatı’nın, Jandarma’nın, Sahil Güvenlik’in ve terörle mücadelede en ön safta yer almış güvenlik güçlerimizin yaşadığı acıları ve hassasiyetleri merkeze koymaktır. Bu konu Genel Başkanımızın da sürecin başından beri hassasiyetle tekrar ettiği bir konudur. 50 yıldır bu ülkenin kaynakları teröre harcandı. yüz milyarlarca dolar kaybettik. En önemlisi, on binlerce evladımızı şehit verdik. Binlercesi gazi oldu. Anneler, babalar, eşler, evlatlar ömür boyu sürecek yaralarla yaşamak zorunda kaldı. Ben bu meseleye, o şehitlerin ve gazilerin bulunduğu yerden bakıyorum. Onların rızasını almayan hiçbir çözüm gerçek bir çözüm olamaz eksik kalır, toplumda karşılık bulmaz" diye konuştu.
"Dernekler komisyona gelmeli"
Bakan, Komisyonun çalışmalarında yalnızca akademisyenleri, sivil toplum kuruluşlarını değil; terörle mücadelede en ağır bedeli ödemiş kesimlerin temsilcilerini de mutlaka dinlemeleri gerektiğine dikkati çekerek şu öneride bulundu:
"Bu kapsamda; Türkiye Harp Malûlleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı gibi kamu yararına çalışan dernek ve vakıflar; kanunla kurulmuş Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD), Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD), Türkiye Emekli Uzmanlar Derneği, korucu dernek ve federasyonları bu komisyona davet edilmeli, görüş ve önerileri alınmalıdır. Kamu yararına olan bu üç kurum komisyona sadece bir seferliğine davet edilmemeli her komisyon toplantısı takip edebilmeleri sağlanmalı ve sürecin sonuna dek görüş ve önerilerinden faydalanılmalıdır. Bunun yanı sıra, Emniyet Teşkilatı Sendikası ve Sivil Memurlar Sendikası gibi hem sahada görev yapmış kolluk kuvvetlerini hem de Merasim Sokak saldırısında olduğu gibi terör nedeniyle şehit düşen Genel İdari Hizmetler sınıfındaki personeli temsil eden kurumların da katkısı sağlanmalıdır.
"Özlük haklarında gerekli iyileştirmeler yapılmalı"
Çünkü bu komisyonda yalnızca PKK’lıların silah bırakması, bazı ceza yasalarında değişiklik yapılması veya topluma entegrasyon politikaları konuşulursa eksik kalır. Vatanı için canını vermiş şehit olmuş, kolunu, bacağını kaybetmiş kalbinde kurşunla yaşayan ülkesi için bir emirle ölüme giden, bir üniforması da kefeni olan polis memurlarının, subayların, astsubayların, uzman çavuşların, uzman jandarmaların, sözleşmeli erlerin özlük haklarında gerekli iyileştirmeler yapılmaz; mali, sosyal ve kültürel hakları teslim edilmezse, ortaya çıkacak düzenlemeler toplum vicdanında karşılık bulmaz."
PKK’nın kendini feshetmesi; silah bırakması, sorunların kendi içimizde, demokratik usullerle konuşulması ve çözülmesinin değerli olduğunu söyleyen Bakan, "Bu, sadece Kürt yurttaşlarımız için değil, Türkiye’nin birlik ve beraberliği, hatta emperyalizmin Ortadoğu’da kurmaya çalıştığı oyunu bozmak açısından da kıymetlidir" dedi.
"Barış yalnızca silahların susması değil, kalplerin onarılmasıdır"
Bakan, CHP'nin bu konuda vermiş olduğu kanun tekliflerini önümüzdeki toplantıda komisyona sunacaklarını belirterek "Gerekirse bir alt komisyon kurularak eş zamanlı kanun çalışması yapılarak meclisin ilgili komisyonlarına sevk edilebilir ve burada çalışmalar sürerken meclis bu konudaki hazırlığını yapabilir gerekirse bir olağanüstü toplantı ile de bu kanunları çıkarabiliriz. Eğer şehit ailelerinin, gazilerin, güvenlik görevlilerinin travmaları dikkate alınmaz; onlar bu komisyonda kendilerini görmezse, dört başı mamur bir barış inşa edilemez. Barış; yalnızca silahların susması değil, kalplerin onarılmasıdır" diye konuştu.
"Kürt yurttaşlarımızın, edebiyatını geliştirebildiği ve aidiyet hissettiği bir Türkiye hepimiz için daha güçlü bir Türkiye demektir"
Bugün Türkiye’de, tutuklu yargılamanın istisna olmaktan çıkıp, siyasallaşmış yargı eliyle bir cezalandırma aracına dönüştüğünü ifade eden Bakan, şunları kaydetti:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere, pek çok belediye başkanımız hakkında açılan davalar, yürütülen soruşturmalar ve verilen kararlar bu durumu açıkça göstermektedir. Bu sorun çözülmezse, adaletsizlik, ciddi bir toplumsal travmaya evrilir. Çözüm sadece bir hayal olur. Demokrasi, yalnızca Kürtler için değil; Türkler, Aleviler, Sünniler, gayrimüslimler, kadınlar, gençler herkes için bir güvencedir. Demokrasi bir kesime değil, hepimize lazımdır."
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyetin temel değerlerinden; üniter yapıdan, bayraktan, ortak vatandan asla taviz vermeyiz. Ancak bu değerlerin içinde; farklı etnik kökenlerin, farklı dillerin, farklı inançların kendilerini ifade edebilmesi, kültürlerini yaşatabilmesi vardır. Kürt yurttaşlarımızın, edebiyatını geliştirebildiği, kültürünü yaşatabildiği ve aidiyet hissettiği güçlü bir demokrasiye sahip müreffeh bir Türkiye; hepimiz için daha güçlü bir Türkiye demektir."