CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM'de çalışmalarına başlayan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na ilişkin olarak, "Cumhuriyet Halk Partisi milletten gizli herhangi bir pazarlığın yapılmaması için kimseden bir şey saklanmaması için şehit aileleri ve gazilerin üzülmemesi için, meydanı milleti değil kendi çıkarlarını düşünenlere bırakmamak, bunu bir siyasi pazarlık haline getirmemek için o komisyonda yer alıyor. Ve bu komisyon, bu çerçevede çalıştığı takdirde o komisyonda bulunmaya devam edecek" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Harp Malülleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği ile Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanları ve üyeleriyle, Türkiye Harp Malülleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği Genel Merkezi'nde bir araya geldi. Görüşmede CHP Genel Başkan Yardımcıları Yankı Bağcıoğlu ve Murat Bakan da yer aldı.
Türkiye Harp Malulu Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Gemel Başkanı Mustafa Işık, "Malum terörsüz Türkiye sürecinde şehit ailelerimizin ve gazilerimizin endişeleri kaygıları ve soru işaretlerine cevap bulmaları adına devlet büyüklerimizle bir araya getirmek adına Ankara’ya davet ettik. Bu süreçe terörün bitmesini şehit ailelerinden ve gazilerden daha fazla isteyen yoktur. Terörsüz Türkiye’yi en çok biz istiyoruzdur. Bu konuda da sizin buraya gelmeniz bizler için büyük bir şereftir. Ayaklarınıza sağlık" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise şunları kaydetti
"2009 yılında yerel seçimlerde Manisa Belediye Başkan adayıydım. O zaman ilk ziyaretimi Manisa’daki derneğimize yapmıştık. Bugün burada Manisa derneğimizin başkanı ev sahipliği yapıyorlar. Mümkün mertebe şehit aileleri ve gazilerle kurulan temasımızı hiç kaybetmemek istedik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu partinin ve bu ülkenin kurucusu, O 'Türk tarihine altın sayfalar yazdıran gazilerimiz ile şehitlerimizin hatıralarını yüceltmek, onlara olan minnet ve şükran duygularımızı ifade etmek milli bir görevdir' diyor. Ben partinin son genel başkanıyım, ilk genel başkanının vasiyeti bu. Bizim bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Nasıl askerlik yapmak milli görevse devletimiz kazancımızdan vergi istediğinde bunu ödemek vatandaşlık borcuysa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla vasiyetleriyle sizlerin sorunlarını çözmek milli bir görev.
Büyükşehir Belediyelerimizin neredeyse tamamında şehit aileleri ve gazilerle ilişkiler şube müdürlükleri kuruldu. İhtiyaç sahibi şehit aileleri ve gazilere yapılanlar zaten görevimiz orada bir kusuru, ihmali kabul etmiyoruz. Bunun yanında su faturalarıyla, toplu taşımayla, sosyal tesis kullanımlarıyla ilgili yapılan çalışmalar, indirimler, içinde bulunduğunuz mekan için sayın Mansur Yavaş’ın yapmış olduğu bu projeler hepinizin malumu.
"Ortak akılla 18 kanun teklifi hazırlandı"
11-12 Haziran 2024’te İstanbul’da ‘Kahramanlara Vefa Çalıştayı’ düzenledik. 2 gün sizler çalıştınız son gün kapanış oturumuna ben geldim, dinledik. O çalıştay ortak akılla bütün sorunları döktü ve 18 kanun teklifi hazırlandı, Meclis’e verildi. Bu kanun teklifleri 1 yıldır Meclis’te bekliyor. Maaşlardaki yetersizlikten ayalamalardan istihdam sorunlarına, protez-ortez mağduriyetlerinden bir merkeze gelme veya en iyisinin değil de en ucuzunun ödenmesi gibi sorunlardan terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmama ayıbına kadar tüm alanlarda teknik, detaylı ve bunlar olursa artık bu masanın ‘evet, ihtiyaçlar karşılandı. Başka bir sorunumuz kalmadı’ denilecek detayda çalışmalar var. Bu çalışmalara birazdan değinmek üzere şimdilik bir kenara koyuyorum, bu 18 kanun teklifini.
Tek bir kanun çatısını vurguladığımız ve hiçbir gazimizin aldığı maaşla geçinemeyecek durumda olmayacağını taahhüt ettiğimiz, hiçbir kısıtlama olmadan kamu ve özel hastanelerden ücretsiz yararlanılmasına yönelik olarak Sağlık Bakanlığı’nda ne yapacağımızı anlattığımız kısma da gerekli ilaveleri yaptığımız, son teknoloji protezlerin vaat edildiği, 18 Mart ve 19 Eylül gibi iki anlamlı tarihte birer maaş ikramiyenin gazilerimize ve şehit yakınlarımıza verileceğini vaat ettiğimiz, yeşil pasaport hakkını taahhüt ettiğimiz, bizler VIP salonlardan geçerken, havaalanlarında şehit ailelerinin, gazilerin sıraya girmemesini ve nasıl protokolde bizden önce yer almalarını hep savunduysak VIP salonlarının da onlara açık olduğu bir düzenlemenin yapıldığı, elektrik, su ve doğalgaz faturalarıyla ilgili kanuni zorunlu yüzde 50’lik düzenlemenin yapıldığı, vukuatlı nüfus cüzdan kaydında ‘ölü’ yerine ‘şehit’ yazılması gibi vatandaşın belki farkında bile olmadığı ama çok önemli bir detaya kadar hepsini programımıza Yankı Paşa ve ilgili bakan arkadaşlarımız koydular."
"Ne konuşulacaksa gizli kapılar ardında değil Meclis’te konuşulsun diyoruz"
CHP'ye ilişkin "komisyon" eleştirilerini yanıtlayan Özel, şöyle konuştu:
"Her endişe haklıdır. Herhangi bir gazimizin, şehit ailemizin endişesi, o endişenin size aktarılması, o endişenin buraya kadar taşınması kadar doğal bir şey yok. Çünkü öyle alelade bir konu konuşmuyoruz. Ben bu mesele ilk ortaya atıldığında şunu söyledim: Biz bu sürece destek veririz. Cumhuriyetin kurucu partisi olarak ilk andan itibaren tutumumuz şu; Biz ne konuşulacaksa gizli kapılar ardında değil Meclis’te konuşulsun diyoruz. Buraya şehit ailelerimiz, gazilerimiz, onların temsilcileri dahil edilsin. ‘Biz her şeye varız ama onların gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye yokuz’ dedik. Zaman zaman bize dediler ki ‘Komisyona girmeyin.’ Biz de dedik ki bizim içinde olmadığımız komisyondan korkun. Çünkü o zaman o komisyonda ne olacağını bilemeyiz. Ama o komisyonda biz varsak, emekli astsubayın oğlu Murat Bakan o komisyonda bugün görev yapacak. 11 kişiyle temsil ediliyoruz. Yankı Paşamız milletvekili olmadığı için o komisyonda yok ama komisyonun bütün çalışmalarını yakından sizler adına takip ediyor.
"CHP milletten gizli herhangi bir pazarlığın yapılmaması için komisyonda bulunmaya devam edecek"
Biz bugün o komisyona gidiyoruz. Saat 14.00’te toplanıyor. Bugün arkadaşlarımız gerekli açıklamayı yapacaklar. Biz, bugünü değil 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonrasını düşünerek, bu ülkenin şehit ailelerinin, gazilerinin, ‘Ya biz boşuna mı canımızı verdik, kolumuzu verdik’ hissini asla ve asla yaratılacağı bir süreci kabul etmeden ama bir daha başlamamak üzere terörün bitmesi, silahların ortadan kalkması, çatışmanın bir daha geri gelmemesi, bunun için atılması gereken her türlü adımın atılması, bunun tam demokratikleşme zemini içinde yapılması ama ‘demokratikleşme’ derken burada bu ülkenin tamamını kapsayacak, herkesi kapsayacak ve bu ülkeyi nasıl dünyanın en zengin ülkeleri, en demokratik ülkeleri bu demokratikleşmenin hem hepimize huzur getireceği, hem zenginlik getireceği, refah getireceği bir sürecin birlikte yürütülmesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi tam bu nedenle milletten gizli herhangi bir pazarlığın yapılmaması için kimseden bir şey saklanmaması için şehit aileleri ve gazilerin üzülmemesi için meydanı milleti değil kendi çıkarlarını düşünenlere bırakmamak, bunu bir siyasi pazarlık haline getirmemek için o komisyonda yer alıyor ve bu komisyon, bu çerçevede çalıştığı takdirde de o komisyonda bulunmaya devam edecek. Buradan bir kez daha tekrar etmek isterim ki o komisyonda ilk günden beri söyledik. Sizlerin yapılarınızın temsil edilmesi çok önemli. Efendim elbette dernekler, vakıflar davet edilecek. Örneğin Barolar Birliği de gelecek, İnsan Hakları Vakfı da gelecek, çok sayıda meslek odası gelecek, sivil toplum örgütü gelecek. Bu sınırlar içinde sizin de oraya bir gün gelip konuşup gitmenize ben razı değilim. Bunu baştan söyleyeyim. Başkanlarıma da söyledim. Şehit aileleri de dinlenmelidir. Dinlenmelidir evet, herkes dinlenmelidir. Ama bu yapılar arzu ettikleri gün üç kişi olur, tek kişi olur, başkan düzeyinde olur, hukukidir konu avukatınızı görevlendirirsiniz, konu kritiktir üç başkan kalkar gider. Başkan gitmez, konuya hakim başkan yardımcısı gider. İstedikleri an o komisyona gidip o komisyonu takip edip talep ettiklerinde görüşlerinizi söylemenizi savunuyoruz. Bugün yapılacak usul, nasıl çalışacak, kimler dinlenecek toplantısına Cumhuriyet Halk Partisi bu öneriyi götürüyor. Murat Bakan bu öneriyi götürecek. Bu bizim hassasiyetle üstünde durduğumuz husus. Komisyon herkese açık olmalı, her fikre açık olmalı ancak sizin temsiliyetiniz komisyonda daimi olmalı. O komisyonda her an bulunabilirsiniz.
"Toplantının gizliliği, MİT mensuplarının can güvenlikleri açısından devletin talep ettiği bir tedbir"
O komisyon geçen hafta bir kapalı toplantı yaptı. Bunu en iyi siz anlarsınız. Diyorlar ki ‘Hani şeffaf olacaktı, toplantı kapandı.’ Toplantıya MİT Müsteşarı yanında uzmanlarıyla geldi ve sunum yaptı. Biz MİT mensubunu yabancı istihbarat örgütlerine deşifre mi edeceğiz orada? MİT, Cumhuriyet Halk Partisi’ne de gelince personeli özel tedbirlerle binaya giriyor. Oda önceden ayrılıyor, temizleniyor her türlü riske karşı. MİT mensupları saatler önce gelip, saatler sonra çıkıyorlar başkanlarından. Bütün tedbirler alındıktan sonra. Oradaki toplantının gizliliği, MİT mensuplarının can güvenlikleri açısından devletin talep ettiği bir tedbir. Ama bugünkü toplantı açık. Bugün toplantı tam tutanak halinde olacak. Bundan sonra da açık. Yarın öbür gün bir gelişme olur, MİT gelir, ‘15 dakika daha bilgi vereceğim’ der. Yine kapanır. Onun dışında bütün toplantılar açık. Birinci talebimiz veya yaklaşımımız bu. Sizin daimi ve etkin temsiliniz. İkincisi bugün yine Sayın Murat Bakan’ın sunacağı şekilde, Sayın Yankı Bağcıoğlu ve sizlerin hazırladığı 18 kanun maddesi var.
Terörsüz Türkiye’ye geçebilmek için birtakım kanuni düzenlemeler olacak. Bu sırada bir yandan 'terör örgütü mensuplarından silahından kurşun çıkmamış olanların gelip topluma kazandırılması, belli süreçlerin sonunda. Bazılarının bazı yabancı ülkelere gitmesi. Sınır dışında bazı yerler olması' gibi şeyler duyuyoruz. O somutlukların hepsini birlikte takip edeceğiz. Böyle düzenlemelere adımlar atılırken, yıllarca o bayrak yere inmesin diye mücadele etmiş, canını vermiş olanların beklentileri olan kanun teklifi komisyonda bekleyemez.
"Terör bitiyorsa insanların talep ve beklentilerine kaynaksızlık tartışmasını kabul etmiyoruz"
Bir eş zamanlılık ilkesiyle bu 18 kanun teklifinin gündeme alınmasını, yani gaziler ve şehit aileleri için ne isteniyorsa, bu düzenlemeler yapılmazsa, yarın çatışma olsa orada ölümü göze almış astsubayın, ölümü göze almış uzman çavuşun taleplerinin, ihtiyaçlarının ya da bunların emeklilerinin ihtiyaçlarının yerine getirilmesiyle ilgili kanunlar da bu komisyonun gündemine gelmelidir. Bugüne kadar çok istedik yapılamadı. Niye? Hep gerekçe nedir? Kaynak yok. E bundan sonra terör yok madem. Madem terörsüz Türkiye olacak. Bir İHA kaç paraya kalkıyor? Bir bomba kaç paraya atılıyor? Bundan sonra kaynak yok tartışmasını kabul etmiyoruz. Kaynak var. Terör bitiyorsa, bunun için bu kadar çekilmiş acıya rağmen insanlar sırf bir daha şehit gelmesin diye bağrına taş basıyorsa, artık onların talep ve beklentilerine kaynaksızlık tartışmasını kabul etmiyoruz. Bu kanunların da bu komisyonun ana gündemi yapılması gerektiğini özellikle ifade ediyoruz.
"Bu masa bu sürecin en kıymetli masasıdır"
Biz sizin incineceğiniz bir yerde olmayacağınızı ilk baştan söyledik. Bu şu demek değil yani; kimseyi komisyonu terk etmekle tehdit etmiyoruz. Ama bir yandan şunu herkes görsün. Başkanlar iki tane tarihi iş yapıyorlar. Bir, körü körüne karşı çıkmayarak risk alıyorlar. İki, üyelerinin endişelerini dile getirmek üzere ‘Bu komisyona gidip konuşmak isteriz’ diyorlar. Tam o gündeyiz. Bugüne kadar hep konuştuk, bugün o gün. Saat 14:00’te komisyon toplanacak. Zaten biliyorlar tutumumu. Bütün siyasi partilere söylüyoruz. Bu masa bu sürecin en kıymetli masasıdır. Çünkü ben konuştum sadece. Ne kanım aktı ne canım yandı ne evladım öldü ne kolum koptu. Ben konuştum. Ama bu masa bedel ödedi. O yüzden bu masanın rızasını alarak ilerlemek lazım. O da böyle… Elbette buraya gelinmesi kıymetli ama ‘Merak etmeyin bize güvenin deyip sizin yollacağınız günde değiliz. Sizin masada oturacağınız ve dinleyeceğiniz gündeyiz. Elbette hepimizin zorlanacağı, hepimizin fedakarlık yapacağız süreçler olacak.
"Siyasi hayatımıza sizin derneğinizle adım atmışız, bir yanlış olursa son adımı da orada atarız"
Bu işin kolayı Cumhuriyet Halk Partisi ben bu yerde yokum deyip en yüksek tondan itiraz etse en büyük alkış alır. Ama eleştiri alıyoruz, eleştiri göğüslüyoruz. Neden? Yarın öbür gün daha fazla şehidimiz olmasın, kan akmasın, ülkenin kaynakları doğru yerlere aktarılsın diye. Bütün endişelere saygı duyuyorum. Bütün endişelere karşı dikkatliyiz. Elimizden geldiğince samimi, dürüst ve tertemiz bir süreç yürütmek istiyoruz. Bunun dışında bir şey olursa itirazı en üst noktadan dile getirmek boynumuzun borcudur. Yıllardır söylediğimiz yerdeyiz, aylardır tarif ettiğimiz noktadayız. Tam da o gündeyiz. Buraya gelmeniz, bu sürece müdahil olmanız, beklentileri ve endişeleri dile getirmeniz, siyasi partileri ziyaret etmeniz bence çok kıymetli.
Bu masa öyle ikinci üçüncü kademeden, başka türlü veya gelin derdinizi dinleyelim masası değil. Bu masanın ayağına gidecek, bu masa dinlenecek. Bu masaya bugüne kadar ne taahhüt edildiyse o taahhütler tekrar edilecek. Komisyona da gidilecek, savunulacak. Bizim durumumuz, pozisyonumuz budur. Ben Türkiye’nin dört bir yanında sizlerin derneklerine geldiğimde ya da Yankı Paşa gelip de Murat Bey gelip de selamlar geldiğinde o sıcaklığı hep hissettik. Ayrıca malum 1974 doğumluyuz, Kıbrıs Barış Harekatı'ndan adımızı almışız. O açıdan ben de kendimi Kıbrıs gazilerinin her daim sorunlarını dile getiren, polislerimizin ve terörle mücadele gazilerimizin şehit ailelerinin her daim yanlarında olmuş birisiyim. Siyasi hayatımıza sizin derneğinizle adım atmışız, bir yanlış olursa son adımı da orada atarız. Bundan sonraki süreçte yanınızdayız, sizinle birlikteyiz."