HABER: Mehmet OFLAZ
(ANKARA) - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin üzerinden 28 ay geçerken, yakınlarını kaybeden ailelerin adalet arayışı devam ediyor. ANKA Haber Ajansı, depremde yıkılan ve 2 bin 502 kişinin hayatını kaybettiği 40 binaya ilişkin son üç ayda görülen davalarda yaşananları derledi. Sanıklar ve avukatları savunmalarında, "Suçsuzum, mağdurum", "Sadece 5 binam yıkıldı, vicdanım rahat", "Depremin ivmesi binanın yıkılmasına neden oldu", "Allah'tan gelen felaket nedeniyle suçlu sayılıyorum", "Devletine bağlıyım, tahliyemi talep ediyorum", "Yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol kararı kaldırılsın" ifadelerini kullandı. Karara bağlanan 5 dosyada sanıklara 12 yıl 5 ay ile 17 yıl 5'er ay arasında hapis cezası verildi, bazı sanıklar beraat etti, bazıları ise cezalara rağmen tutuklanmadı. Yakınlarını kaybedenler kararlara, "Hukuka ve adalete olan inancımız kalmadı" diye tepki gösterdi.
6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremlerinin üzerinden 28 ay geçti. Depremde en az 53 bin 725 kişi hayatını kaybetti, 107 bin 213 kişi yaralandı. Depremler sırasında 11 ilde binlerce konut yıkıldı. Yıkılan binaların yapımında sorumluluğu bulunanlar hakkındaki yargılamalar; yakınlarını kaybedenlerin ise adalet arayışları sürüyor.
ANKA Haber Ajansı, depremde yıkılan toplam 2 bin 502 kişinin ölümüne neden olan 40 binaya ilişkin açılan mart, nisan ve mayısta görülen davalarda yaşananları derledi.
HATAY
"Cennetten bir köşe" sloganıyla satılan 269 kişinin hayatını kaybettiği Rönesans Rezidans'a ilişkin davada, tutuklu müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun'un sağlık sorunları yaşadığını, mağdur ve suçsuz olduğunu savunarak bulunduğu tahliye talebi reddedildi.
Depremde 219 kişiye mezar olan Atilla Eren Apartmanı davasında savunma yapan tutuklu müteahhit Hikmet Günsay, "Zemin etüdünden anahtar teslimine kadar her şeyi düzgün yaptım. Sorunun ne olduğunu bilmiyorum, 21 aydır neden tutuklu olduğumu da anlamıyorum" dedi. Tutuklu sanıklardan yapı denetim şirketi sahibi Gökhan Tutar'ın avukatı ise, "'Asrın felaketi' deniliyor ama ben buna 'asrın ihmali, asrın rantı' diyorum. Hep felaket yaşandıktan sonra yönetmelikler değişiyor. Bu binaya 16 kat imar iznini kim verdi?" diye sordu.
"Sadece 5 binam yıkıldı, vicdanım rahat"
94 kişinin hayatını kaybettiği Buket Apartmanı davasında tutuklu müteahhit Hikmet Günsay, "uzun tutukluluk süresi" gerekçesiyle tahliye edildi.
Depremde 14 kişinin yaşamını yitirdiği Alya Uçar Apartmanı'na ilişkin iddianame, iki yıl sonra tamamlandı. İddianamede müteahhit Hikmet Günsay'ın "Sadece 5 binam yıkıldı, her şeyi yasal olarak yaptım, vicdanım rahat" savunması aktarıldı. Bu davada tahliye edilen Günsay'ın, diğer iki deprem davasındaki tutukluluğu ise devam ediyor.
Enkazında 69 kişinin hayatını kaybettiği Fuat Koku Sitesi davasında tutuksuz 6 sanık duruşmaya katılmadı. Depremde ailesini kaybeden Döne Kaya, "Çevik kuvvet eşliğinde üstümüz arandı, kapılar kapatıldı, izleyiciler alınmadı. Sanık gibi muamele gördük. Oysa biz sadece adalet istiyoruz. Adalet yerini bulana dek vazgeçmeyeceğiz" dedi.
"Depremin ivmesi binanın yıkılmasına neden oldu"
Depremde 56 kişinin yaşamını yitirdiği Nilüfer Apartmanı davasında firari sanık Süleyman Çağan'ın avukatı, "Müvekkilim, yıkılan binanın inşaat sürecinde yapı denetimine yardımcı kontrol elemanı olarak görevini mevzuata uygun ve layıkıyla yerine getirmiştir" dedi. Firari sanıklardan Süleyman Sürmeli'nin avukatları ise, "Müvekkilimizin Türkiye'ye iadesinin sağlanabilmesi için teminat ve kefalet doğrultusunda Interpol kararının kaldırılmasını, bu yolla müvekkilimizin ülkeye getirilmesine katkı sağlamanızı talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Depremde 47 kişinin hayatını kaybettiği Ilgım Apartmanı davasının ilk duruşması, depreminden 27 ay sonra görüldü. Tutuklu sanık yapı denetim görevlisi Semir Yoldaş, bugüne kadar denetlediği 600 binadan ilk kez birinin yıkıldığını söyledi. Tutuksuz sanık müteahhit Salih Zorsu ise binada kusuru olmadığını iddia ederek, "Depremin ivmesi binanın yıkılmasına neden oldu" dedi.
Enkazında 43 kişinin yaşamını yitirdiği Selim Köse Apartmanı davasında, müşteki avukatı Seda Mutaf, "Çok nadir karşılaştığımız bir şey oldu. Savcı tutuklama talepleri ya da adli kontrolün devamıyla ilgili mütalaada bile bulunmadı, duruşma salonundan çıktı. Biz hakime 'Savcı mütalaada bulunmadı, tutuklama taleplerimiz var' dediğimizde hakim 'Bulunmadı, ne yapabilirim?' şeklinde cevap verdi" dedi.
"Bina projeye uygun inşa edildi"
Yıkılması sonucu 27 kişinin hayatını kaybettiği Firuz Mutlu Apartmanı davasında, yeni bilirkişi raporunun mahkemeye ulaşmaması nedeniyle ertelendi. Mağdur ailelerin avukatı Cem Yaşatır, sürecin uzamasının acıları artırdığını söyledi.
Depremde 26 kişinin yaşamını yitirdiği Yağmur Apartmanı davasında sanıklar, binanın projeye uygun inşa edildiğini savundu. Sanıklar, yıkımın ruhsat dışı yapılan müdahalelerden kaynaklanmış olabileceğini öne sürdü.
Depremde 16 kişinin hayatını kaybettiği Derya Apartmanı davası ertelenirken, depremde eşini kaybeden Ufuk Bayraktar, "Allah'tan korkup kuldan utansalar binayı sağlam yaparlardı" dedi.
Enkazında 6 kişinin yaşamını yitirdiği Göçemen 2 Apartmanı davasında dönemin belediye inşaat teknikeri Arif Murat Elçi, yapı kullanım belgesinin projeye uygun olduğunu savunarak, "Belgelerde imzam olup olmadığını hatırlamıyorum. Depremde binamız yıkıldı, arşivimiz de gitti" dedi. Mahkeme heyeti, sanık Antakya Belediye Başkan Yardımcısı Engin Sözer'in bir sonraki duruşmaya ifade vermesi için zorla getirilmesine hükmetti.
KAHRAMANMARAŞ
Depremde 151 kişiye mezar olan Palmiye Sitesi'nin firari müteahhidi Hacı Mehmet Ersoy'un avukatı, Kahramanmaraş 3. Ağır Ceza Mahkemesine müvekkilinin hasta olduğunu ve hasta bezi kullandığını bildirerek yakalama kararının kaldırılmasını talep etti.
Enkazında 146 kişinin öldüğü Hamidiye Sitesi davasında da sanıklar suçlamaları kabul etmedi.
Depremde 84 kişinin hayatını kaybettiği Hünkar Apartmanı davasında, başka dosyadan tutuklu statik proje müellifi Ahmet Özdemir, binanın yıkılma nedenini depremin ivmesine bağlayarak, "Allah'tan gelen bu felaket nedeniyle suçlu sayılıyorum" dedi.
Kahramanmaraş'taki, 76 kişinin yaşamını yitirdiği Ebrar Sitesi K Blok davasında, kamu görevlisi sanıklar projelerin mevzuata ve amaca uygun olduğunu denetlediklerini, binanın statiğiyle ilgili sorumluluklarının olmadığını belirterek beraat talep etti. Sitenin kurucusu Tevfik Tepebaşı ise "Sadece üye ve usta bulma konusunda yardımcı oldum. İnşaat sürecine müdahil olmadım çünkü inşaattan anlamam" dedi. Depremde 2 oğlu ile birlikte 7 yakınını kaybeden Dilber Irmak, "Acılarımız hala çok taze" diye konuştu.
"Devletine bağlı, vatanını ve milletini seven biriyim"
Depremde 45 kişinin hayatını kaybettiği Saitbey Sitesi davasında tutuklu müteahhit Hasan Çam, binanın zemin kaynaklı yıkıldığını, bu nedenle suçsuz olduğunu öne sürdü. Sanık avukatı da 2022'deki Elazığ depreminde Saitbey Sitesi'nin çok sallandığını müştekilerin dile getirdiğini belirterek, "O dönemde neden bir ihbarda bulunulmadı?" diye sordu, binada oturanların da ihmalkarlıkla suçladı.
Enkazında 42 kişinin yaşamını yitirdiği Bad-ı Saba Konutları A Blok davasında tutuklu sanık AK Partili müteahhit Şahin Avşaroğlu, "Ben üzerime düşeni yapmaya çalıştım. Devletine bağlı, vatanını ve milletini seven biriyim. Yaklaşık 27 aydır tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum" dedi. Mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Depremde 35 kişinin hayatını kaybettiği Ezgi Apartmanı davası, "olası kastla öldürme ve yaralama" suçlarından 876 yıl 6'şar aya kadar hapisleri istenen firari sanıklar Sami Kervancıoğlu ve Mustafa Pekel'in yakalanamamaları nedeniyle ertelendi.
MADO'nun sahiplerine kusur atfedilmedi
Depremde 35 kişinin yaşamını yitirdiği Has-El Sitesi davasında, müştekilerin avukatı Turan Cihad Akben, dosyada tutuklu sanık olmamasının kamu vicdanını rahatsız ettiğini söyledi ancak mahkeme tutuklama taleplerini reddetti.
Toplam 35 kişinin hayatını kaybettiği Manolya Sitesi davasında, sitenin altında MADO'ya ait Tarhanacı Kafe'de yapılan tadilat nedeniyle ilk iki bilirkişi raporunda "asli kusur" atfedilen MADO sahibi sanıklara, üçüncü bilirkişi raporunda kusur atfedilmedi. Mahkeme, sanıklar Mehmet Sait Kanbur ve Atila Kanbur'un yurt dışı çıkış yasağını kaldırdı ve duruşmalardan vareste tuttu.
Depremde 29 kişinin yaşamını yitirdiği Özlem Bayraktar Apartmanı davasında tutuklu müteahhit Kadir Atmaca'nın avukatı, "Müvekkil 14 bina yapmış, sadece biri yıkılmıştır. Kronik hastalıkları var" diyerek tahliye talep etti, mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi.
ADIYAMAN
KKTC'li sporcular ve tur rehberlerinin de aralarında olduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği Grand İsias Oteli'nin yıkımıyla ilgili 6 kamu görevlisi hakim karşısına çıktı. Sanıklardan Osman Bulut, 1994'te Adıyaman Belediye Başkan Yardımcısı ve tarih öğretmeni olduğunu belirterek, "Teknik konuları bilmem mümkün değil. Eksiksiz gelen evrakları sıralı şekilde 'görüldü' mahiyetinde imzalıyordum" dedi.
Enkazında 65 kişinin hayatını kaybettiği Sueda Kent Sitesi davasında, dönemin kamu görevlisi Mehmet Bağcı yurt dışı çıkış yasağının, sanık avukatları da adli kontrol tedbirinin kaldırılmasını istedi ancak mahkeme tüm talepleri reddetti.
Depremde 25 kişinin hayatını kaybettiği Hasoğlu Apartmanı davasında, dönemin Adıyaman Belediyesinde görevli yapı kontrol müdürü sanıklar suçlamaları reddederek, inşa sürecindeki tüm yetki ve sorumluluğun yapı denetim firmasına ait olduğunu savundu.
ADANA
Toplam 96 kişiye mezar olan Hasan Alpargün Apartmanı davasında, dönemin kamu görevlileri ilk kez hakim karşısına çıktı. Seyhan Belediyesinin eski İmar Müdürü Alim Erdoğan, yılda yaklaşık 900 ruhsat verildiğini belirterek tüm evrakları kapsamlı incelemesinin mümkün olmadığını söyledi. İnşaat mühendisi Ferhat Yağ, savunmasında binaya yalnızca iskan için gittiğini, önceki süreçlerden sorumlu olmadığını anlattı ve "15 katlı binada genelde 1-2 kat gezer, uygunsa diğer katlara çıkmayız" dedi.
Tutuklu sanıktan müşteki avukatına tehdit
Depremde 82 kişinin hayatını kaybettiği İhsan Bayram Sitesi C blokunun davasında, tutuklu inşaat mühendisi Ferit Işık savunma yaparken, binada yakınlarını kaybeden müşteki avukatlarından Nazan Akça Subaşı'yı baroya şikayet edeceğini belirtti ve "Hesap soracağız" dedi. Mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Toplam 63 kişinin yaşamını yitirdiği Tutar Yapı Sitesi davasında da sanıklar atılı suçlamaları kabul etmedi.
"Bir sonraki nesli kurtarmak hepimizin elinde"
Depremde 40 kişinin hayatını kaybettiği Sami Bey Apartmanı davasında, depremden bir gün sonra İstanbul Havalimanından yurt dışına kaçan sanık müteahhit Abdullah Aybaba'nın avukatı, müvekkilinin yurt dışında olduğuna işaret ederek, "Adil bir yargılamanın sağlanabilmesi için müvekkil hakkında çıkarılan tutuklamaya yönelik yakalama emrinin kaldırılarak, savunmasının alınmasının ardından serbest bırakılmasına yönelik yakalama emri düzenlenmesini talep ediyoruz" dedi.
Enkazında 12 kişinin yaşamını yitirdiği Mete Apartmanı davasında, tutuksuz sanıklar müteahhit Muzaffer Mete ve inşaat mühendisi Atilla Tuğran'ın avukatları, kovuşturmanın genişletilmesi talebinde bulunarak, "Depremin şiddeti, yıkıcı etkisi ve ivmesi yönünden de rapor alınmasını talep ederiz" dedi.
Depremde 10 kişinin hayatını kaybettiği Beluk Apartmanı A Blok davasında, eşini ve çocuklarını kaybeden Oğuz Soyubey, inşaat mühendisi sanık Abdullah Yeldan'ın "ev hapsini ihlal ettiğini" belirterek tutuklanmasını talep etti. Mahkeme, talebi reddedip duruşmayı erteledi. Soyubey, "Bizden giden gitti, bir sonraki nesli kurtarmak hepimizin elinde" diye konuştu.
MALATYA
Malatya'da, 78 kişiye mezar olan Hakimbey Apartmanı davasında mahkeme, dosyanın esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için savcıya gönderdi. Depremde hayatını kaybeden milli basketbolcu Nilay Aydoğan'ın annesi Mediha Sevgi Aydoğan, kızının doğum gününde görülen duruşmaya umutla geldiklerini belirterek, "Sanık avukatları bilirkişi raporuna itiraz ediyor, herkes suçu birbirine atıyor. Suçlular cezasını alsın" ifadelerini kullandı.
"Biz, depremden sonra zaten onlarla gömüldük"
Depremde 19 kişinin hayatını kaybettiği Ermeç Apartmanı davasında, anne, baba ve iki ağabeyini kaybeden Mehmet Erdoğan, altıncı duruşmaya rağmen müteahhit ve kamu görevlilerinin tutuksuz yargılanmasına tepki gösterdi. Erdoğan, "Bu durum artık canımızı acıtıyor. Biz, depremden sonra zaten onlarla gömüldük. Bu müteahhitler, ailemle birlikte bizleri de beraberinde öldürdü" dedi.
GAZİANTEP
Toplam 30 kişinin hayatını kaybettiği Güven Apartmanı davasında sanık avukatları, "Müvekkilimizin işi gereği yurt dışına çıkması gerekmektedir. Bu nedenle hakkında uygulanan adli kontrol kararının kaldırılmasını talep ediyoruz" dedi. Mahkeme, tedbirlerin devamına hükmetti.
Depremde 19 kişinin yaşamını yitirdiği Akar Apartmanı davasında ise tutuklu tek sanık Serdar Çelebi Köse'nin tahliyesine karar verildi.
Son üç ayda karara bağlanan davalar...
Kahramanmaraş'ta 130 kişinin hayatını kaybettiği Çuhadar Sitesi davasında, statik proje müellifi Sıtkı Okumuş'a 15 yıl 6 ay 24 gün hapis cezası verildi. Sanık Fatih Karakale beraat ederken, firari sanık Enes Köksalmış'ın dosyası ayrıldı.
Kahramanmaraş'ta 72 kişinin yaşamını yitirdiği Ebrar Sitesi H Blok davasında, müteahhitler Tevfik Tepebaşı ve Atilla Öz'e 14 yıl 5 ay 10'ar gün hapis cezası verildi, 3 sanık beraat etti. Depremde annesini ve 14 yaşındaki kız kardeşini kaybeden Ayşenur Şahin, "İki sanık, kardeşimin ömrü kadar cezaya layık görüldü. Hukuka ve adalete olan inancımız kalmadı" dedi.
Kahramanmaraş'ta 69 kişinin hayatını kaybettiği Hacı Ömer Apartmanı davasında, müteahhitler Tevfik Tepebaşı ve Atilla Öz'e 14 yıl 5 ay 11'er gün hapis cezası verildi, iki sanık beraat etti. Müşteki avukatı Naim Eminoğlu, cezayı yetersiz bulduklarını belirterek, "Deprem dosyalarında verilecek karar 'bilinçli taksir' değil 'olası kast' olmalıdır. Bu karara ilişkin itirazlarımızı yapacağız. Belediye ve bakanlık görevlileri yargılanana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Malatya'da 31 kişinin yaşamını yitirdiği Trend Garden Rezidans davasında, müteahhit Bahattin Doğan ile statik proje müellifi Bülent Yeroğlu'na 12 yıl 5 ay, rezidans sahipleri Engin Aslan ve Sefa Gülfırat'a 17 yıl 5'er ay hapis cezası verildi. Tutuksuz 10 sanık beraat etti. Müşteki avukatı Pınar Ersu, sanıklar hakkında tutuklama kararı verilmemesine tepki gösterdi. Depremde kardeşi İbrahim Kurt'u kaybeden Hatice Açıkalın, gözyaşlarıyla karara tepki göstererek, "Caydırıcı cezaların olmaması, benzer ölümlerin artmasına ve daha çok insanın hayatını kaybetmesine yol açar" dedi.
Gaziantep'te 25 kişinin hayatını kaybettiği Pamukkale Sitesi davasında, müteahhitler Sadık Doğan ve Yusuf Alageyik ile teknik uygulama sorumlusu ve statik proje müellifi Atilla Gökçek'e "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan önce 19 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Mahkeme, takdiri indirim uygulayarak cezalarını 16 yıl 3 aya düşürdü. Müşteki avukatlarından Eren Can, "Adaletin tam anlamıyla sağlanabilmesi için deprem gibi büyük felaketlerde sorumluluğu bulunan herkesin hak ettikleri cezaları alması gerekmektedir. Ancak bu yolla benzer ihlallerin önüne geçilebilir, can kayıplarının önüne geçilebilir. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.