Haber: Hilal Solmaz
(İSTANBUL)- Klasik müzik tutkunlarının sabırsızlıkla beklediği İstanbul Müzik Festivali, bu yıl 53. kez kapılarını açıyor. Sadece notaların değil, kültürlerin ve sanat disiplinlerinin de bir araya geldiği bu büyük buluşma, 2025’te “Sınırların Ötesinde” temasıyla hem coğrafi hem sanatsal anlamda yeni ufuklara yelken açıyor. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen festivalin direktörü Efruz Çakırkaya, bu yılın dikkat çekici projelerini, temanın derinliklerini ve izleyicileri bekleyen sürprizleri Anka Haber Ajansı’na anlattı.
53. İstanbul Müzik Festivali… Bu yıl neler var? Klasik müzik severlerin merakla beklediği bir festival ya, izleyicileri nasıl bir program bekliyor?Festivalde bu yıl yok yok. Seç-beğen al diyebilirim. Üstelik sadece klasik müzik değil; farklı disiplinlerin bir araya geldiği pek çok enteresan iş var. Festivalin teması da bu çeşitliliği yansıtıyor: “Sınırların Ötesinde.” Bu temayı iki şekilde işliyoruz.
Bu “Sınırların Ötesinde” teması nasıl şekillendi? Temanın içeriği neleri kapsıyor?
İlk olarak, kelime anlamıyla sınırların ötesine çıkıyoruz. Yani coğrafi olarak Türkiye’nin yakın komşularıyla müzikal iş birlikleri kurduk. Bu yıl festivale özel üretilen projelerden biri; Çağlar Fidan, Ezgi Köker, Niko Papa Georgiou ve Foti Nikokala’nın bir araya geldiği “Ada Projesi.” Bu proje, Yunanistan’ın Kiklad Adaları ile bizim Prens Adaları’na ithafen yazılmış şarkılardan oluşuyor. Konser, Kınalıada’daki Hristos Rum Ortodoks Manastırı’nın avlusunda gerçekleşecek. Hem mekân hem müzik büyüleyici olacak.
Peki ya diğer coğrafi iş birlikleri? Komşu ülkelerden başka hangi müzisyenler yer alıyor?
Bir diğer proje, “Tellerin Aşkı.” Bağlama ve kopuz sanatçımız Coşkun Karademir, İran ve Azerbaycanlı müzisyenlerle bir araya geliyor. Derya Türkan da İstanbul kemanesiyle projeye dahil. Bu üç ülkenin geleneksel müziklerinden örnekleri, Sakıp Sabancı Müzesi'nin Fıstıklı Terası’nda dinleyeceğiz.
Peki, sınırların ötesi derken yalnızca coğrafi sınırları mı kastediyorsunuz, yoksa başka sınırlar da mı aşılmak isteniyor?
Temayı figüratif anlamda ele alıyoruz. Yani klasik müzik dinleme ve sunma formlarının sınırlarının ötesine geçiyoruz. 17. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar uzanan eserler, farklı disiplinlerle buluşuyor. Hip hop dansı, tiyatro, görsel sanatlar, resim… Bu türlerle zenginleştirilmiş çok sayıda multidisipliner konser var programda.
Bu kadar çok disiplini bir araya getirmek zor olmadı mı?
Aslında bu tür projeler uzun zamandır yapılıyor ve giderek daha da yaygınlaşıyor. Çünkü izleyiciler artık aynı anda pek çok duyularına hitap eden deneyimler yaşamak istiyor. Konser sırasında görseller, danslar gibi öğeler izleyicinin algısını daha çok besliyor. Temayı belirledikten sonra bu tür projelerle çok karşılaştım. İçlerinden en ilgi çekici olanlarını seçip programa dahil ettik.
Multidisipliner işler dediniz, biraz daha örnek verebilir misiniz?
Temaya referans veren çok sayıda yaratıcı iş var. Örneğin "Danstan Tablolar" adlı projede Alexander Gadjiev, Mussorgsky’nin “Bir Sergiden Tablolar” eserini seslendirirken sahnede Kadir Memiş (Amigo) hip hop ve break dans yapacak.
Ayakta ve dans ederek senfoni çalmak mı? Bu nasıl bir performans olacak?
Cenevre Oda Orkestrası, Geneva Camerata, “Revolta” adlı performanslarıyla Shostakovich’in Beşinci Senfonisi’ni ayakta ve dans ederek çalacak. Aynı sahnede krump dans topluluğu da yer alacak. Çok dinamik, isyankâr bir atmosfer yaratılacak.
Bulgar Korosu Dağlarca’yı Türkçe Seslendirecek
Geleneksel klasik müzik konserleri de var mı bu yıl?
Elbette ağır, prestijli klasik konserler de programda yer alıyor. 11 Haziran’da, Aziz Şokhakimov yönetiminde Tekfen Filarmoni Orkestrası ve Bulgaristan Ulusal Filarmoni Korosu ile festival açılışını yapacağız. 2020’de Hasan Uçarsu’ya sipariş ettiğimiz ancak pandemi nedeniyle seslendirilemeyen eserin dünya prömiyerini bu konserde gerçekleştireceğiz. Hasan Hoca, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın "Toprak Sever İnsanları Birer Birer" adlı şiirinden yola çıkarak koro ve orkestra için bir eser besteledi. Bulgar korosu bu eseri Türkçe seslendirecek. Bu da Bulgaristan’la güzel bir kültürel buluşma olacak.
Festivalde ilk kez Türkiye’ye gelecek topluluklar var mı?
Evet, festivalde ilk kez Türkiye’de konser verecek bir başka topluluk: NDR Elbphilharmonie Orkestrası. 19 Haziran’da keman virtüözü Frank-Peter Zimmermann’a, ertesi gün ise ünlü piyanist Rafael Blechas’a eşlik edecekler. Rafael, Chopin’in piyano konçertosunu seslendirecek.
Camerata Salzburg da programda deniyor, orada nasıl bir değişiklik oldu?
Camerata Salzburg da programda. Normalde Elen Grimaud solist olacaktı ancak sağlık sorunları nedeniyle yerine Fazıl Say sahne alacak. İsviçreli toplulukla Mozart’ın bir piyano konçertosunu yorumlayacaklar. Tüm bu büyük konserler, Atatürk Kültür Merkezi Türk Telekom Opera Salonu’nda gerçekleşecek.
Tiyatro ile klasik müzik nasıl buluşuyor festivalde?
Bir başka heyecan verici proje ise “Caravaggio ve Monteverdi.” Barok dönem bestecisi Monteverdi’nin eserlerini seslendirirken, Teatri Trentacinque tiyatro topluluğu Caravaggio’nun tablolarını sahnede canlı olarak canlandıracak. Her eser için oyuncular sahnede bir tablo oluşturacak, sonra sahne değişecek.
Bu yıl festivaldeki yeni mekânlardan da bahseder misiniz?
Yeni mekânlarımız da var. Örneğin The Grand Tarabya Oteli'nin terasında Cuarteto Soltango ve Leonel Capitano ile Arjantin tangoları dinleyeceğiz. Hem klasik hem tango, açık havada nefis bir konser olacak.
Peki Müzik Rotası bu yıl nerelerde olacak?
Bu yıl Müzik Rotası programı Büyükdere, Sarıyer çevresinde olacak. Üç kilisede - Surtboğaz Ermeni Katolik Kilisesi, Aya Paraskevi Rum Ortodoks Kilisesi ve Meryem Ana Doğuş Katolik Kilisesi’nde - Avusturya, Polonya ve İtalya’dan müzisyenlerle özel performanslar gerçekleşecek.
Festivalin vazgeçilmez mekânlarından biri olan Fransız Sarayı bu yıl programda mı?
Festivalin klasikleşen mekânlarından biri olan Fransız Sarayı'nda da François Salk ve Vincent Peirani, klasik ile cazı harmanlayan özel bir konser verecek.Festival için bu yıl özel olarak bestelenmiş yeni eserler de var mı?
Son olarak, bu yıl iki yeni eser siparişimiz var. Biri çağımızın en önemli bestecilerinden Ukraynalı Valentin Silvestrov’a verdik. Piyano triosu için bir eser besteledi.
Festivalin finali nasıl olacak? Kapanışta ne bekliyor izleyicileri?
Festivalin sonunda ise yine büyük bir kapanış var. Festivalin yerleşik orkestrası Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Slovak Filarmoni Korosu ile birlikte Rossini’nin koral bir eserini seslendirecek. Dört önemli solist de bu konserde sahnede olacak.