(ANKARA)- Türkiye Psikiyatri Derneği, Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin yetkili kurumlara kadınların yaşam hakkını koruyan yasal düzenlemelerin eksiksiz ve etkin uygulanması, koruma mekanizmalarının hızla güçlendirilmesi, bağımsız izleme ve denetim mekanizmaları oluşturularak kolluk kuvvetleri ve yargının sorumluluğunun şeffaf şekilde denetlenmesi çağrısında bulunarak "Ayşe Tokyaz için adalet, yalnızca bir dava sonucu değil, her kadının yaşam hakkını güvence altına alan köklü bir değişimle sağlanacaktır. Bu çağrı, yalnızca bir hayatın ardından değil, başka hayatların kararmaması için yapılmaktadır" açıklamasını yaptı.

Türkiye Psikiyatri Derneği, Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin açıklama yaptı. Yasal düzenlemelerin yalnızca kâğıt üzerinde kaldığı, koruma kararlarının uygulanmadığı ve güvenlik birimlerinin yeterli özeni göstermediği belirtilen açıklamada, failin daha önce de bir kadını öldürme suçundan delillere rağmen tutuksuz yargılanmasının, erkek egemen sistemin şiddet uygulayıcılarını nasıl koruduğunu ve cesaretlendirdiğini gösterdiği vurgulandı.

"Emniyetin riskli profilleri izleyememesi, tehdit altındaki kadınların korunmaması, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini besleyen politik söylemler şiddet zincirinin halkalarını oluşturmaktadır" denilen açıklamada, 102 gün içinde 132 kadının öldürüldüğüne dikkat çekilerek, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin ve 6284 sayılı Kanun'un etkin uygulanmamasının kadınların yaşam hakkını doğrudan tehdit ettiği belirtildi.

"Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi, erken yaşta başlayan bilinçlendirme programları bu döngüyü kırmanın temel yollarıdır"

Kadına yönelik şiddetin yalnızca yaşam hakkını değil, kadınların ruh sağlığını da hedef aldığı belirtilerek, toplumda yaygın korku ve kaygı atmosferi oluşturduğu, bu travmatik etkilerin uzun süreli psikolojik sorunlara neden olduğu ifade edildi. Açıklamada, "Şiddetle mücadelede yalnızca cezai yaptırımlar değil, eğitim ve farkındalık temelli önlemler de hayati önem taşımaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi, erken yaşta başlayan bilinçlendirme programları ve şiddeti normalleştiren kültürel kodların sorgulanması, bu döngüyü kırmanın temel yollarıdır" dendi.

Türkiye Psikiyatri Derneği, ilgili kurumlara açık bir çağrıda bulunarak şu talepleri dile getirdi:

"Son cinayet yeniden göstermiştir ki, Türkiye’de kadınların yaşam hakkını güvence altına almak için politik, hukuki, kurumsal ve toplumsal düzenlemeler hâlâ çok eksiktir, kâğıt üzerindeki koruma mekanizmaları uygulamada işlevsiz kalmaktadır ve devlet bu konudaki sorumluluklarını yeterince yerine getirmemekte, kadınların yaşam hakkını koruyamamaktadır. Kadınların yaşam hakkı, fiziksel güvenliği ve ruh sağlığı; devletin, yerel yönetimlerin ve sivil toplumun ortak bir sorumluluğudur. Bu olay, yalnızca bir kadının yaşamının acı bir şekilde sona ermesi değil; aynı zamanda toplumun vicdanında açılan derin bir yara ve demokratik değerler açısından büyük bir kayıptır.

CHP'li Tanrıkulu'ndan 'Kürtçeye yasak' haberine tepki
CHP'li Tanrıkulu'ndan 'Kürtçeye yasak' haberine tepki
İçeriği Görüntüle

Bu nedenle ilgili kurumlara açık ve net bir çağrıda bulunuyoruz: Kadınların yaşam hakkını koruyan yasal düzenlemeler (İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun) eksiksiz ve etkin uygulanmalıdır. Devlet, ataerkil şiddeti önlemeye yönelik politik sorumluluğunu yerine getirmeli, koruma mekanizmalarını hızla güçlendirmelidir. Kadınlara yönelik şiddeti önleme merkezleri, sığınaklar ve acil destek hatları yaygınlaştırılmalı ve erişilebilir olmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi, tüm kademelerde müfredata dahil edilmeli; şiddeti besleyen kültürel kodlar dönüştürülmelidir. Bağımsız izleme ve denetim mekanizmaları oluşturularak kolluk kuvvetleri ve yargının sorumluluğu şeffaf şekilde denetlenmelidir.

Ayşe Tokyaz için adalet, yalnızca bir dava sonucu değil, her kadının yaşam hakkını güvence altına alan köklü bir değişimle sağlanacaktır. Bu çağrı, yalnızca bir hayatın ardından değil, başka hayatların kararmaması için yapılmaktadır."

 

Kaynak: ANKA