İSTANBUL (AA) - ENES TAHA ERSEN - İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Gül Ünlü, dijital dünyada bir "kültür" haline gelen "linçleme" kavramının, sosyal medya kullanıcılarının gönderilerine aldığı beğeniyle eş değer oranda büyüdüğünü, kişilerin etkileşim uğruna, daha acımasız yorumlar yapıp daha büyük linçlemeler ve tartışmalar çıkardıklarını söyledi.

Ünlü, AA muhabirine sosyal medyadaki "linç kültürünü" ve bunun nedenleriyle sonuçlarını değerlendirdi.

Dijitalleşen dünyanın insanların gündelik yaşantısının içerisine her geçen gün daha da fazla sirayet etmeye başladığını belirten Ünlü, sosyal medya platformlarının da bu alanda en fazla kullanılan uygulamalardan biri olduğunu, hatta kişilerden bağımsız olarak büyük şirketlerin, kurum ve kuruluşların da artık bu alana yöneldiğini kaydetti.

Doç. Dr. Ünlü, sosyal medyaya yönelimin etkileşim kaygısını da beraberinde getirdiğini, etkileşim arayışının da tartışmalar ve "linç kültürü" olarak adlandırılan akımı tetiklediğine dikkati çekerek, "Linç kültürü dediğimiz şey birini yani varoluşsal sebepleriyle ya da içinde bulunduğu sosyal ortam sebebiyle dışlamak, yalıtmak ve aslında suçlamak diyebiliriz." dedi.

Sosyal medyadaki linç kavramının herhangi bir sebep veya sonuçtan bağımsız olarak kendiliğinden ortaya çıkabildiğinden bahseden Ünlü, "Bu, kişilerin sadece öznel gerekçeleri nedeniyle olduğu gibi, dezenformasyon ve yalana dayalı, bilgilerin çarpıtılması sonucuyla da ortaya çıkabilmekte." diye konuştu.

- "Kişiler anonim olduğu için istediği gibi reaksiyon gösterebiliyor"

Ünlü, sosyal medyadaki linçlerin önemli bir kısmının aslında anonim olan ve kimliği belirsiz olarak görülen kişilerce başlatıldığını ve alınan etkileşim ile doğru orantıda büyüdüğüne değinerek, şöyle devam etti:

"Linçlenme dediğimiz şey, kişinin ya da içinde bulunduğu diğer sosyal gruplarla olan ilişkilerinden dolayı dışlanması, o dijital toplumdan yalıtılması, yalnızlaştırılması anlamına gelmekte. Bunun da en önemli gerekçelerinden biri de bir kere anonimsiniz. Yani kim olduğunuzu bulabilmek çok kolay değil dijital ortamda. Kişiler anonim olduğu için istediği gibi reaksiyon gösterebiliyor. Bu da daha fazla agresif olmanın yolunu açıyor. Aslında normalde hakaret etmeyeceğimiz bir şeye daha fazla hakaret ederek cevap verebiliyor, ya da hiç büyütülmeyecek bir şeyi alay konusu haline getirebiliyoruz. Bu durum da aslında bir linç yarışını tetikliyor."

Sosyal medyada anonim hesaplar üzerinden acımasız eleştirilerin oldukça yaygın olduğunu hatırlatan Ünlü, özellikle anonim hesaplar arasında yayılan bu yorumlaşmanın, popüler hale gelip gerçek kullanıcılar tarafından da uygulanan bir akım haline dönüşebildiğini, bu durumun zincirleme linçleme yarışması haline gelebildiğini söyledi

Ünlü, şu ifadeleri kullandı:

"Sosyal medyadaki etkileşim beklentisi, linci büyüten unsurlar arasında yer alıyor. Yani birini linçleyeceksek en kötü, en zeki yorumu yapan daha fazla beğeni alıyor ve bu akıma dönüşerek büyüyor. Yani birini linçlemek değil artık önemli olan. Bir paylaşımın altında insanlar daha fazla bunu beğenip onaylıyorsa ve buna yönelik olumlu yorum yapıyorlarsa o zaman bir biçimde bunun gerçeğe dayalı olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz, ya da tam aksi. Burada da bir fikir beyan etme gereği duyuyorsunuz. İşte tam da burada linç yarışı başlıyor istemsizce zincirleme olarak. Birini daha zekice, daha ilgi çekici, daha doğru yerden yakalayarak, linçlemek maalesef etkileşim ve beğenilme değerine sahip."

Özellikle bir yarış haline dönüşen bu linçleme akımının kullanıcılar arasında magazinsel değerinin de bulunmasının kişilere komik, eğlenceli bir oyun gibi geldiğini ancak bu durumun toplumsal ve daha ciddi konular üzerinde yapılmasının büyük tartışmaları ve dezenformasyonları da beraberinde getirdiğini belirten Ünlü, sosyal medya platformlarının da bu etkileşimi besleyecek stratejiler uyguladığını ifade etti.

- "Sosyal medya platformları algoritmayla bu lince destek veriyor"

Ünlü, günümüzde sosyal medya araçlarının, kullanıcılarını daha fazla sayfada tutmak ve daha çok kişiye hitap edebilmek için çeşitli algoritmik yöntemleri kullandığını, kişileri tanıma, ilgi alanlarını keşfetme gibi yollara başvurduklarını, bu sayede kullanıcıyı sosyal medyada daha etkin bir hale getirmek üzerine stratejiler geliştirdiklerini söyledi.

Sosyal medya platformlarının, lince dönüşen tartışmalarda, tartışmayı dışardan izleyen kişiyi bir taraf seçmek durumunda bıraktığına da dikkati çeken Ünlü, şu değerlendirmede bulundu:

"O etkileşim o kadar şaşaalı bir şey ki maalesef, orada birine haksızlık mı yapılıyor, böyle insani hak mı çiğneniyor falan gibi mevzulara çok da gelinmediğini düşünüyorum. Dijital platformlar da buna olanak sağlıyor. Diyelim ki siz hayvan haklarıyla ilgili bir şey aratıyorsunuz, uygulama daha iyi tanıdıkça daha uygun içerikle sizi karşılaştırmaya devam edecek ve siz orada daha fazla kalacaksınız. Tabii kişiselleştirme başlangıçta iyi bir şey kullanıcı için. Yani platform da onu tanıyor. Fakat çalışmalar şunu gösteriyor ki algoritma bu aşamada karşılaşılan içeriği radikalleştirme eğiliminde. Bunu siyasal tutumlarda da görüyoruz. Ayrımcılık meselesi ile ilgili konularda da görüyoruz. İşte aşı karşıtlığı gibi çeşitli hani sağlık temelli kararlarda da görüyoruz."

- Linç kültürüne karşı yapılması gerekenler

Lince maruz kalanların yalnızca yetişkin olmadığını, çocuklar arasında da akran zorbalığına dönüşen bu linç kültürünün daha farklı psikolojik rahatsızlıklar ve gelişim bozukluklarına da yol açtığını anımsatan Ünlü, "Hesabı kapatalım. Ve artık o insanlarla görüşmeyelim falan gibi kolay çözümlerin çok gerçekçi olmayacağını düşünüyorum. Özellikle çocuksa mesela lince uğrayan birey için çok daha travmatik. Çünkü muhtemelen onlar sınıf arkadaşları ve ertesi gün kalkıp tekrar o çocuklarla aynı sınıfta okumaya gitmesi gerekecek." ifadelerini kullandı.

Dünyanın farklı köşelerindeki kültür sanat festivalleri sanatseverleri ağırlayacak
Dünyanın farklı köşelerindeki kültür sanat festivalleri sanatseverleri ağırlayacak
İçeriği Görüntüle

Sosyal medyadaki linç akımları ve kampanyalarının önüne geçilmesi için hem kişilerin bilinçli sosyal medya kullanmasının önemli olduğuna hem de resmi kurumların, bu alanda daha kapsayıcı çalışmalar yapması gerektiğine dikkati çekti.

Ünlü, özellikle bakanlıkların bu alanda daha farkındalık oluşturacak kampanyalar ve programlar yapması gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle tamamladı:

"10 yıl öncesinde konuşuyor olsaydık bu konuyu, o zaman derdik ki medya okur yazarlığı dersleri buna çare olabilir. Ancak artık dijitalleşen dünya hayatımızın önemli bir kısmında ve problem yalnızca medya üzerinde değil dijital dünyanın her yerine yayılmış vaziyette. Dolayısıyla tüm eğitim sürecine çok daha fazla entegre ve hatta belki özel olarak kırılgan gruplar için daha fazla konuşulabilir, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu konuda özel çalışmalar yürütebilir. Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın böyle çalışmalar özelinde eğilmesi iyi olabilir. Keza gençler çoğunlukla bu platformların içerisinde yer alıyor. Tabii ki tüm temelde İletişim Başkanlığı'nın bu konuda çalışmaları olduğunu da biliyorum. Dijitale entegre halin ve bu hiç bitmeyecek okuryazarlık meselesinin daha bütünleşik bir perspektiften düşünülmesinin bu konular üzerinde daha çok çalışmalar yapılıp bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılmasının önemli olacağını düşünüyorum."

Kaynak: AA