Haber: Mehmet duran Özkan – Kamera: Erdal Akbuğa
(MALATYA) - Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyeleri, “Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, hizmet üretmiyoruz. Sokaklarda, alanlardayız” diyerek iş bıraktılar. KESK Malatya Sendika Bileşenleri adına konuşan Onur Kutlu, “Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin taleplerinize sahip çıkmanıza bağlı” dedi.
Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Binası önünde yapılan basın açıklamasında, sık sık, “Emekçiyiz haklıyız kazanacağız”, “Sefalete teslim olmayacağız”, "TÜİK elini emekçiden çek”, "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları atıldı.
KESK Malatya Sendika Bileşenleri adına basın açıklaması yapan Onur Kutlu, ülkeyi yönetenler 2025’in Türkiye’sinde kamu emekçilerini hala kapı kulu olarak gördüklerini, herkese daha fazla yoksulluk, sefalet ve geleceksizlik dayatmaya çalıştıklarını ifade etti.
Yıllardır üretime değil; borçlanmaya, betonlaşmaya dayalı insan ve doğa düşmanı bir model kurulduğunu kaydeden Kutlu, "Emek karşıtı, sermaye yanlısı bu modelde kamu hizmetlerine, kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar kısıldıkça kısıldı” dedi.
“Kamucu anlayışta, sosyal devlette koskoca gedikler açıldı”
Kamu hizmetlerinin özel sektöre devredildiğini belirten Kutlu, şunları söyledi:
“Kamu binaları ticarethaneye, vatandaşlar müşteriye çevrildi. Bunun bedelini de söndürülemeyen yangınlarla, her gün bir yerde ortaya çıkan sellerle, felaketlerle hepimiz ödedik. Ödemeye de devam ediyoruz. Bu modelde biz kamu emekçilerinin payına ise düşük maaşlarla, güvencesiz, angarya çalışma, çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet düştü. Buradan tüm kamu emekçilerine sesleniyoruz: Yıllarca bu ülkenin kamu emekçilerine kapı kulu muamelesi yaptılar. 'Sendika kuramazsınız, yasak' dediler. Sendikalarımızın kapılarını mühürlediler. Ama bizler, haklar yasalardan, yasaklardan önce gelir diyen kamu emekçileri olarak o mühürleri söküp attık. 'Kapı kulu değil, emekçiyiz' diye haykırdık. Şimdi de yıllardır ülkemizin taraf olduğu ILO sözleşmeleri başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerle tanınan grev hakkımızı yok sayıyorlar. Bu sözleşmelerin iç hukukun üzerinde olduğunu yazan Anayasa'yı ayaklar altına alıyorlar. Bizler bir araya gelmediğimiz sürece tüm haklarımız 2025’in Türkiye’sinde bizleri hala kapı kulu olarak görenlerin iki dudağı arasında kalmaya devam edecek."
“İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret talep ediyoruz”
Kutlu, konfederasyonların özellikle maaş artışı taleplerinde KESK’in talebine yakın rakamlar sunmasını kendilerinin tabanda yarattığı baskının sonucu olduğunu belirten Kutlu, şöyle devam etti:
“Ancak bu yeterli değildir. Aslolan, ekonomik, sosyal, özlük haklarımızda yaşadığımız kayıpların doruk noktasına çıktığı bu kritik dönemde taleplerimiz için birlikte mücadelenin yine tabandan büyütülmesidir. Daha önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönem toplu sözleşme sürecinin de hayal kırıklığı ile bitmemesi hangi sendikanın üyesi olursanız olun sizlerin taleplerinize sahip çıkmanıza bağlıdır. Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulunun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden bu garabet sisteme karşı hangi sendikanın üyesi olursa olsun tüm kamu emekçilerini önümüzdeki süreçte; insanca yaşamaya yetecek bir ücret, güvenceli istihdam, güvenli gelecek, demokratik ve adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti, grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için omuz omuza vermeye, mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz."