İstanbul Barosu Afet Hukuku ve Koordinasyon Merkezi, 11. Yargı Paketi’nde yer alan erken salıverme düzenlemesinin deprem yargılamalarında “cezasızlık rejimi yaratacağı” uyarısında bulunarak, teklifin deprem suçları açısından kapsam dışı bırakılmasını istedi.

“Erken salıverme maddesi deprem davalarını doğrudan etkileyecek”

İstanbul Barosu Afet Hukuku ve Koordinasyon Merkezi, TBMM Genel Kurulu’na gelmesi beklenen 11. Yargı Paketi’ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, paketin yirmi yedinci maddesinin içeriği itibarıyla deprem kaynaklı ceza soruşturmalarını ve kovuşturmalarını doğrudan etkileyen bir düzenleme olduğuna dikkat çekildi.

Baro, söz konusu maddenin suç ayrımı yapılmaksızın ve infaz kurumunda bulunma şartı aranmaksızın erken salıverme imkânı tanıdığına ve bunun taksirle ölüme veya yaralanmaya neden olma suçlarında cezai sonuçları fiilen ortadan kaldırabileceğine vurgu yaptı.

“Yüzlerce dosya sürerken infaz değişikliği hukuki öngörülebilirliği zedeler”

Açıklamada, 6 Şubat iki bin yirmi üç depremlerine ilişkin ceza dosyalarının büyük bölümünün hâlâ bilirkişi incelemeleri, keşif ve teknik rapor aşamasında olduğu hatırlatıldı.

Baro, sürecin devam ettiği bu aşamada infaz rejiminin kapsamlı biçimde değiştirilmesinin cezaların caydırıcılığını, kamu güvenini ve hukuki öngörülebilirliği zayıflatacağını belirtti.

“Cezasızlık, standart dışı yapılaşmanın ve denetim zafiyetinin önünü açar”

İstanbul Barosu, deprem suçlarında cezanın yalnızca bireysel sorumluluğu belirlemekle sınırlı olmadığını; toplumun yaşam hakkını koruma ve kamu güvenliğini sağlama amacı taşıdığını ifade etti.

TBMM’de Bütçe Maratonu Başladı: Özgür Özel Genel Kurul’dan Takip Ediyor
TBMM’de Bütçe Maratonu Başladı: Özgür Özel Genel Kurul’dan Takip Ediyor
İçeriği Görüntüle

Açıklamada, cezasızlığı güçlendiren her düzenlemenin yapı üretiminde maliyet baskısıyla standart dışı uygulamaları artıracağı, belediyelerde ruhsat ve proje süreçlerinde keyfiyete zemin hazırlayacağı ve denetim kuruluşlarını sorumluluk almaktan uzaklaştıracağı belirtildi.

“Bir ila üç aylık fiili ceza ile adalet sağlanamaz”

Baro, düzenlemenin en kritik yönlerinden birinin otuz bir Temmuz iki bin yirmi üç öncesini kapsaması olduğunu belirtti.

Bu kapsam nedeniyle, 6 Şubat iki bin yirmi üç depremlerinde yaşamını yitiren on binlerce kişinin ölümünde sorumlu olan kişilerin, mahkûm olsalar bile kapalı cezaevinde fiilen bir ila üç ay arasında kalabileceği, hatta birçok durumda denetimli serbestlik ile cezaevine hiç girmeyeceği vurgulandı.

Baro, bunun deprem yargılamalarında fiili bir cezasızlık rejimi oluşturacağını söyledi.

“Deprem yargılamalarında cezasızlık zırhını kabul etmiyoruz”

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Adaletin tesisi için deprem yargılamalarında etkin soruşturma ve caydırıcı yaptırımlar kaçınılmazdır. Deprem yargılamalarında cezasızlık öngören infaz taslağı kabul edilemez. Bu düzenleme bu haliyle yürürlüğe girerse toplumun yaşam hakkı korunamaz; gelecekte daha ağır felaketlerin önü açılır. Bu nedenle kamu yararına ve yaşam hakkına açıkça aykırı olan bu düzenleme, deprem suçları yönünden kapsam dışı bırakılmalıdır. 6 Şubat iki bin yirmi üç ve sonrasındaki yaşananlar, afetin katliama dönüştüğü anlardır. Deprem yargılamalarında cezasızlık zırhını kabul etmiyoruz.”

Kaynak: ANKA