(ESKİŞEHİR) - Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu’ndan avukat Mert Yedek, Alpagut ve Atalan mahallelerine yapılmak istenen siyanürlü altın-gümüş madenine ilişkin toplantı süreçlerinde birçok hukuksuzluk yaşandığını belirterek, "Bu projede sağlık etki değerlendirmesinin yapılmadığına ilişkin TTB açıklamalarda bulundu. Biz bu projede halk yok, insan yok dedik. Aynı zamanda da burada bir sağlık etki değerlendirmesinin yapılmadığına yönelik itirazda da bulunuldu" dedi.

Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş. tarafından Eskişehir’in Mihalgazi ilçesine bağlı Alpagut ve Tepebaşı ilçesine bağlı Atalan mahallelerine yapılmak istenen siyanürlü altın-gümüş madeni için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda 4 Temmuz 2025 tarihinde gerçekleştirilen ikinci İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu uygun bulundu.

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, halkın katılımı toplantısından ikinci İDK toplantısına kadar olan süreçte yaşanan hukuksuzluklara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Platform’un avukatı Mert Yedek, şunları söyledi:

"Biz birinci inceleme değerlendirme komisyonuna giderken aslında projeye dair bir teknik anlatım yapılmıştı platformumuzun teknik komisyonu tarafından. Şimdi birinci İDK toplantısında durdurulan proje ikinci İDK toplantısında proje komisyon üyeleri tarafından olumlu yorumlanıp proje komisyondan geçirildi. İki İDK toplantısında da hangi itirazlarda bulunduğumuz ve bu projeye neden karşı olduğumuzu teknik anlamda platformumuzun teknik komisyonunun yaptığı bir hazırlıkla basına ve kamuoyuna duyuralım dedik. Çünkü bakanlık burada projenin neden durdurulduğunu kimseye anlatmıyor. Bakanlık burada projeyi hangi itirazlar sonucu ne gerekçelerle onayladığını anlatmıyor. Burada şeffaflıktan uzak bir süreç, katılımcılıktan uzak bir süreç yaşanıyor. Dolayısıyla aslında halkı bilgilendirmek de Doğa ve Yaşam Platformu’na düşüyor.

"Süreç aslında halktan kaçırılıyor"

Kabaca birkaç şeyi anlatmak istiyorum. Bu İDK toplantısında aslında birçok sıkıntı itibarıyla da bir mizansen yaşadık. Çünkü komisyon üyesi kurumlar bu toplantıya katılmadılar. Bizim Eskişehir’i temsilen birçok sivil toplum örgütünün o toplantılara katıldığı aşamalarda hiçbir itirazımızı onlara iletip iletilmediği konusunda bir bilgi sahibi değiliz. Yaptığımız birçok itiraz ne şekillerde tutanak altına alındı bilmiyoruz. Tutanaklar bizimle paylaşılmıyor. Yapılan itirazlar, tutanaklar komisyon üyelerine ulaştırılıp komisyon üyelerinin bu şekilde bir değerlendirmeye alınıp alınmadığı konusunda bir değerlendirme ve bilgi sahibi değiliz. Dolayısıyla süreç aslında halktan kaçırılıyor. Biz bu projenin kente dönük, halkın sağlığına ve geri dönülmez birçok tahribatına dönük aslında çalışmalarımızı biz burada açıklama ihtiyacı hissediyoruz.

"Valilik soruşturmaya izin vermedi"

Öncelikle bu projenin en başından beri, halkın katılım katılımı toplantısından bu yana gelişen süreçte aslında halktan kaçırıldığı aslında bunun bir halkın katılımı toplantısı olmadığı tamamen şirketin kendini belirli aşamaları tamamlama ihtiyacının bir ürünü olduğuna biz şahit olduk. Birçok konu hakkında da Çevre Şehircilik İklim Müdürü hakkında da suç duyurularında bulunduk ama valilik engeline takıldı. Valilik soruşturmaya izin vermedi.

"Tutanaklar bizden kaçırıldı"

Tutanaklar bizden kaçırıldı. Onlarca açıklama yaptık tutanaklar nerede diye. Tutanaklar en son onaylanmadan önceki ÇED raporuna konuldu ve biz bu tutanakların gerçeğe aykırı olduğunu bu şekilde öğrendik. Tutanaklardaki usul itirazlarımız ve Hikmet Çelik’in hiçbir fiili tutanaklarda yoktu. Tutanaklardaki ismi geçen insanların sıfatları yanlıştı. Beyanları yanlıştı. Dolayısıyla bu tutanaklar gerçeğe aykırı tutulmuştu ve itiraz dilekçelerimizin alınıp alınmadığını biz hala bilmiyoruz. Dolayısıyla halktan kaçırılan bir projeyle karşı karşıyayız. Bu İDK toplantısının katılımcılıktan uzak olması sadece şu aşamada Eskişehir’i temsilen sadece Eskişehir Büyükşehir Belediyesi vardı kamu kurumları haricinde. Tepebaşı Belediyesi kendi kırsal kalkınma projelerini anlatmak için komisyona katılmak istediğinde komisyona katılımları reddedildi.

"Islak imzalı raporlar değiştirilmiş"

İlk ÇED raporuna ilişkin eklerde belirli raporlar vardı. Bu raporlar hukuka, usule aykırı şekilde çıkartıldı. Raporların içeriğinde tahrifatlar vardı. En önemli kısımlardan birisi bu. Örneğin bioçeşitlilik bir nihai raporu birinci ÇED raporunda vardı. Bu raporun başlığında da mevcuttu. 2021-24 verisi aslında bu raporlar. Ama biz görüyoruz ikinci raporda bu husus değiştirilmiş tek ruhsat alanına indirilmiş. Rapor 14 sayfa büyütülmüş. Belirli tahrifatlar yapılmış ve bunlar ıslak imzalı raporlar. Aslında adli suç bunların hepsi. Bu konuyu bakanlığa iletmemize rağmen ne bakanlık ne şirket gerekli açıklamayı ne halka ne bize yaptı. Islak imzalı raporların değiştirildiğini biz burada görüyoruz. Biz bu konu hakkında suç duyurusuna bulunacağız hafta içi. Umarım gerçekler açıklığa kavuşur.

"Raporlarda tahrifatlar var"

Yer altı suyu akım modellemesi ile alakalı 2023 mart tarihli bir rapor ıslak imzalı sunulmuş. Ama rapor şirketin beyanlarını doğrultusunda revize edilen proje doğrultusunda 15 yıl 10 yıl yapılmış. 20 yıl 15 yıla düşürülmüş. Projenin kendi revize edilen çalışmaları doğrultusunda raporlarda tahrifatlar var ve çıkartılan da raporlar var. Bu projede sağlık etki değerlendirmesinin yapılmadığına ilişkin TTB açıklamalarda bulundu. Biz bu projede halk yok, insan yok dedik. Aynı zamanda da burada bir sağlık etki değerlendirmesinin yapılmadığına yönelik itirazda da bulunuldu. Şirket Sağlık İl Müdürlüğü’ne yazı yazmış. Sağlık İl Müdürlüğü’nden bir dönüş yapılmış. Demiş ki, biz sizinle sağlık verilerini paylaşamayız demiş. Çünkü KVKK bünyesinde bunlar kişisel veridir demiş. Ama burada anonimleştirilmiş veriler istendiği halde Sağlık İL Müdürlüğü aslında olmayan bir çalışmasını KVKK bünyesi altında kanununun arkasında dolanarak biz burada halkı yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu görüyoruz.

"Bu raporda insan, tarım, hayvancılık, arıcılık yok"

Birçok tahrifat var aslında. Aslında 9.4 milyon ton su verisi vardır. Yıllık bazda 9.4 milyon ton su kullanılacağını beyan eden şirket birden 760 bin tona düşürdü bunu. DSİ’den belirli artık orada kendileri bir taahhütlerde bulundu ve o taahhütler gereği burada şirket bakanlıktan bir irade çıkarmaya çalıştı. Ve bu verilerin herhangi bir şekilde teknik değerlendirmeye alınmadığını biz raporda görüyoruz. Bu raporda insan yok, tarım yok, hayvancılık yok, arıcılık yok ve şehir açısından geri dönüşü olmayan zararlar nedeniyle biz bu projeye karşıyız. ÇED olumlu kararı yayınlandığında dava sürecinde hepsine tekrar kamuoyu ile paylaşacağız."

"Halka anlatılan projeyle onaylanan proje bambaşka"

Platformun Teknik Komisyon Üyesi Uygar Kurtcu ise itirazlarının ana başlıklarına ilişkin şunları söyledi:

"Halkın katılımı toplantısının ön ayağı paydaş katılım planıdır. Paydaş katılım planının nasıl hazırlandığı ise ÇED yönetmeliğinde belirtilmiştir. Fakat bu katılım toplantılarının fotoğraf görüntüleriyle yapıldığının belirtildiği kısıma gelindiğinde bu toplantıların 19 Eylül 2023– 22 Eylül 2023 tarihleri arasında yapıldığı belirtilmiştir. Bu tarihler arası mevcut projeyle, önümüzdeki proje aynı değildir ve ciddi farklar barındırmaktadır. Toplantıların düzenlendiği tarih ilk ÇED başvuru dosyasının duyurulduğu tarihten bile öncedir. Haliyle projenin hem etkileri hem de içeriğinde esaslı farklar vardır ve bu bilgilendirme toplantılarına yeterlilik verilmesi açıkça ÇED yönetmeliğine aykırıdır.

"Halkın katılım toplantısı tutanakları gerçeğe aykırı"

Rapor içeriğinde halkın katılım toplantısı (HKT) için birçok gerçeğe aykırı husus bulunmaktadır. Toplantının gerçekleştiği bilgisiyle beraber ÇED dosyasını hazırlayan firma MİTTO’nun sunum yaptığı ve bununla beraber halkın sorularına yanıt verildiği anlatılmıştır. HKT toplantı kayıtları izlendiği takdirde toplantıda ne ÇED firması ne de projenin sahibi firma söz almamış ve soru yanıtlamamıştır. HKT tutanakları gerçeğe aykırı hazırlanarak beyanlar doğru girilmemiştir. Eskişehir Çevre Şehircilik İl Müdürü Hikmet Çelik’in suç duyurusunda da bulunduğumuz eylemleri tutanakların hiçbir yerinde yer almamaktadır. Duyuruları itibarıyla bile noksan olan toplantı gerçekte yok hükmündedir.

Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Oğuz: “Madenler konusu artık bir vatan savunması”
Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Oğuz: “Madenler konusu artık bir vatan savunması”
İçeriği Görüntüle

"Tepebaşı Belediyesi komisyona dahil edilmedi"

Tepebaşı Belediyesi’nin komisyon üyeliği talebi reddedilmiştir. Projenin etki alanının büyük bir kısmını oluşturan belediyenin hem kendi kırsal kalkınma projelerinin anlatılması hem de katılımcılığının kamu yararı ilkesinin gereği olduğuna dair usulü itirazlarımız dikkate alınmamıştır.

İlk dosyada maden faaliyetinin sürmesi için firma tarafından hesaplanan saniyede 295 litre olan proses su ihtiyacı hiçbir açıklama yapılmadan saniyede 22 litreye düşürülmüştür. Tüm madenin su ihtiyacının hiçbir gerçekliği ve dosyada projesi bulunmadığı halde Sakarya nehri yakınında açılacak tek bir kuyudan karşılanacağı iddia edilmiştir. ÇED dosyasının geçmesi için, firma maden projesi için gerekli devasa su ihtiyacını adeta gizlemiş ve bakanlık bu durumun tespitine rağmen itirazlarımızı dikkate almamış, firmadan yana tutumunu sürdürmüştür.

"Var olan fayın olmadığını iddia ediyorlar"

İlk dosyada MTA diri fay haritasında halen bulunan ve proje sahasının tam ortasında yer alan ve araştırılmadığı takdirde büyük felaketlere yol açabilecek fay ile ilgili hiçbir çalışma yer almıyordu ve bu konuda itirazımızı ilk toplantıda belirtmiştik. Firma ise revize ettiği ikinci dosyada ilgili fayı araştırdığını, halen MTA diri fay haritasında yer alan fayın aslında fay olmadığını iddia etmiştir. Yaptığını iddia ettiği teknik çalışmalarla ilgili hiçbir veri sunmayıp sadece gözlemsel yorumlarla bahse konu fayı silmiştir. Büyük felaketlere yol açabilecek bu denli önemli bir konuda yaptığımız tespit ve yeterli bilimsel çalışmaların yapılmadığına yönelik itirazlarımız yine bakanlıkça görmezden gelinmiştir.

"Tekeciler’deki bal ormanı haritadan silinmiş"

ÇED Raporu kapsamında, ‘Hayvancılık Faaliyetleri’ başlığında, sadece tek yerde adı geçen arıcılık; 'Belli bölgelerde sürdürülen faaliyetler arasındadır' şeklinde belirtilmiştir. Arı, kovan varlığı vb. veri de bulunmamaktadır.  Oysa ki, Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün resmi sayfasında belirtildiği üzere; Tekeciler Mahallesi’nde 'Bal Ormanı' vardır. Orman köylüsünün gelirinin artırılması çalışmaları kapsamında Orman Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü, ‘Bal Ormanları Eylem Planı’ çerçevesinde bal ormanları 2022 yılında oluşturulmaya başlanmıştır. İzole alana tekabül eden orman sahaları ‘Özel Nitelikli Bal Ormanı’ olarak kabul edilir. İzole alanlarda izin alınmadan hiçbir yapı ve tesise müsaade edilmez. Ancak raporda bu konuda izin alınmamıştır. ÇED raporu kabul edilemez.

"Madenin insan sağlığına etkisi değerlendirilmemiş"

Açmak istedikleri madenin insan sağlığına etkisi değerlendirilmemiş. 3 bin 290 sayfalı revize edildiği iddia edilen raporda bölgenin mevcut sağlık verileri ve eğer maden işletmesi açılırsa oluşacak halk sağlığı riskleri hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Doğrusu raporda maalesef insan yoktur! Oysa açık ocak siyanürlü altın madenciliğinin bütün aşamalarında zehirlenmeler, kanser hastalıkları, kazalar, ruhsal hastalıklar dahil halk sağlığı açısından büyük tehlikeleri vardır. 9 Nisan 2025 tarihindeki İDK toplantısında bu verileri talep etmiş olmamıza karşın 4 Temmuz 2025 İDK toplantısında revize edildiği söylenilen raporda bu veriler yine bulunmamaktadır. Çünkü şirket eğer maden açılırsa halk sağlığı açısından büyük bir felakete neden olacağını gayet iyi bilmektedir.

"Teknik eksikliklerle dolu projenin hayata geçmesine izin vermeyeceğiz"

Tüm bu itiraz ve ÇED sürecinin durdurulmasına yönelik taleplerimiz Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca görmezden gelinmiş ve komisyondan projeye dair olumlu görüş çıkmıştır. Bakanlık sürecin başladığı ilk günden itibaren tarafsız bir şekilde yürütmesi gereken süreci başta hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz fakat valilik tarafından soruşturma izni verilmeyen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik olmak üzere tüm gücüyle ve kararlarıyla açık bir şekilde firma lehine yürütmüştür. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu olarak doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmaya, teknik eksikliklerle dolu ilgili projenin faaliyete geçmemesi için tüm yasal süreçlerde ve etkinliklerde Eskişehir halkı ile bir arada mücadele vermeye devam edeceğimizi buradan duyuruyoruz. Sakarya Vadisi maden havzası olmayacak."

 

Kaynak: ANKA