Elazığ'da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen mitinge katılan bir vatandaş, "Türkiye 'de işçi hakları pek fazla yok. İşçiler sendikalaşamıyor. Sendikalaşınca kimlikleri sorgulanıyor, işinden oluyor. Yani işçi bayramı diyoruz ama normal yaşadığımız demokratik bir ülke olmadığı için de iş bayramı diye bir bayram yok" dedi.

Elazığ'da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla, KESK'in çağrısıyla düzenlenen yürüyüşe, çeşitli sendika temsilcileri, CHP Elazığ İl Örgütü, EMEP, DEM Parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Elazığ şehir merkezinde başlayan yürüyüş, Perşembe Pazarı Meydanı’nda son buldu.

Meydandaki miting alanında konuşan 1 Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Kenan Korkmaz, halk iradesinin yok sayıldığını, 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik başlatılan süreçten bu yana birçok alanda siyasi baskının arttığını belirterek, "Seçilen yerel yöneticiler siyasi kararlarla görevden alınıyor, cezaevleri siyasetçilerle dolu" dedi.

Trabzon'da 1 Mayıs horonlar eşliğinde kutlandı Trabzon'da 1 Mayıs horonlar eşliğinde kutlandı

Çocuk işçiliği ve iş cinayetlerine dikkat çeken Korkmaz, TÜİK verilerine göre yaklaşık 975 bin çocuğun kayıtlı olarak çalıştığını, MESEM kapsamında haftada dört gün işe, bir gün okula gönderilen öğrencilerin fiilen işçi olduğunu söyledi. Korkmaz, "Başta işçi sınıfı mücadelesi olmak üzere farklı alanlarda yükselen kitlesel itirazların 1 Mayıs alanlarında birleşmesi, hak arama mücadelesinin geleceği açısından önemlidir. Emek bizim, gelecek bizim. Yeni bir başlangıç için buradayız" diye konuştu.

CHP Elazığ İl Başkanı Onur Özkan ise 1 Mayıs’ın bu yıl özel bir anlam taşıdığına dikkat çekerek, "19 Mart'ta yaşanan sivil darbe girişimi, demokrasimizi tehdit eden bir utanç vesikasıdır. Bu 1 Mayıs, sadece emek mücadelesi değil, ‘Ya Adalet Ya Sefalet’ talebinin de yükseltileceği bir gün olacaktır" değerlendirmesini yaptı.

"Bayram değil aslında, mücadele alanı"

Miting alanında konuşan vatandaşlar ise şunları ifade etti:

"Türkiye'de işçi hakları pek fazla yok. Hepsi gasp edilmiş, işçiler sendikalaşamıyor. Sendikalaşınca kimlikleri sorgulanıyor, işinden oluyor.  Yani işçi bayramı diyoruz ama normal yaşadığımız demokratik bir ülke olmadığı için de işçi bayramı diye bir bayram yok. Aslında bu bayramın, gençliğin, halkın sorunları olmadan kutlanması gerekir. Ama bu sorunlar hala yürek yakıyor. Bayram değil aslında, mücadele alanı. Bugün bu yüzden buradayız."

"Bu dönemde bir barış süreci vardı. Bu dönemde Kürtlerin en temel haklarının verilmesi gerekiyor. Türkiye'deki halkların, Türkiye'deki işçi sınıfının bütün bu süreci en iyi şekilde desteklemeleri lazım. Halkların beraberce, birarada, kardeşçe yaşaması en büyük talebimiz. Bu süreci en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekir."

"Bugün, işçi sınıfının, demokrasinin, özgürlüğün sesidir. Mücadelenin devamıdır. Her insan için geçerlidir. Bizim gibi, insanların, köylülerin, işçilerin, dar gelirlilerin bayramıdır aslında. Diğer bayramlar pek fazla bizim bayramımız değil. İşçinin durumu hiç iyi değil. Çok kötü durumda, acınacak durumda. Gerçekten bu sistem onlara hak vermiyor. Başka ülkelerde böyle değil. Barış içinde. Ama Türkiye'de durum öyle değil maalesef."

Kaynak: ANKA