Haber: Uğur İSTANBULLU
(ARTVİN) - Artvin Borçka’da gönüllüler tarafından düzenlenen Kolektif Vegan Festivali, 'Hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük' çağrısıyla başladı. Festivalin açılışında yapılan basın açıklamasında, hayvan sömürüsüne, ekolojik yıkıma ve sistematik adaletsizliklere karşı topyekûn bir isyan çağrısı yapıldı. Veganlığın bir beslenme tercihi değil, etik bir zorunluluk olduğunun altı çizilirken, özgürlüğün tüm türleri kapsayacak şekilde yeniden tanımlanması gerektiği vurgulandı.
Artvin Borçka’da tamamen gönüllüler tarafından düzenlenen Kolektif Vegan Festivali başladı. Üç gün sürecek festivalde hayvan hakları, ekolojik yaşam ve özgürlük temaları, atölyelerden panellere, konserlerden doğa yürüyüşlerine uzanan etkinliklerle ele alınıyor. Festival, Borçka Belediyesi önünde yapılan basın açıklamasıyla başladı. Basın açıklamasını Nihal Memiş Dizdar ve Merve Tufan birlikte okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İnsan eliyle yok oluşa sürükleniyoruz"
"Bugün burada bir araya gelmemizin hayati ve tarihi bir önemi var. Hayati önemi var çünkü milyarlarca hayvanın yaşam hakkı, özgürlüğü gasp edilirken bizler buna engel olma sorumluluğunu taşıyoruz. Hayati önemi var çünkü hayvanlara uyguladığımız hapsetme, öldürme pratikleri, başka şiddet biçimlerini de besliyor, normalleştiriyor. Hayati önemi var çünkü gezegenimiz bir avuç sermayedarın, iktidar sahibinin ellerinde yok oluşa sürükleniyor. Ormanlar yani yaşamın temeli, hayvanların evi talan ediliyor, toprak, nehirler, denizler tamamen kar hırsıyla peşkeş çekiliyor. Dehşet bir ekokırıma tanıklık ediyoruz, insan eliyle yok oluşa sürükleniyoruz. Bugün bir araya gelmemizin hayati bir önemi var çünkü hayvanları temel besin kaynağı olarak pazarlayan, onları meta statüsüne hapsedenler, hayvanlara işkence etmekle kalmıyor, halk sağlığını da tehlikeye atıyor. Bugün bir araya gelmemizin tarihi bir önemi var çünkü hayvanların her saniye gasbedilen haklarını iade etmek ve toplumsal yaralarımızı sarmak için herkesi acil müdahalede bulunarak, sorumluluk almaya çağırıyoruz. Hayvanlar için, insanlar için, yeryüzü için dayanışacak, birlikte ayağa kalkacak, ve bu iradeyi yükselteceğiz.
"Topyekün özgürleşmenin yollarını arayacağız"
Bu işkenceyi görünmez kılan kapitalist temsilleri, eğitim sistemini, kültür ve sanatı konuşacağız. Bizi, içine doğduğumuz bu toplumda hangi suçlara, neden ortak ettiklerini konuşacağız. Bu ortaklıkların ve türcü sermayenin yalanlarının kimlerin çıkarlarına hizmet ettiğini de ifşa edeceğiz. Halkı, ilaç şirketlerine, hastanelere mahkum bırakan, sermayenin sözcüsü hekimler varsa bilimsel olanın, hakikatin ve yaşamın tarafında yer alan vegan hekimler de var ve burada bizimle Borçka’dalar. Hayvanları sömürmeden, insanları ayrıştırmadan, topyekün özgürleşmenin yollarını arayacağız. Veganlığın bir beslenme biçimi değil, adil bir dünya için asgari sorumluluğumuz olduğunu konuşacağız. Festival boyunca, 7’sinden 70’ine herkesle bağ kurmak, veganlıkla ilgili tüm sorularını yanıtlamak istiyoruz; hayvan sömürüsünün sona ermesi için bizi bu suça ortak eden içine doğduğumuz toplumsal koşulları da sorgulayarak ortak bir irade yükseltmek istiyoruz. Biliyoruz hayvancılıkla geçimini sağlayanlar var, biliyoruz bu insan merkezci düzen hayvanları sömürmeden yaşamak için bizlere çok fazla seçenek sunmuyor. Fakat şu sorular çok önemli; birini sömürmeye, ezmeye devam ederek nasıl adaletten bahsedebiliriz? Kendimiz bazı suçların failiyken, başka birinin özgürlüğünü elinden alırken nasıl özgürlüğü savunabiliriz?"