Haber: Mehmet Duran Özkan Kamera: Erdal Akbuğa

6 Şubat depreminde ölen avukatların üniversite kayıtlarının silindiği iddiası...  ANKA'ya konuşan Baro Başkanları: Konunun takipçisiyiz
6 Şubat depreminde ölen avukatların üniversite kayıtlarının silindiği iddiası... ANKA'ya konuşan Baro Başkanları: Konunun takipçisiyiz
İçeriği Görüntüle

(ERZİNCAN)- CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Türkiye genelinde başlattığı saha çalışmaları kapsamında Elâzığ Milletvekili Gürsel Erol, Erzincan İl yönetiminde partililerle bir araya geldi. Özelleştirme politikalarının yanlışlığından dolayı Cumhuriyet döneminde kurulan birçok fabrikanın satıldığını vurgulayarak, "Fabrika kapatılıyor, oraya imar çalışması yapılıyor. Büyük büyük AVM’ler, büyük büyük siteler… Tamamen rant kültürüne, üretim değerine kopan ve rant kültürüne dönen bir anlayışı görüyoruz" dedi.

Elâzığ Milletvekili Gürsel Erol, Erzincan İl Başkanı Yalçın Tanrıverdi, Merkez İlçe Başkanı Ali Aras ve CHP heyeti, saha çalışması kapsamında; Gazeteciler Cemiyeti, Vali Hamza Aydoğdu, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Birliği, Eczacılar Odası, Pancar Ekiciler Kooperatifi, Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği ve esnaf ziyaretlerinde bulunacak.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Genel Merkez tarafından 81 ilde görevlendirmeler yapıldığını belirterek şunları söyledi:

“Bu görevlendirmenin aslında ana konusu, içeriği, ileride hem yerel bazda sorunları tespit edip, işte o ilin ekonomik olarak kalkınması, istihdam alanlarını geliştirmesi, tarım politikalarının yeniden şekillendirilmesi, hayvancılık politikalarının nasıl daha ileri ulaştırılabilir konusunda, yani her ilin kendi ana dinamiklerine göre, o ilin ekonomisini ve istihdam alanını geliştirecek yapılar neler olabilir konusunda bir çalışma yapmak ve ülkenin genel sorunlarıyla ilgili de sokakta vatandaşımızın taleplerini, beklentilerini ve değerlendirmelerini alıp bir rapor haline getirip Sayın Genel Başkanımıza ve Genel Merkez yöneticilerimize sunmak.

“Kentle ilgili geniş bir rapor hazırlayacağız”

Erzincan bizim için önemli bir il. Yani bu bölgede özellikle hem hayvancılığın hem tarımın gelişmesiyle yeni istihdam alanları oluşturulmasıyla ve 90’lı yıllarda aslında burada yaşanan deprem sonrası büyük göçler verilmiş olmasından kaynaklı, burada yerleşik halkın hayata tutunmuş olması, yeniden bir kent kültürü ve şehir kültürü yaşatılması gerçekten çok anlamlı ve önemli. Bu kentin gelişmesiyle ilgili, sorunların çözümüyle ilgili, kentte yeni istihdam alanlarının yaratılması, yeni katma değer süreçlerinin yaratılması, yeni yatırımların yaratılmasıyla ilgili bizim de katkımız olursa tabii ki memnun oluruz. Hazırlayacağımız raporu hem Sayın Genel Başkan’a vereceğiz hem de sonuç itibarıyla elimizin de bir milletvekili vasfıyla birlikte belki mecliste bir basın toplantısı düzenleyerek Erzincan’da yaşanan sorunları, beklentileri, talepleri gündeme getireceğiz. Ama benim gördüğüm şu Erzincan’da, Erzincan aslında çok güçlü siyasetçiler çıkarmış bir il. Ama dönüp baktığımızda Erzincan hakikaten hak ettiği yere gelmiş bir kent değil.

“Cumhuriyet döneminde kurulan birçok fabrika satıldı”

Yani burada işte özelleştirme politikalarının yanlışlığından dolayı, geçmişte Cumhuriyet döneminde kurulan birçok fabrika satıldı. Halbuki Cumhuriyet döneminde kurulan fabrikalar yalnızca o kentlerde ekonomik olarak bir gelir getirme, kar amaçlı işletmeler değil, aynı zamanda kentin sosyal dokusunu ve kültürel dokusunu, istihdam alanlarını yaşatmak, bir yaşam alanı oluşturmak için oluşturulan tesislerdi, fabrikalardı. Ama ne yazık ki Türkiye’nin her tarafında olduğu gibi Erzincan’da da birçok şehrin ekonomisine katkı veren, istihdam alanına katkı veren fabrikaların özelleştirildiğini, satıldığını ve satılan fabrikaların da aslında kapasitelerini artırıp şehre yeni değerler, yeni katma değerler yaratmak için tabii o kendisi tam olanları yaratmak yerine, şirketlerin devrinden kaynaklı sürenin dolduktan sonra belki de oralar tamamen faaliyetlerini durduracaklar.

"Rant kültürüne dönen bir anlayışı görüyoruz"

En büyük örnek şeker fabrikası. Genelde Türkiye’nin her tarafında şeker fabrikaları şehirlerin gelişmelerinden kaynaklı şehir merkezinde kalmış ve herhalde olarak arsaları en değerli arsalar olmuş. Ve işte fabrikalar üretimlerini daha da yaygınlaştırsın diye, makine ekipmanını yenileyerek üretimlerini daha da çoğaltsın diye özelleştirilme gerekçesiyle verilir. Ama o beş yıllık süre dolduktan sonra ne yazık ki birçok ilde bununla karşılaştık. İnşallah Erzincan’da karşılaşmayız. Fabrika kapatılıyor, oraya imar çalışması yapılıyor. Büyük büyük AVM’ler, büyük büyük siteler… Tamamen rant kültürüne, üretim değerine kopan ve rant kültürüne dönen bir anlayışı görüyoruz. İnşallah Erzincan’da onu görmeyiz. Ama Erzincan’da da arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre aynı diğer illerde gelişen süreç Erzincan’da da gelişiyor. Çünkü şu anda sanıyorum pancar sökümleri başladı Erzincan’da. Hem kotanın çok düşük tutulması hem üreticinin ürettiği pancarı kendi maliyetlerinin çok üstünde satamaması, yani ödemelerin gecikmeli yapılması, aksatılarak yapılması… Üreticiye yani resmen bir anlamda 'pancar ekme, artık bu iş bitti' noktasına hazırlanan bir süreç olarak görüyorum."

“Hayvancılığın desteklenmesi, güçlendirilmesi lazım”

Hayvancılığın da desteklenmesi gerektiğini belirten Erol, "Diğer taraftan da sayın Sarıgül'ün de ifade ettiği gibi Erzincan tulumu var bu bölgeye özgü. Ve hayvancılık bu bölgede çok yaygın. Hayvancılığın desteklenmesi, güçlendirilmesi lazım. Elazığ’da yaşananların, burada da yaşandığını gördüm sohbetimizde. Ovalarımız var ama suyumuz yok. Yani suyumuz da var aslında ama suyla ovaları buluşturamamışız. Ve tarım alanlarını da kendini çok geliştirememiş, üretici kendini geliştirememiş" dedi.

“Şehirler inanılmaz sosyolojik değişim yaşıyoruz”

"Şehirlerde aslında sosyolojik olarak bir yanlış yatırım politikalarından kaynaklı inanılmaz bir sosyolojik değişim yaşıyoruz" diyen Erol, sözlerine şöyle devam etti:

"Eskiden yaşamın büyük bir bölümü Anadolu’nun her kentinde, yani yaklaşık yüzde 80 ile yüzde 90’ı kırsalda, köylerde yaşarlardı. Ve üretime katkı verirlerdi. Yani köyde hayvanla uğraşırdı, bostanla uğraşırdı, tarımla uğraşırdı ve üretime değer katkı verirdi. Ama şimdi ne yazık ki nüfus yaşama oranı tam tersine döndü. Büyükşehirlerde yüzde 80-90 nüfus yoğunluğumuz var. Kırsalda, köylerde yüzde 10-15 gibi rakamsal olarak çok düşük seviyeye inmiş bir yaşamsal alanlar kaldı. Vatandaş nüfusu kaldı. Bu da şehrin hem sosyolojik değerini bozuyor, hem nüfus yoğunluğundan kaynaklı günlük hayat akışını etkiliyor. Bunu Erzincan’da da görüyoruz. Yani burada hem köylere dönüşle ilgili devletin ciddi tedbirleri alması, köylere dönüş yapılırken de hayvancılığın ve tarımın desteklenmesi gerektiği düşüncesindeyim."

 

Kaynak: ANKA