Bu günlerde Malatya’da gezerken herkesin yüzünün asık ve üzgün olduğunu görebilirsiniz. Acı o kadar derin ki gözlerdeki boş ve anlamsız bakışlar, yüz çizgilerinde belirginleşmiş umutsuzluk, ağızdan çıkan tek tek kelimeler, bir türlü bitirilemeyen cümleler kısacası sessiz çığlıklar diyebiliriz.
Yaşanan -14 derecelik don umutlarını çalmış. Gelecek zifiri karanlık. Yetkili yetkisiz yapılan inceleme ve gözlemler sonucunda bahçe ve tarla bitkileri %95 yok olmuş, kurumuş. İnsanların gözü kulağı yetkililerde, kravatlı adamlarda. Söylenecek her sözü, büyük bir dikkat ve merakla can kulağıyla dinlemeye, anlamaya çalışıyorlar. Her gelen yuvarlak cümlelerle zamanı geçiştiriyorlar. Bence kendi söylediklerine kendileri de inanmıyor da, hadi neyse!
Yaptığım inceleme ve gözlerden şunu anlıyorum ki, her konuda olduğu gibi bu konuda da kafalar karışık. Kimse açık ve net bilgi sahibi değil. Bir bilgi kirliliği var. ‘’Her kafadan bir ses’’ deyimi neredeyse burada kendine anlam buluyor. İnsanlar çözüm istiyorlar. Yardımlar kısa süreli çözüm oluşturmamalı.
İnsanların kafalarındaki aşağıdaki sorular yetkililerce açık bir şekilde anlatılarak cevaplanacak mı?
Bahçem nasıl kurtulur, ilaçlar nasıl ve ne kadar verilmeli, ağaçlar budanmalı mı, yoksa kesilmeli mi, hangi gübreyi nasıl vermeli, borçlarımız nasıl olacak, sigortalı ve sigortasızlık durumu ne olacak? Gibi soruları çoğaltabiliriz.
Bir çocuk sevecenliği ile büyüttükleri ağaçları, geçim kaynakları gözleri önünde yok olup gidiyor. Çaresizliğin en dibini yaşarken, bugünü ve yarınları nasıl geçirecekler?
Bir baba çocuklarına ekmeği nasıl götürecek, onuruyla şerefiyle sürdürdüğü yaşamını borçlarla cebelleşerek mi idame ettirecek? Kızını nasıl gelin edecek, oğlunu nasıl everecek? Soru ve sorunlarla boğuşarak geceleri kan ter içinde nasıl uyuyacak?
Kayısının yok oluşunun maddi, sosyolojik, psikolojik birçok sonuç oluşturacağı hesap edilmeli, bir bütün olarak sorun ele alınarak çözümler üretilmelidir. Çözümler kayısı üreticileri, ilgili odalar, birlikler ve devletimizin ilgili kuruluşları, satıcılar, pazarlamacıların da oluşturacağı bir çalışmayla düzenlenmelidir.
Yıllarca vergisini aldığı vatandaşın bu zor gününde yanında olmalıdır. Söylemler eylemlerle bütünleşmelidir. Devlet babalığı göstermelidir.
Ümit ediyorum ki çiftçinin faydasına olacak çözümlerle ilgili – 14 vicdanları da dondurmamıştır.
Saygılarımla…