Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDIN

(HATAY) - Hatay Antakya'da 6 Şubat depremlerinin ardından inşaatlar devam ediyor. İnşaat işçilerinin sorunlarını aktaran Yapı Yol İş Sendikası MYK Üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Barış Kaya, "Sesimizi duyuramıyoruz, öldüğümüzle kalıyoruz. Zaten patronların gözünde bir çimento torbası kadar değerimiz yok. Ölümümüz haber değeri bile taşımıyor" dedi. Kaya, tecrübesiz kişilere ehliyet sorulmadan iş makinelerinin teslim edilmesinin birçok işçinin hayatına mal olduğunu belirtti.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkım yaşanan Adıyaman, Antakya, Maraş gibi illerde yeniden yapılanma süreci kapsamında binlerce konut yapılıyor. Kentler kocaman şantiyeye döndü. Deprem bölgelerinde kayıtlı- kayıtsız binlerce işçi çalışıyor. Antakya’da işçilerin sorunları için sahada ziyaretler gerçekleştiren Yapı Yol İş Sendikası MYK Üyesi ve Örgütlenme Sekreteri Barış Kaya, ANKA Haber Ajansı’na konuştu.

"Deprem bölgelerinden her gün ölüm haberi alıyoruz"

Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Oğuz: “Madenler konusu artık bir vatan savunması”
Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı Oğuz: “Madenler konusu artık bir vatan savunması”
İçeriği Görüntüle

Barış Kaya'nın aktardığına göre, deprem sonrası adeta dev bir şantiyeye dönüşen bölgelerde her gün yeni bir iş kazası veya iş cinayeti yaşanıyor. Birkaç gün önce Dikmece'deki bir TOKİ şantiyesinde meydana gelen göçükte iki inşaat işçisinin hayatını kaybetmesinin, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerindeki eksiklikleri tekrar göz önüne serdiğini kaydeden Kaya, "Bunun gibi her gün deprem bölgelerinden haberler alıyoruz. Maraş'ta üyemiz Onur Kocabaş'ı inşaatta iş cinayetine kurban verdik, bunun acısını yaşıyoruz" sözleriyle yaşanan kayıplara dikkat çekti.

İşçilerin patronlar tarafından "bir çimento torbası kadar değerinin olmadığı" değerlendirmesi yapan Kaya, ölümlerinin haber değeri bile taşımadığı siteminde bulunarak, "Her göz açıp kapamada inşaat işçileri cinayete kurban gidiyor" dedi.

"Antakya esnafı da inşaat şirketlerinden dolayı mağdur"

Depremden sonra "Türkiye'nin ikinci en büyük yıkım firması" söylemiyle övünen Nermanoğlu Hafriyat firmasında üyelerinin ücret hakkının gasbedildiğini ileri süren Barış Kaya, sendika olarak bu firmaya karşı bir eylem düzenlediklerini söyledi. Nermanoğlu Hafriyat'ta tecrübesiz kişilere, ehliyet sorulmadan iş makinelerinin teslim edildiğini ileri süren Kaya, bu durumun ise birçok işçinin hayatına mal olduğunu söyledi. Kaya, işçilerin aktardıklarını şu sözlerle anlattı:

"Antakya'ya çalışmaya gelen inşaat işçisi arkadaşımıza ehliyet dahi sormadan 'çık şu makineye, bu binayı yık öğrenirsin, kolay iş' demişler. Bu durum Antakya merkezde yıkım işlerinde çalışan kepçe operatörleri arasında iş cinayetlerine yol açıyor. Binaların iş makinelerinin üzerine çökmesiyle birçok işçi hayatını kaybetti."

Nermanoğlu Hafriyat'a karşı yapılan eylem sırasında simitçi ve dönerci gibi bölge esnafının da kendilerine katılım talebinde bulunduğunu aktadan Kaya, bu şirketlerin esnaftan alışveriş yapıp ödemeleri geciktirmesinin bölge esnafının da mağduriyet yaşamasına neden olduğunu söyledi.

"Sigorta primleri asgari ücretten gösterilen işçilerin gelecekleri gasp ediliyor"

İnşaat işçilerinin Türkiye çapında karşılaştığı en büyük sorunlardan birinin de sigorta primlerinin asgari ücretten yatırılması olduğunu kaydeden Barış Kaya, sendika olarak bu konuda gerekli yerlere başvuru yaptıklarını ve her eylemde Çalışma İl Müdürlükleri ile Çalışma Bakanlığı'na çağrıda bulunduklarını ifade etti.

Kaya'nın verdiği bilgilere göre, Türkiye'deki 2 milyon kayıtlı inşaat işçisinin yüzde 99'unun maaşları bölünmüş durumda yani bir kısmı asgari ücretten gösterilirken, kalanı elden ödeniyor. Bu durumun çok olağan olduğunu belirten Kaya, TOKİ şantiyelerinde vergi kaçırıldığını iddia ederek, "Bu o kadar olağan ki deprem bölgelerinde devletin TOKİ şantiyelerinde dahi vergi kaçırılıyor. İnşaat şirketlerinin arkasını nereye dayadığını bilmiyoruz ama TOKİ’nin finanse ettiği şantiyelerde devletten vergi kaçırıyorlar" dedi.

"'Maaş bölünemez' kuralını uygularsak inşaat sektörü çöker'"

Bu uygulamanın işçilerin geleceğini kararttığını vurgulayan Kaya, "Usta bir inşaat işçisinin maaşı 70 bin TL ile 100 bin TL'yi bulabilir. Ancak çalışırken asgari ücretten sigorta primi yattığı için emekli olduğunda 14 bin 500 TL'ye mahkûm ediliyor" dedi. İnşaat sektörünün ağır bir iş kolu olduğunu ve çalışma yaş sınırının 55 olması gerektiğini savunan Kaya, mevcut durumda işçilerin 65 yaşından sonra dahi çalışmak zorunda kaldığını, bunun da ölümlere yol açtığını belirtti. Kaya, Ankara'da 77 yaşında bir inşaat işçisinin çatıda kalp krizi geçirip hayatını kaybetmesini de örnek gösterdi.

Kaya, TOKİ Daire Başkanı'nın bu durumu bildiğini ancak "maaş bölünemez" kuralının uygulanması halinde inşaat sektörünün çökeceğini söylediğini ileri sürdü. Sendika olarak bu duruma karşı çıktıklarını belirten Kaya, "Çöksün. Bu kural uygulanmadığı sürece bu binalar inşaat işçilerinin üzerine çöküyor" diyerek uygulamaya tepki gösterdi.

"Dinlenemeyen işçi ölüm riskinde"

Deprem bölgesindeki inşaat işçilerinin yaşam koşulları insanlık dışı durumda olduğunu anlatan Barış Kaya, yemekhane ve yatakhanelerin kullanılacak durumda olmadığını, işçilerin insanlık dışı koşullarda yaşamak ve çalışmak zorunda bırakıldığını dile getirdi. Özellikle sıcak iklime sahip deprem bölgelerinde yatakhanelerde klima bulunmaması, tahtakurusu ve sivrisineklerle mücadelenin işçilerin dinlenememesine neden olduğunu belirten Barış Kaya, "Dinlenemeyen işçiler dikkat dağınıklığı sorunu yaşıyor. Bu durum yüksek katlı binalarda çalışan işçiler için büyük bir risk oluşturuyor. Birçok işçi dikkat dağınıklığından kaynaklı düşüp yaralandığını ifade etti. Bu insanlık dışı koşulların derhal düzeltilmesini talep ediyoruz" dedi.

Kaynak: ANKA