Haber: Esra TOKAT - Kamera: Gurbetelli YALÇIN
(ANKARA) - Eskişehir'in Seyitgazi ilçesindeki orman yangınında hayatını kaybeden AKUT gönüllüsü Endüstri Mühendisi Bayram Eren Arslan'ın, Adıyaman depreminde enkazda bir ay çalıştığı belirtildi. Arslan'ın babası Gürsel Arslan oğlunun her dakika bir yerlere yardım için koşturduğunu belirterek, "En son Adıyaman depremine gitti. Bir ay sonra geldi, elleri, tırnakları mosmordu. 'Oğlum biraz dinlen' dedim. İki gün, üç gün durdu, tekrar gitti. Durmuyordu evde durmuyordu. Durduramıyorduk evde, AKUT'taki abileri nereye çağırsa oraya koşturuyordu" dedi.
Eskişehir'in Seyitgazi ilçesi ile Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesine bağlı Sarıcaova köyü arasında orman yangını söndürme çalışmaları sırasında alevlerin arasında kalarak yaşamlarını yitiren orman işçileri ve AKUT gönüllülerinin naaşları, kimlik tespiti ve DNA incelemesi için Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’nden Ankara Adli Tıp Kurumu Grup Başkanlığı’na getirildi.
Aileler, AKUT ve Orman Genel Müdürlüğü ekiplerinin de adli tıp kurumu önünde bekleyişi sürüyor.
Adli tıp önünde bekleyen, yangında hayatını kaybeden AKUT gönüllüsü Bayram Eren Arslan'ın babası Gürsel Arslan ve amcası Hüseyin Arslan gazetecilere konuştu.
Amca Hüseyin Aslan, Bayram Eren Arslan'ın akut gönüllülüğü için üniversiteyi yarıda bıraktığını belirterek "Babası, annesi para desteği sağladı. Kimin ne ihtiyacı varsa oraya yardım etti" dedi.
"Keçi kayboluyor, gidiyordu. Yok insan kayboluyor, gidiyordu"
Baba Gürsel Arslan da oğlunun en son Adıyaman depremine yardım için gittiğini söyleyerek, "Keçi kayboluyor, gidiyordu. Yok insan kayboluyor, gidiyordu. En son Adıyaman depremine gitti. Bir ay sonra geldi, elleri, tırnakları mosmordu. 'Oğlum biraz dinlen' dedim. İki gün, üç gün durdu, tekrar gitti. Durmuyordu evde durmuyordu. Bir tane motor aldı, motoru sattırdık. Zorla araba aldırdık. Durduramıyorduk evde, AKUT'taki abileri nereye çağırsa oraya koşturuyordu" diye konuştu.
Yetkililerden bilgi alıp almadıklarına ilişkin soruya baba Arslan, "Vallahi yetkililerden şu saate kadar ben bir şey duymadım. Arkadaşlarım duydu. Ters rüzgarda yangının ortasında kalmış" dedi. Oğlu ile en son pazar akşamı görüştüğünü belirten Gürsel Arslan, "Eve geldi, kendisi zaten endüstri mühendisi, biliyordum ki o her dakika durmuyor, her dakika bir yerlere koşturuyordu. Zaten Türk Hava Kurumu'nun da gönüllüsüydü. Paraşüt eğitmeniydi. Ondan sonra yine çocuklar için yapma uçaklardan yapıyordu okullarda. Boş durmuyordu" dedi.
"Deprem zamanı bir ay kaldı, geldiğinde elleri mosmordu"
Gürsel Arslan, oğlunun canlıları ve ormanı seven bir çocuk olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Deprem zamanı bir ay kaldı, geldiğinde elleri mosmordu. En son Cemile'ydi galiba, kurtardığı bir kadındı. Onunla çok uğraştı. Enkaz altından çıkardı. Gece arıyordu, baba 'gazeteci gönder biz canlı birisini bulduk' diyordu. Ben de gönderirdim. İnternet sayfasına girin bakın tamamen uçaklarla, doğayla, ormanla, motosikletle uğraşan bir çocuk. Bana gerçekten ciddi gurur veriyor. Ben dün akşam kızımla konuştum. 'Baba niye ağlıyorsun. Ağabeyim cennete gitti. Bak kuşları kurtardı, ağaçları kurtardı. Adıyaman'daki depreme gitti. Niye ağlıyorsun ki' dedi. Yani 16 yaşındaki kızım benden metanetli ama biz duramıyoruz..."
AKUT 2. Başkanı Sargın: "Bizler de şok içerisindeyiz"
Adli tıp kurumu önünde bekleyen AKUT 2. Başkanı Yarkın Sargın, çok derin bir yas ve büyük bir acı içerisinde olduklarını dile getirerek, "Beş kardeşimizi, beş yoldaşımızı, beş dostumuzu kaybettik. Bu acıyı tarif etmeye gerçekten kelimeler yetmiyor. Dün acı haberi aldıktan sonra çeşitli kuvvetlerimizin, devletimizin, sahadaki personellerimizin desteğiyle arkadaşlarımızın ulaşma çalışmalarında bulunduk. Fakat acı haberlerini aldığımızda gerçekten yıkıldık. AKUT ekibimizden beş arkadaşımız şehitlik mertebesine eriştiler. Çok da fazla söyleyebileceğimiz bir şey yok. Gerçekten bizler de şok içerisindeyiz" şeklinde konuştu.