(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri devam ediyor. Yeni Yol Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, "Bir yasama döneminin daha sonuna geldik... Bürokratik zorlukları aşmak üzere yasalar çıktı, lobilerin taleplerini yerine getirmek üzere yasalar çıktı, Anayasa Mahkemesi'nin iptalleri düzeltildi ama 'hay Allah razı olsun, iyi ki şu yasayı çıkardınız' denecek bir yasa olmadı" dedi. CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş de "Eczacının emeğini, bilgi birikimini ve sahadaki gerçekliğini gözeten hiçbir şey yok maalesef. Neler var, belirsiz tanımlar, göstermelik düzenlemeler ve cezai yaptırımlar var" ifadelerini kullandı.

AK Parti tarafından 29 maddeden oluşan sağlık alanında düzenlemeleri içeren "Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri TBMM Genel Kurulu'nda devam ediyor.

"Eczacının emeğini, bilgi birikimini gözeten hiçbir şey yok"

CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, teklifte eczacılara yönelik maddelere ilişkin şunları söyledi:

"Bu kanun teklifinde sağlık sistemimizin kilit taşlarından biri olan 46 bin eczacımızı ve hastalarımızı gözeten neler var bir bakalım; ben söyleyeyim size; eczacının emeğini, bilgi birikimini ve sahadaki gerçekliğini gözeten hiçbir şey yok maalesef. Neler var; belirsiz tanımlar, göstermelik düzenlemeler ve cezai yaptırımlar var. Eczacılara 'toptan satış' adı altında cezalar öngörülüyor fakat nedir bu toptan satış desek, belli değil. Hâlbuki toptan satış kavramı açık, net ve adil olmalıdır. Bizim hastalarımız yaz gelir, dört-beş aylık ilacını alır, köyüne, yaylasına gider; bu durumlar toptan satış olarak mı değerlendirilecek? Belli değil. Korkarım ki meslektaşlarımız haksız yere itham altında kalıp meslek onurunu zedeleyen uygulamalara maruz kalacak.

İlaca erişim her geçen gün zorlaşıyor, güncellenmeyen Euro kuru nedeniyle pek çok ilaç üretilemez, yurt dışından getirilemez oldu. Bırakın kronik ilaçları, en basit ağrı kesiciler bile raflardan tek tek kayboluyor. Türkiye'de yeni ilaç moleküllerine erişim yüzde 4'lere düştü. Yani Avrupa Birliği'ndeki hastalar bu ilaçlarla tedavi olabilirken bizim haberimiz bile olmuyor. Akıl alacak iş mi sayın milletvekilleri? İlaç fiyatlandırmasında baz alınan euro kuru 21 TL, güncel piyasa euro kuru ise 46 TL. İlaçta euro kuru acilen düzenlenmeli, ayrıca yerli ilaç üretimi desteklenmelidir, yoksa eczanelerimizde hastalarımıza şifa olacak ilaç kalmayacak. Pek çok hayati öneme sahip ilaç, ödeme kapsamından çıkarıldı; kanser ilaçları, immünoterapi ilaçları var bu ilaçların içinde. Fiyatları çok yüksek olan bu ilaçları hastalar tedavilerini yarım bıraktılar, fiyatları yüz binleri bulan bu ilaçları alabilen hastalar ise aylarca mahkeme kapısında paralarını SGK'den tahsil etmeye çalışıyor; duyan yok, gören yok."

"İnsanlara 'şu yasa çıktı' diyecek bir husus yok"

Yeni Yol Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan ise şunları söyledi:

"Bir yasama döneminin daha sonuna geldik. Özellikle son birkaç yasayı biliyoruz, enerji yasası, iklim yasası, maden yasası, vergi yasası, şükür ki bugün de sıra sağlık yasasına geldi. Maalesef yasama döneminin sonunda tek bir cümleyle özetlemek gerekirse; hazin son yaşıyoruz. Burada onlarca yasa çıktı, yasalardan hiçbiri aziz milletimizin bayram sevinci yaşamasına neden olmadı? Evet, bürokratik zorlukları aşmak üzere yasalar çıktı, lobilerin taleplerini yerine getirmek üzere yasalar çıktı, Anayasa Mahkemesinin iptalleri düzeltildi ama 'hay Allah razı olsun, iyi ki şu yasayı çıkardınız' denecek bir yasa olmadı.

Özellikle son yaşadığımız yenidoğan çetesiyle milletimizde derin üzüntüye neden olan böyle bir dönemde çok daha sorunları çözen kapsamlı bir yasa beklenirdi. Maalesef ki 15 Mart itibarıyla Komisyon görevini tamamlamış olmasına rağmen ortada rapor yok. Ortada bu kadar büyük sorundan sonra kalıcı bir çözüm yok. Depremden sonra genel düzenlemeler yapılır yapıyla ilgili ama burada şu yeni doğan çetesi sanki hiç olmamış, uzayda olmuş gibi bir durum var ortada. Şunu ifade etmeliyiz ki: Sağlık Bakanlığı, bakanlık bürokrasisinden ve doktorlardan ibaret bir kurum değildir. Sağlık Bakanlığı’nda çalışan pek çok paramedik, optisyen, anestezi teknikeri, acil tıp teknisyeni, ebe, hemşire gibi pek çok alan vardır ama bunların hiçbir sorununa çözüm bulunmamış. Tabii ki pek çok ifade edildi, kenevirin reçetesiz satılması sakıncalıdır. Yanlış reklam veren bir firmaya, hastaneye para cezası caydırıcı değildir, hele de organ bağışının ailenin yeniden muvafakatı alınmadan yapılacak olması son derece sakıncalı bir durum.

Evet, yasada pek çok şey var ama ne yok? Şiddeti önleme çözümü yok, randevu sorununa çözüm yok, küçük şehirlerin sorununa çözüm yok, hele de yenidoğan benzeri çete yapılmaması için denetimle ilgili çözüm yok, muayene sürelerine çözüm yok, kurum personeli olması gereken atanamayan 750 bin insana çözüm yok, bunların hiçbirisi yok. Bundan önceki pek çok kanunda gördüğümüz gibi kısa sürede bazı sorunları çözmek üzere tedbirler alınmış ama bu ne Sağlık Bakanlığının şu süreçte yaşadığımız zihni problemlerini çözer ne bu alanda çalışan insanların sorunlarını çözer. Bugüne kadar her kanunda yaşadığımız süreci son gün yine yaşadık. İnsanlara 'şu yasa çıktı' diyecek bir husus yok."

"Eczanelerde yapılacak toptan satış kavramının açıklanması gerekmekte"

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı ise şu ifadelere yer verdi:

TBB Başkan Vekili Vahap Seçer’den Tunç Soyer’e ziyaret: "Bomboş bir dosya, dayanaksız iddialar"
TBB Başkan Vekili Vahap Seçer’den Tunç Soyer’e ziyaret: "Bomboş bir dosya, dayanaksız iddialar"
İçeriği Görüntüle

"Eczanelerde yapılacak toptan satış kavramının açıklanması gerekmekte. Buradaki tanımlamayı doğru yapmak zorundayız. Toptan satış hastaların alacağı 2 kutu, 3 kutlu 5 kutu çok muğlak bir ifadedir. Bu toptan satış kavramını eğer tanımlamazsak bütün eczacıları denetime gelen arkadaşlarımızın inisiyatifine bırakırız. Arkadaşlarımızı, meslektaşlarımızı, hırsızlıkla, yolsuzlukla, kaçakçılıkla itham edecek bir yasanın doğru tanımlanmadan çıkmasının da doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Bir diğer konu yine İTS stok affı. İTS sistemi, Sağlık Bakanlığı kurmuş olduğu İlaç Takip Sistemi kesintiler sebebiyle, entegrasyon sebebiyle eczanelerde programlarda yaşanılan teknik sebeplerle bildirim hataları vermekte ve eczacılarımızın üzerinde stok olarak kalmakta ve bugün bakanlık bu anlamda bir adım attı. Bu stoktaki tutarsızlıkları affediyor, silerek eşitliyoruz ama bir eksiğimiz var, daha doğrusu üç eksiğimiz var.”

Bir; yayınlanma tarihi. Yasa geçmiş tarihli olarak çıkıyor '15 Mart 2025 tarihinde uygulanacak' diye çıkıyor. Yasa geçmişe yönelik çıkar mı? Yasa bugün yürürlüğe girdiyse bugün itibarıyla yürürlükte olması lazım ama suistimal kaygısıyla 15 Mart tarihinde adres gösteriliyor. Böyle olmaz. Bu konuda bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Bir talebimiz de kontrole tabi ilaçlar. Bunların büyük bir çoğunluğu grip ilaçları, öksürük şurupları gibi güncel, aktif, sürekli kullandığımız ilaçlar muaf tutulmuştur. Bu muafiyet kaldırılmalı. Bunların da ilaç takip sisteminden düşürülerek stokların eşitlenmesi gerekiyor. Eczacılar olarak bu maddeyle ilgili son talebimiz vergi muafiyeti. Sonuç itibarıyla, önceden satılan, teknik aksaklıklar sebebiyle bildirimi yapılmamış olan ilaçları şimdi, yeniden çıkış yapacağız, bir daha fatura keseceğiz, daha önce faturasını kestik, Sosyal Güvenlik Kurumuna fişleri ile satışıyla faturalandırdığımız, belgelendirdiğimiz ürünleri şimdi, stok eşitliyoruz diye bir daha faturalandırmamız gerekiyor, bu da ikinci bir vergi yükü. Zaten meslektaşlarımız ekonomik olarak zor durumda, sıkıntı içerisinde. Yeni bir mali yükle karşı karşıya bırakmayalım."

Kaynak: ANKA