(ANKARA) - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Temiz bir çevre için milli seferberlik başlatalım. Kirlenen hava, su ve toprak artık sadece çevreyi değil, tüm canlı yaşamını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda denetimleri sıkılaştıralım. İçtiğimiz suya, solduğumuz havaya kadar karışan zehirli atıklarını çevreye bırakanlara karşı ağır yaptırımlar ve caydırıcı cezalar uygulayalım. Unutmayalım ki çevreyi korumak yaşamı korumaktır. Bu sorunu Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektupla ilettik, kalıcı yaptırımlar talep ettik” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, iklim değişikliği, kuraklık ve çevre kirliliğinin su kaynakları üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Bayraktar, artan kirliliğin ve azalan yağışların tarımsal üretim ve canlı yaşamı tehdit ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Su kaynaklarımızın korunması hayati önem taşıyor"

"İklim değişikliğinin en önemli etkisinin su döngüsü üzerinde olacağı ve önümüzdeki yıllarda 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı yaşayacağını bilimsel çalışmalar ortaya koyuyor. Her geçen yıl nüfus artışının etkisiyle kişi başına düşen kullanılabilir su miktarımız azalıyor. Diğer taraftan küresel iklim değişikliğinin sonucu olarak dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, kuraklık afetinin sıklığını ve şiddetini artırıyor. Ülkemizde insan eliyle su kaynaklarımıza zarar veriliyor. Kuraklık yaşadığımız ve suya olan ihtiyacımızın her geçen gün arttığı bu dönemde mevcut su kaynaklarımızın korunması hayati önem taşıyor. Ne yazık ki arıtılmadan veya yetersiz şekilde arıtılarak doğaya bırakılan sanayi atıkları akarsu ve yeraltı sularımızı kirletiyor.

"Mudurnu Çayı’nın zehirli suları nedeniyle hayvanlar zehirlenmiş, tarım topraklarımız kirlenmiştir"

Geçtiğimiz günlerde Mudurnu Çayı’nın zehirli fabrika atıklarıyla kirletilmesi olayı bizleri derinden üzmüştür. Mudurnu Çayı’nın zehirli suları nedeniyle hayvanlar zehirlenmiş, tarım topraklarımız kirlenmiştir. Diğer yandan Sakarya Nehri üzerinden denize ulaşan zehirli sular, deniz yaşamındaki canlılara da zarar vermiştir. Bölge halkının ve Sakarya basınının duyarlılığı sayesinde konu gündeme gelmiş ve tehlikenin boyutu gözler önüne serilmiştir. Halkın eylem yapmasına neden olan bu olay sonrasında Sayın Sakarya Valimiz tarafından gerekli adli ve idari işlemler başlatılmış olup bölgeye zehirli atıklarını bırakan bir firma yasal şartları sağlayana kadar kapatılırken başka bir firmaya da idari para cezası uygulanmıştır. Bunun yanında konu ile ilgili inceleme ve denetimlerin daha kapsamlı yürütülmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığından iki müfettiş talep edilmiştir.

Doğanın katledilmesine izin vermeyen, tüm gücüyle karşı çıkan bölge halkına, Sakarya basınına ve sorunun çözümü adına gösterdikleri gayretlerden dolayı Sayın Sakarya Valimize teşekkürlerimizi sunuyor, yürekten kutluyoruz.

Özgür Özel: "Size 'al ananı da git' diyen değil; Çiftçi milletin efendisidir' diyen bir cumhurbaşkanı lazım
Özgür Özel: "Size 'al ananı da git' diyen değil; Çiftçi milletin efendisidir' diyen bir cumhurbaşkanı lazım
İçeriği Görüntüle

"81 ilin 75’înde görülen su kirliliği yaşamı ve tarım sektörünü tehdit ediyor"

Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz, akarsu bakımından da oldukça zengin bir coğrafyaya sahiptir. Sanayi tesislerin yoğun olarak bulunduğu Marmara Bölgesi'nde Sakarya, Meriç, Ergene, Susurluk ve Biga Çayı gibi başlıca akarsuların yanında irili ufaklı birçok doğal ve yapay göl bulunmaktadır. Bu kaynakları korumak milli bir meseledir. Ancak yapılan çalışmalar su kirliliğinin ülkemizde 81 ilin 75’inde öncelikli veya önemli bir sorun olarak tespit edildiğini gösteriyor. Bu illerde su kirliliği yaşamı ve tarım sektörünü tehdit ediyor. Buradan kirlilik riski taşıyan akarsularımızın olduğu iller başta olmak üzere 81 ildeki Valilerimizi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızı göreve davet ediyorum. Mudurnu Çayı’nda yaşanan bu üzücü olayın bir daha tekrarlanmaması için bu sorunu kalıcı olarak çözmek zorundayız. Sahip olduğumuz doğal zenginlikleri korumak ve gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak istiyorsak, çevre sorunlarını öncelikli ve ulusal bir mesele haline getirmemiz gerekiyor.

"Çevreyi korumak yaşamı korumaktır"

Temiz bir çevre için milli seferberlik başlatalım. Kirlenen hava, su ve toprak artık sadece çevreyi değil, tüm canlı yaşamını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda denetimleri sıkılaştıralım. İçtiğimiz suya, solduğumuz havaya kadar karışan zehirli atıklarını çevreye bırakanlara karşı ağır yaptırımlar ve caydırıcı cezalar uygulayalım. Unutmayalım ki çevreyi korumak yaşamı korumaktır. Bu sorunu Sayın Cumhurbaşkanımıza bir mektupla ilettik, kalıcı yaptırımlar talep ettik. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı nezdinde de girişimlerimiz devam ediyor.”

Kaynak: ANKA