Malatya’nın Doğanşehir ilçesine bağlı Kurucuova Mahallesi’nde tarım arazilerine inşa edilmeye başlanan deprem konutları köylülerin tepkisine neden oldu. Hasan Aşkın, "Biz burayı mahkemeye verdik, yürütmeyi durdurma kararı aldık ama yargı işlemiyor. Müteahhitler bizimle dalga geçiyor" ifadelerini kullandı.

Konutların yapıldığı alanın dere yatağı, heyelan riski ve zemin sıvılaşması gibi nedenlerle uygun olmadığını savunan Kurucuova Mahallesi’ndeki köylüler, bölgenin DSİ ve jeoloji mühendislerinin raporlarında da "çürük zemin" olarak geçtiğinin belirterek, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararının uygulanmasını talep ediyorlar.

"Sağlam yerlerimiz varken, neden çürük zemine ev yapıyorlar?"

Depremde 68 kişinin öldüğü Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası'nın iddianamesi 28 ay sonra tamamlandı
Depremde 68 kişinin öldüğü Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası'nın iddianamesi 28 ay sonra tamamlandı
İçeriği Görüntüle

Konut yapılan alanın DSİ raporunda dere yatağı olarak geçtiğini ve konut yapımına uygun olmadığı yönünde raporun olduğunun altını çizen Hasan Aşkın, şunları söyledi:

"Neden bunu yapıyorlar? Sağlam yerlerimiz varken, neden çürük zemine ev yapıyorlar? Biz bunu sorduğumuzda diyorlar ki 'Bakanın talimatı var, buraya ev yapılacak'. Bakan 'Tarım arazisine ev yapılsın' mı diyor, 'Çürük zemine ev yapılsın' mı diyor? Biz gittik, her yerde adalet istedik. Ama hiçbir milletvekili gelip bizi dinlemedi, bizimle ilgilenmedi. Valiliğe gittik, rica ettik, dedik ki; gelin, gözünüzle görün, buraya yapılacaksa yapılsın, yapılmayacaksa yapılmasın. Ama kimse bizi dinlemedi. Biz çiftçiyiz. Tütün üreticisiyiz, fasulye, domates, biber yetiştiriyoruz. Konut için alternatif yerlerimiz çok. Dağ etekleri bomboş. Neden ille de burası? Yetkililere tekrar sesleniyorum; sizin çocuklarınız mı burada oturacak? Siz kendi çocuklarınızı bu dere yatağında oturtur musunuz? Buraya yapılan evler, yarın öbür gün insanların kendi imkânlarıyla yapacağı evlerin de önünü açacak. Kimse doğayla savaşamaz. Doğal afet 6 Şubat’ta nasıl insanları yuttuysa, yine yutar. Burası sel ve heyelan bölgesi, oldukça riskli bir yer."

"Ev her yere yapılabilir ama tarım sadece toprakta olur"

Konut yapılan alanda 50- 60 ailenin tütün, fasulye, domates ve biber üretimi yaptığını belirten Aşkın, şunları kaydetti:

"Biz burayı mahkemeye verdik, yürütmeyi durdurma kararı aldık ama yargı işlemiyor. Müteahhitler bizimle dalga geçiyor. Gidip görüştük, 'bu karar size iletildi mi' dedik. 'Yok, bize bilgi verilmedi. Biz masraf ettik' dediler. Devletin kurumlarına sesleniyorum; siz nasıl bize tarım arazisini önerirsiniz? Siz nasıl dere yatağını, çürük zemini önerirsiniz? Sizin göreviniz bize sağlam yeri göstermek. Tarım bizim geleceğimiz. Ev her yere yapılabilir ama tarım sadece toprakta olur."

"Zemin için DSİ ve Jeoloji mühendisleri çürük diyor"

Tarım dışı alanlara dikkat çeken ve konutların bu alana siyasi saiklerle yapıldığını iddia eden tütün üreticisi çiftçi:

"Bizim hazine arazimiz, boş yerlerimiz var. Yola yakın, hastaneye yakın, devlet dairesine yakın. Orası boş dururken yapılmadı. İlla ki tarım alanına yapılsın. Yani bazıları kasten bilerek bunu böyle yaptı. Mühendisler geldi, çürük raporu verdi. Devlet Su İşleri çürük diyor. Jeoloji mühendisleri çürük diyor. Yok illa ki bura elinden alınsın diye. Siyaseten üzerinden durdular. İl başkanı, parti başkan yani kasten yapıldı. Yoksa hiçbir yerde tarım arazisine ev yapılmıyor ki. Sadece buraya yapılmış. Artı burası ova yani sel ağzı. Dere yatağı. Karşıda dağ patlamış yani fay hattı üzeri. Yazık günahtır."

"Tarım alanları istimlak edildi, evler her depremde yıkıldı"

Konut alanı için köyün önderlerinin ve ağaların karar verdiğini, geçmişte yapılan hatanın bugünde devam ettiğini ifade eden Nazım Aşkın, şöyle konuştu:

"1974’te o evler yapıldı. 1986 Sürgü depreminde çoğu yıkıldı. Tekrar 86’da yapılan evler Mehmet Mahmut Cercibozan'ın arazisi zorla istimlak edildi. O 1986 Sürgü depreminde yıkılan evlerin yerine yapıldı ve 1986’da yapılan evler 2023’ün 6 Şubat tufanına yakalandı. Bu köyün bu dere yatağında çıkarmamanın sebebi tek sebebi şu; çıkar yol. Bana arsa kalır kızıma veririm. Bana arsa kalır oğluma veririm. Bana arsa kalır satarım. Ve bu hazine arazileri 1993’de Yusuf Şahin döneminde bunlar birleştirildi. Herkese bir kısım verildi. En adi yeri de bize verdiler dere yatağını. Biz de burayı faaliyete geçirdik. Dozer bıraktık, greyder bıraktık, taş toplanma makinesini bıraktık, işlettik. Sondaj vurunca verim almaya başlayınca halkın bir tarafı bizden gıcık almaya başladı. Bu 2023’ün tufanı olunca muhtarı halkı hep bir oldu, burayı hedef aldılar."

"Yürütmeyi durdurma kararı uygulanmıyor''

Ankara’dan gelen bilirkişi heyetinin şehirler arası yolun hemen bitişiğinde yer alan araziyi önerdiğini ama bunun kabul görmediğini ifade eden Nazım Aşkın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Mahkemeye başvurduk. Bir keşif yapıldı. İncelediler. Bura dere yatağı olmaz şeklinde rapor yazdılar. Mahkeme burayı durdurdu. Yürütme durdurma kararı verdi. Ayın 4’ünde Çevre Şehircilik, valiliğe tebliğ edilmiş. Bugün ayın 12-13’ü hala yürütme durdurma uygulanmıyor. Cengiz Başer toplu valiliğe atıyor. Valilik diyor ki bizim bunda haberimiz yok. O da diyor biz bunu bakanlığa göndereceğiz. Biz de diyoruz ki bunu bir an önce durdurun."

Kaynak: ANKA