Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDINn
(HATAY) - 6 Şubat depremlerinin ardından gözaltına alınan Ahmet ve Sabri Güreşçi kardeşlere işkence yapıldığı, Ahmet Güreşçi’nin bu nedenle hayatını kaybettiği iddiasıyla 13 jandarma görevlisinin yargılandığı davanın ilk duruşması Hatay’da görüldü.
Hatay’da 6 Şubat depremlerinden sonra gözaltına alınan Ahmet ve Sabri Güreşçi kardeşlere yönelik işkence iddialarıyla ilgili açılan davada, 13 jandarma görevlisi hâkim karşısına çıktı. Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, müştekiler ve sanıklar hazır bulundu.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin Altınözü İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görev yapan sanıkların, 11 Şubat 2023’te Antakya’daki bir hırsızlık olayına karıştıkları iddiasıyla Güreşçi kardeşleri Altınözü Büyükburç Mahallesi’ndeki çadırlarından gözaltına aldığı belirtildi. İddianamede, gözaltı sırasında Ahmet Güreşçi’nin ağır işkence sonucu hayatını kaybettiği, kardeşi Sabri Güreşçi’nin ise ciddi şekilde yaralandığı ifade edildi. Sanıklar hakkında ''işkence sonucu ölüme neden olma'' ve ''“işkence sonucu vücutta kemik kırılmasına neden olma'' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 18’er yıla kadar hapis cezası istendi.
Duruşmaya 13 sanıktan ikisi salonda, diğerleri ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada ilk olarak sanıklar dinlendi.
Sanık Adil Eşme, gözaltı işlemlerini savcının talimatıyla gerçekleştirdiklerini, Ahmet ve Sabri'nin anne ve babasının bahçede olduğunu, bir kadının üzenlerin köpek saldığını belirterek, elektrik kesintisi nedeniyle karakoldaki kameraların çalışmadığını ve hastanelerdeki yoğunluk yüzünden darp raporu alınamadığını söyledi. Ahmet ve Sabri Güreşçi’yi aldıklarında vücutlarında darp izleri bulunduğunu öne sürdü. Adil Eşme, mahkeme başkanını "20 saat boyunca hiç elektrik yok muydu" sorusuna ise "Elektrik konusunda bilgim yok, biz alırken darp edilmişlerdi. Bir de araçta kafasını demire vurdu" dedi.
Sanık Ahmet Bakır, "Olay günü çevre emniyetinde görevliydim. Konuşmaları duymadım ama üzerimize köpek saldılar, Eren Karadeniz bir el ateş etti. Akrabaları mukavemet etti, vermek istemedi. Mukavemeti kırıp şahısları araca bindirdik. Karakola götürürken kafasını demire vurdu. Ayrıca biz evde aldığımızda görünen yerlerinde darp izleri vardı" dedi. Bakır, Güreşçi kardeşlerin ''tekel bayi yağmaladıkları için vatandaşlarca darp edildiğini'' iddia ederek, işkence suçlamalarını reddetti. Bakır ayrıca, karakoldaki kamera görüntülerinde yer alan ''boğaz kesme'' işaretini ''nefes alamıyor'' anlamında yaptığını savundu.
Aynı gün gözaltına alınan ve Güreşçi kardeşlerin darp edildiğine ilişkin tanıklık eden Şahan ailesinin jandarmaya husumeti olduğunu iftira attığını ileir süren Ahmet Bakır, "Şahan ailesi suç makinesi gibi suç işleyen bir aile. İftira atıyorlar, suçlamaları kabul etmiyoruz. Bu insanlar üzerinden uyuşturucu kullanımı aparatı çıktı, uyuşturucu etkisiyle ya da içemediği için agresifleşmiş olabilir" ifadelerini kullandı.
Sanık Erhan Karadeniz, gözaltına alma sırasında kendilerine mukavemet gösterildiğini, bu nedenle havaya ateş açtığını belirtti. Güreşçi kardeşlerin gözaltına alınırken darp izleri bulunduğunu ileri sürdü.
Diğer sanıklar da Güreşçi ailesinin ve tanıkların jandarmaya iftira attığını öne sürerek üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
Müştekilerin beyanları
Müşteki Sabri Güreşçi, gözaltına alındıkları sırada ağır şekilde darbedildiklerini belirterek, ''Araçta kafamı iki koltuk arasına sıkıştırdılar. Ben ‘suçumuz ne komutan’ dedikçe copla vurdular. Erhan denen kişi bize etmediğini bırakmadı. Bize copla vurdu. Bizi ellerimizi arkadan tutarak karakolun önüne yere fırlattılar. ‘Bizi niye dövüyorsunuz söyleyin’ dedikçe vurdular. Bir tanesi 5 litrelik şişelerde soğuk su getirip üzerimize döktü. Biri vurdu, biri copladı. 'Komutanım niye dayak yiyoruz' dedikçe, ‘hırsızlık yaptınız’ dediler'' diye konuştu. Cinsel istismarla suçlandıklarını, yapmadıkları suçları kabul etmeye zorlandıklarını da ifa eden Güreşçi, ''Biz bunu kabul etmedik. Eline bir kâğıt almış tüm suçları kabul edeceksiniz. Benim haberim yok, bilgim yok dedikçe daha çok dövdüler" diye ifade etti.
Güreşçi, gözaltında kardeşinin ağır şekilde darbedildiğini, kafasına kalasla vurulduğunu ve ağzından kan gelerek yere düştüğünü anlattı. Kendisine de cop ve sopalarla işkence yapıldığını, kardeşinin ölümünden sonra kendisini de enkaza bırakmaya götürdüklerini, ancak ailesinin avukatlara ulaşması sayesinde hayatta kaldığını söyledi.
Baba İbrahim Güreşçi ise çocuklarının gözaltına alınırken herhangi bir yaraları olmadığını, karakolda darbedildiklerini ve oğlunun orada hayatını kaybettiğini ifade etti.
Tanık Ekrem Şahan da SEGBİS aracılığıyla verdiği ifadesinde, Güreşçi kardeşlerin karakolda çırılçıplak soyularak coplarla dövüldüğünü gördüğünü aktardı.
Müşteki Avukatı Büyükdağ: ''Tutuklanmalarını talep ediyoruz''
Müşteki avukatı Ümit Büyükdağ, teşhis için tüm sanıkların mahkemede hazır edilmesini talep ederek, ''Suçun vasfı ve ceza miktarı bakımından sanıkların tutuklanmamış olması kabul edilemez. Tutuklanmalarını talep ediyoruz'' dedi.
Gaziantep Baro Başkanı Avukat Bülent Duran: “İşkence insanlık suçudur”
Gaziantep Baro Başkanı Avukat Bülent Duran, “İşkence insanlığa karşı suçtur. Dinlenen tanıklar ve dosya içeriğine baktığımızda çok ağır bir durum vardır. Mahkemenizce adaletin sağlanması için gösterilecek çaba değerli olacaktır. Adalet olmadan huzur yoktur. Adalet bekliyoruz, adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Savcılık, katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesi, eksikliklerin giderilmesi ve sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin devamı yönünde mütalaa verdi. Mahkeme, sanıkların tutuklanması talebini reddetti.
Bir sonraki duruşma 12 Şubat 2026 tarihine ertelendi.