Haber: Burcu Özkaya GÜNAYDIN
(HATAY) - Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 36 kişinin yaşamını yitirdiği Zekiye Kırat Apartmanı davasının beşinci duruşması görüldü. Tutuksuz yargılanan sanık müteahhit Abdussamet Yılmaz, "Madem zemin sorunluydu belediye bize bunu neden söylemedi. Ben müteahhitliği doğru yaptım, suçum yok" savunmasını yaptı. Bir müşteki sanık Yılmaz'ın Samet Yapı adıyla faaliyetlerine devam ettiğini, deprem sonrası yerinde dönüşüm ihalesi aldığını iddia etti.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde Hatay'ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde bulunan Zekiye Kırat Apartmanı'nın yıkılması sonucu 36 kişi yaşamını yitirdi.
Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, Zekiye Kırat Apartmanı'nın yıkılmasıyla ilgili müteahhit Abdussamet Yılmaz, yapı denetim şirketi yetkilisi Cafer Tacettin Güler, şantiye şefi Edip Yıldız, uygulama denetçisi inşaat mühendisi Tamer Tunaboylu, proje ve uygulama denetçisi mimar Ayşe Kuseyri, inşaat mühendisi Bekir Balıkçı ve kontrol elemanı mimar Merve Köse hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçundan dava açtı.
Zekiye Kırat Apartmanı davasının beşinci duruşması, Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya müştekiler, bazı sanıklar ve taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanığın bulunmadığı dosyada, müteahhit Abdussamet Yılmaz, duruşmaya avukatıyla birlikte Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
"Madem zemin sorunluydu belediye neden söylemedi"
Müteahhit Abdussamet Yılmaz, savunmasında, "Ben bu binanın neden yıkıldığına dair araştırma yaptım. Depremin en büyük yıkımı Odabaşı Mahallesi'nde oldu. 2010 yılında sonra Odabaşı'nda yapılan tüm binalar yıkıldı. Şu an orası rezerv alan. Zemin etüdü yapıldı ve sağlam zemin çıkmadı. TOKİ o bölgede dört kat ve yapıyor. Dört kat yukarısına zemin uygun değil. Madem zemin sorunluydu belediye bize bunu neden söylemedi. Ben müteahhitliği doğru yaptım, suçum yok" dedi.
"Kaçak kat çıkıldığı için mühürlendi"
Müşteki avukatı zemin artı 6 kat ruhsat verilmesine karşı Zekiye Kırat Apartmanı'nın zemin artı 7 kat yapıldığını ve kaçak yapılan kattan dolayı mühürlendiğini belirterek, "Müteahhit Yılmaz'a mühürlenen katın neden mühürlendiğini ve zemin etüdü raporu alıp almadığını soruyorum. Çünkü zemin kötü olsa da ruhsat yine verilir, binayı yapan müteahhit zemine göre ya iyileştirme yapar ya da fore kazık" diye konuştu.
Müteahhit Yılmaz, kaçak kat çıkmadıklarını, mühürlenen katın yapı denetim firması değişiminden dolayı mühürlendiğini, sekiz kata kadar da ruhsatı olduğunu ileri sürdü.
"Müdafiden önce müdahale ediyorsunuz"
Müşteki avukatı Erdem Eren'in, müteahhit Yılmaz'a kanser hastası olduğuna dair raporu hangi doktordan aldığı sorusuna Mahkeme Başkanı, 'özel sorular, depremle ilgili değil' şeklinde cevap vererek, sorunun sorulmasını reddetti. Mahkeme Başkanı'nın soruyu reddetmesine itiraz eden avukat Eren, "Kişi aldığı sağlık raporuyla yüzde yüz asli kusurlu olmasına rağmen serbest kaldı. Böyle bir raporun heyet kararıyla verilmesi lazım bu kişi bu raporu bir kişiden almış. Bu sorunun özel hayatla alakası nedir, müdafi misiniz? Müdafiden önce siz müdahale ediyorsunuz. 50 kişi ölmüş bu binada sanığı göremiyoruz. Yüz yüzelik ilkesi nerede" diye sordu.
Mahkeme heyetinin zan altında bırakıldığını ifade eden Mahkeme Başkanı, "Biz birilerinin tarafı değiliz, bizi zan altında bırakamazsınız" dedi. Sağlık raporu üzerinden Mahkeme Heyeti ile avukat Erdem Eren arasında kısa süreli bir tartışma ve gerginlik yaşandı. Bu gelişmenin ardından duruşma, müştekilerin beyanlarıyla devam etti.
"Olası kastan yargılanmasını istiyoruz"
Bir müşteki, müteahhit Yılmaz'ın, "Çok sayıda bina yaptım, sadece Zekiye Kırat Apartmanı yıkıldı" şeklindeki ifadesine itiraz etti. Yılmaz'ın yaptığı 30 binanın tamamının yıkıldığını belirten müşteki, Zekiye Kırat Apartmanı'nın bulunduğu sokakta ise yalnızca bu binanın yıkıldığını vurguladı.
Bir diğer müşteki ise, "Müteahhidi bu mahkeme salonunda görmek istiyorum. Yeni bir heyet raporu oluşturulsun, yargılansın istiyorum" ifadelerini kullandı.
Samet Yapı'nın çalışmalarına devam ettiğini iddia eden bir müşteki, "Özsamet inşaat olarak çalışmalara devam ediyor. Küçükdalyan Mahallesi'nde yerinde dönüşüm ihalesi aldı. Görüşmeyi bire bir kendisi yaptı. Ayrıca sorumluluğu belediyeye atarak 'bilseydim yapmazdım' demesi bir facia. Zemin etüdü bilmeden inşaat başlanmaz. Olası kasttan yargılanmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
Binada yakınlarını kaybeden bir müşteki ise "Nasıl rahat, geziyor. İnşaat yapmaya devam ediyor. Biz her duruşma buradayız, adalet istiyoruz" dedi.
Duruşma 3 Ekim'e ertelendi
Müşteki avukatlarının, müteahhit Yılmaz'ın hastalığına ilişkin yeni bir sağlık raporu talebini reddeden mahkeme heyeti, Yılmaz'ın duruşmalardan bağışık tutulmasına karar verdi. Duruşma, 3 Ekim tarihine ertelendi.
Duruşmanın ardından mağdur aileler adına açıklama yapan avukat Erdem Eren, şöyle konuştu:
"Bugün burada sadece bir dava için değil hak ve adalet arayışı için bulunmaktayız. Bugün burada sadece çökmüş bir binanın davası değil çökmüş bir zihniyetin yargılaması için de buradayız. Bizler Zekiye Kırat apartmanının mağdur ailelerinin vekilleri olarak binayı yapandan, binanın yapılmasını denetleyene, kamu çalışanlarından orada çalışan mühendis mimarına kadar tüm sorumlulardan şikayetçiyiz. Bu davada bunun belgesi olarak tarihe not düşmek için buradayız. Şu an görmekteyiz ki her iki bilirkişi raporunda da asli tam kusurlu olan müteahhit sanığın ve denetim firması yetkilisinin duruşmalardan bağışık tutulduğunu görüyoruz ve inanır mısınız bırakın duruşmalardan bağışık tutulmasını duruşmaları hiç gelmeyerek mahkeme huzuruna çıkmayarak uzaktan talimatla dinlenerek savunma verdiklerini görmekteyiz.
"Tek bir hekim raporuyla tahliye edildiğine şahit olduk"
Bu kadar ağır kusurları olan bu sanıkların sadece tek bir hekim raporuyla tahliye edildiğine şahit olduk. Bu yüzden de maalesef bütün taleplerimize rağmen sağlık koşullarından ötürü Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini istediğimiz tanık müteahhittin yine mahkeme kararıyla bu talebinin reddedildiğini, sağlık açısından sevk edilmediğini üzülerek görmekteyiz. Bize göre tüm eylemleri bilerek ve öngörerek bir kayıtsızlık halinde işlediği ortada sanıkların. 2023 yılında depremin olduğu yılda bilimin bu kadar geliştiği, bütün bilimsel raporların açık olduğu bir yerde beton ve metal aksamda ciddi aksaklıkların olduğu ve yönetmeliklere uyulmadan yapıldığı bilirkişi raporunda da açık olan sanığın eylemi kesinlikle taksir veya bilinçli taksir değildir, olası kast olarak değerlendirilmelidir. Biz bunun takipçisi olacağız çünkü bu sadece Zekiye Kırat apartmanını ilgilendiren bir durum olmaktan çıkmıştır. Bu Türkiye'nin gelecekte de yaşayabileceği muhtemel depremzedelerin olup olmaması davasıdır. Şimdi depremde enkaz altıda kalan sadece mağdurların yakınları, canları mıdır yoksa adalet midir? Bunun kararını sayın mahkeme verecektir bizler takipçisi olacağız."