CHP’li Adem'den Tarım ve Orman Bakanlığına pestisit çağrısı: "Analiz sonuçlarına ilişkin kamuoyuna şeffaf bir açıklama yapın" CHP’li Adem'den Tarım ve Orman Bakanlığına pestisit çağrısı: "Analiz sonuçlarına ilişkin kamuoyuna şeffaf bir açıklama yapın"

(ANKARA) – CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, Türkiye genelinde son aylarda yaşanan zirai don, kuraklık ve su sorununun tarımı felç ettiğini belirterek, iklim krizine karşı acil ve bilimsel temelli önlemler alınması çağrısında bulundu. Yıldız, “Tarım artık iklimin insafına bırakılmış durumda. Üretici tarlasına giremiyor, sulama yapamıyor, ürününü kaybediyor. Bu tablo sadece çiftçiyi değil, 85 milyon yurttaşı ilgilendiriyor. Çünkü üretim düşerse sofraya ekmek, manava meyve, pazara sebze gelmez” dedi.

Yıldız, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye genelinde son aylarda yaşanan zirai don, kuraklık ve su sorununun tarımı felç ettiğini belirtti. İklim krizine karşı acil ve bilimsel temelli önlemler alınması çağrısında bulunan Yıldız, iklim değişikliğinin etkilerinin artık bilimsel bir tartışma değil, somut bir gerçeklik olduğunu vurguladı.

Yıldız, yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin pek çok bölgesinde yaşanan afet niteliğindeki hava olaylarına dikkat çekerek, Çukurova gibi yılın neredeyse tamamında üretim yapılan, narenciyenin kalbi olan bölgede şubatta eksi 6-8 derecelerin görüldüğünü; narenciye, patates, karpuz, marul, kayısı, şeftali ve daha birçok ürünün don yüzünden büyük zarar gördüğünü, buğdayda bile hasar olduğunu kaydetti.

Adana’nın Ceyhan ilçesinde bir üreticinin 120 dönümlük buğday tarlasını zirai don sonrası sürmek zorunda kaldığını, yerine ekim yapmak istediği yeni ürün için de DSİ’nin su vermediğini aktaran Yıldız, “Bir üretici düşünün; tohum, gübre, mazot masrafını yapıyor, ürününü yetiştiriyor ama dondan sonra tüm emek heba oluyor. Üstüne bir de sulama yapılamadığı için yeni ekim de yapılamıyor. Bu, tarımsal iflastır” ifadelerini kullandı. 

“Sadece çiftçi değil, tarım sanayisi ve istihdam da etkileniyor”

Zirai don felaketinin etkilediği bir diğer bölgenin ise Manisa olduğunu ifade eden Yıldız, martın son günlerinde Salihli ve çevresindeki Sultaniye üzüm bağlarında büyük zarar oluştuğunu belirtti. Yıldız, “Bağlar erkenden uyanıyor, gözler açıyor, ardından gelen ani soğuk her şeyi bitiriyor. Üzüm, kayısı, erik gibi meyvelerdeki zarar bazı yerlerde yüzde 100’e ulaştı. Üretici bağını söküp patates ekimine geçiyor. Çünkü bağcılık artık riskli yatırım haline geldi. Bu tablo sadece çiftçiyi değil, ihracatı, tarım sanayisini, istihdamı da etkiliyor” dedi. 

“Aydın’da çiftçiye ‘tarlanın yarısına su yok’ deniyor”

Aydın’da ise kuraklık kaynaklı su krizinin çiftçiyi üretimden soğuttuğunu vurgulayan Yıldız, Valilik kararıyla tarım alanlarının sadece yüzde 50’sine su verileceğini hatırlattı. Yıldız, “Tarım alanlarının yarısına su verilmeyeceği ilan ediliyor ama çiftçiye hangi ürünle kuru tarım yapacağı, o ürünün verimi, pazarı, desteği konusunda hiçbir bilgi verilmiyor. Çiftçi belirsizlikle baş başa. Tarım Bakanlığının 2025 itibariyle uygulamaya koyduğu ‘planlı üretim’ sistemi daha başlamadan çöktü” ifadelerini kullandı.

Yıldız, Büyük Menderes Havzası’nda 2021'den bu yana her yıl sulama planlaması yapıldığını ama bu yıl ilk kez tarım arazilerinin yarısına su verilmeyeceği kararının açıkça ilan edildiğini belirterek, “Bu, aslında ‘üretim yapmayın’ demektir. Peki çiftçi nasıl geçinecek? Tarım dışına itilen bu insanlara alternatif bir planınız var mı” diye sordu.

“İklim krizine dirençli tarım için bilimsel politika gerekiyor”

Yıldız, tarımda yaşanan felaketlerin sadece doğa kaynaklı değil, siyasi sorumlulukla da bağlantılı olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

“İklime bağlı risklerin giderek arttığı artık herkesin malumu. Fakat bu risklere karşı alınan önlemler yok denecek kadar az. Felaket sonrası tespit komisyonları kuruluyor ama bu sistem üreticinin zararını karşılamıyor. Tarım Sigortaları Kurumunun (TARSİM) kapsama alanı dar, ödemeler yetersiz. Tarımda sigorta sistemi yeniden ele alınmalı. En önemlisi, iklim krizine karşı dirençli bir tarım politikası oluşturulmalı. Yeni iklim koşullarına dayanıklı tohum ve ürün çeşitleri geliştirilmeli, havza bazlı üretim planlaması yeniden tasarlanmalı, sulama altyapısı yenilenmeli. Bilim, üniversite, ziraat mühendisleri bu sürecin merkezine alınmalı."

“Bugün adım atılmazsa, yarın çok geç olabilir”

Tarımda yaşanan felaketlerin sadece kırsalda hissedilmediğini, etkisinin şehirdeki tüketiciye kadar ulaştığını ifade eden Yıldız, “Bugün üreticinin tarlasında yanan ürün, yarın sofraya gelemeyecek. Gıda fiyatları zaten yüksek, üretim düşerse en temel ürünler bile ulaşılamaz hale gelir. Bu nedenle çiftçinin yaşadığı kriz sadece bir kırsal sorun değil, ulusal bir krizdir. Açlık ve kıtlık uyarısı yapmak istemiyoruz ama gidişat bu yönde” dedi. 

Yıldız, Tarım ve Orman Bakanlığını, Çevre ve Şehircilik Bakanlığını ve tüm ilgili kurumları derhal ortak bir “İklim Krizi ve Tarım Güvenliği Eylem Planı” hazırlamaya davet ederek, “Çiftçi yalnız bırakılmamalı. Tarım kaderine terk edilemez. Bugün adım atılmazsa, yarın çok geç olabilir” uyarısında bulundu.

 

 

Kaynak: ANKA