CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İzmir Şehir Hastanesi'nde tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ın sağlık durumu ve tutukluluk sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. “Ortada iddianame bile yokken bir belediye başkanının hasta haliyle cezaevi koşullarına gönderilmesi zalimliktir” dedi.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın İzmir Şehir Hastanesi’nde devam eden tedavi süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, Çalık’ın uzun süredir sağlık sorunları nedeniyle hastaneye sevk edildiğini ancak Adli Tıp’tan beklenen rapor süreci nedeniyle halen tutuklu tutulduğunu hatırlatarak, bu durumun hukuk ve insan hakları açısından kabul edilemez olduğunu söyledi. Murat Çalık tedavi gördüğü İzmir Şehir Hastanesi’nden Buca Kırıklar Cezaevine sevk edilirken CHP’li Tanrıkulu da basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, “Şehir Hastanesi’ndeyim. Başkanımız Mehmet Murat Çalık, on birinci katta, Metaloji bölümünde. Uzun zamandır tetkik ve tedavileri için buraya getirilmişti. Muhtemelen biraz sonra da Kırıklar Cezaevi’ne nakledilecek. Buradaki tetkik ve tedavisi sonuçlanmış durumda. Evraklar Adli Tıp Kurumu’nda bekliyor ve Adli Tıp’tan da bir rapor bekleniyor.” dedi.
"Hâkim kararı olmadan da tahliye edilmesi gerekirdi"
Murat Çalık’ın hükümlü olmadığını hatırlatan Tanrıkulu, “Öncelikle Murat Çalık tutukludur, hükümlü değildir. Bir belediye başkanı hakkında bir hüküm yok, dahası bir iddianame yok. Ve rahatsızlığı da kesin olarak ispatlanmış durumda. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin “cezaevi koşullarında kalamaz” şeklinde bir raporu var. Ancak Adli Tıp Kurumu bunu yeterli görmedi. Şimdi bu hastaneden de başka tetkikler istendi. Benim meselem şu, Murat Çalık bir belediye başkanı. Kaçma şüphesi yok. Delilleri karartma şüphesi yok. Hakkında iddianame yok. Neyle suçlandığı belli değil. Ve tutuklu; hem de hasta. Bu kadar vicdansız bir uygulama olamaz. Bu kadar ağır bir uygulama olamaz.
Dolayısıyla, bu raporun beklenmesine bile gerek olmadan tahliye edilmesi gerekiyor. Şimdiye kadar bir hâkim kararı olmadan da tahliye edilmesi gerekirdi. Zira Ceza Muhakemesi Kanunu’nun üçüncü maddesinde açık hüküm var: Savcı, resen, tutuklamadan elde edilen sonuç eğer doğmuşsa, resen tahliye edebilir. Dolayısıyla bir hâkim kararına da gerek yok” diye konuştu.
"Bu yaptığınız zalimlik"
Neden bu aşamaya kadar tutuklu kaldı? diye soran Tanrıkulu, “Neden gerçekten toplum vicdanını kanatan bu işkence devam ediyor? Bunu açıklamak mümkün değil. Bu, düşman ceza hukukunda bile yok. İnsanlar düşmanlarına böyle muamele yapmazlar. Seçilmiş bir belediye başkanına karşı bu muamele zalimcedir, zulümdür. Bunun bilinmesi lazım. Buradan, İzmir Şehir Hastanesi’nden çağrıda bulunuyorum. Savcılara sesleniyorum. Hâkimlere sesleniyorum, bu yaptığınız zalimliktir. Zulümdür. Ve yaşam hakkına doğrudan müdahaledir.” ifadelerini kullandı.
Chp’li Tanrıkulu yaşam hakkına değinerek şunları söyledi:
“Yaşam hakkına, hakkında iddianame olmayan, neyle suçlandığı belli olmayan bir belediye başkanının, bir yurttaşımızın, hastane hastane dolaştırılması; kendisine ait bütün kişisel verilere herkesin ulaşması; özel yaşamının, sağlık hakkının, yaşam hakkının çiğnenmesi demektir. Bundan sizler sorumlusunuz. Bu, doğrudan doğruya şu anda "hürriyeti tahdit" suçudur aynı zamanda. Bütün bunlar kayıt altına alınıyor. Eğer ben burada Diyarbakır Milletvekili olarak bulunuyorsam, bu hak ihlalinin kayda geçmesi içindir. Kimler için? Bu savcılar ve bu hâkimler için. Bu zulümden vazgeçin! Bu zalimlikten vazgeçin! Çağlayan’daki savcıya sesleniyorum: Yetkiniz var. Şu an isterseniz, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 3. maddesindeki yetkiyi kullanır, bir müzekkere yazarsınız, tahliye edilir. Cezaevinde kalmaz. Bunu yapmalısınız”
“Hesap soracağız”
Murat Çalık’ın İzmir Şehir Hastanesi’nden Buca cezaevine arka kapıdan götürülüşünün ardından isyan eden Tanrıkulu, “Herkes bu zulme burada şahitlik etti. Basının aracılığıyla söylüyorum bir kez daha. Burada gerçekten insanlık dışı zalimce suçlar işleniyor. Annemizin halini gördünüz. Bu zulmü, bu zalimliği bu yurttaşlarımıza, bizlere yaşatanlara bu hastane önünde söz veriyorum. Söz veriyorum bu hastane önünde. Onlardan hesap soracağız. Ama onlar gibi değil. Hukuk kuralları içerisinde hesap soracağız. Bu zalimliği bu zulmü yaşatanlardan hukuk kuralları içerisinde hesap soracağız. Size söz olsun. Bu acilin önünde söylüyorum. Hesap soracağız” diye konuştu.