İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Meclis çatısında atılan sloganların 15 Temmuz saldırısını andırdığını belirterek sorumlulardan hesap sorulmasını istedi.

Giriş

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair sert uyarılarda bulundu. Dervişoğlu, dün Meclis çatısı altında atılan sloganları “İmralı canisine” yönelik övgü olarak nitelendirip bunun millet iradesine, Meclis’in haysiyetine ve demokratik geleneklere ağır bir saldırı olduğunu söyledi. Sloganların 15 Temmuz hain darbe girişiminde Meclis’e atılan bombalar kadar tahripkâr olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, sorumlulara, sessiz kalanlara ve buna izin verenlere tepki gösterdi. Konuşmasında Kıbrıs meselesinden dış politikaya, devletin itibarına kadar geniş bir çerçeveyi ele aldı.

Meclis ve milli haysiyet vurgusu

Müsavat Dervişoğlu, Meclis’in bir milletin iradesinin sembolü olduğunu belirterek, bu çatı altında teröristlere methiyeler düzen sloganların kabul edilemez olduğunu söyledi. Dervişoğlu’na göre TBMM, geçmişten bugüne elde edilen kazanımların temsilcisidir; orada atılan söz ve sloganlar yalnızca bir grup ya da topluluğu değil, tüm ulusun onurunu etkiler. Bu yüzden sorumluların tespit edilmesi, kınanması ve hukuki-politik sonuçların takip edilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, sessiz kalan siyasi aktörleri eleştirerek Meclis’in itibarı ve teamüllerinin korunmasının zorunlu olduğunu söyledi. Dervişoğlu, Meclis’in itibarının aşındırılmasına göz yumulmaması gerektiğini özellikle vurguladı.

Kıbrıs politikası: İki devletli çözüm ve Kuzey Kıbrıs vurgusu

Konuşmasında Kıbrıs meselesine geniş yer veren Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti’nin pozisyonunu net biçimde ifade etti: Ada’daki Türk varlığının güvenliği ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sürekliliği önceliktir. Dervişoğlu, Kıbrıs Türk halkının iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini, dışarıdan müdahale ya da dayatmalarla bir tercih yaratılmaması gerektiğini söyledi. İki devletli çözümden yana olduklarını belirterek federasyon ya da konfederasyon önerilerine kuşkuyla yaklaştı; Kuzey Kıbrıs’ın hem varlık hem de itibar koşullarını sağlayacak şekilde uluslararası alanda saygınlık kazanmasının önemine işaret etti. Ayrıca, adadaki son zamanlarda gündeme gelen iddiaların ve karanlık ilişkiler algısının bölge için tehlikeli olduğunu belirtti.

Müsavat Dervişoğlu: “Bizde yalpa olmaz, meşruiyeti millette ararız”
Müsavat Dervişoğlu: “Bizde yalpa olmaz, meşruiyeti millette ararız”
İçeriği Görüntüle

Güvenlik, savunma ve devlet itibarının korunması

Dervişoğlu, dış politika ve güvenlik konularında da eleştirilerini sıraladı; savunma tedarikindeki gecikmeler, ambargoların yükü ve stratejik tercihler nedeniyle milletin ağır bedeller ödediğini söyledi. F-35 ve diğer savunma sistemleri konusundaki belirsizliklere değinerek, “savaş uçaklarımızın motorsuz olduğunu öğrenerek ödüyoruz” ifadelerini kullandı. Ayrıca dünya genelinde güç siyaseti nedeniyle hukukun ve değerlerin zayıfladığına dair kaygısını dile getirdi. Bir devletin itibarının tüketilmesinin, o devleti savunmanın yolu olmadığını belirterek, Kuzey Kıbrıs’ın saygın bir devlet haline gelmesi gerektiğini tekrar vurguladı. Bu çerçevede, iç siyasette hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesap verebilirliğin önemine dikkat çekti.

Siyasi sorumluluk, komisyon eleştirisi ve çağrı

Müsavat Dervişoğlu, Meclis içindeki yetkisiz ve tartışmalı yapıların sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Başta CHP olmak üzere ilgili partilere, işlevsiz kalan veya tartışmalı konularla Meclis’i meşgul eden komisyonlardan çekilme çağrısı yaptı. Dervişoğlu, yetkisiz komisyonların hem Meclis’in itibarını zedelediğini hem de toplumsal hassasiyetleri hiçe saydığını savundu. Sorumluluk sahibi siyasi aktörlerin, oluşan tahribatın sonuçlarını görerek hareket etmesi gerektiğini belirtti ve Meclis’in asıl işlevinin korunmasını, tartışılması gereken konuların parlamentoda ele alınmasını istedi.

Cumhuriyet, muhalefet ve gelecek vurgusu

Konuşmasının sonunda Dervişoğlu, Cumhuriyet’in değerleri ve ulus devlet vurgusunu öne çıkardı; tek adam rejimine karşı durduklarını ve partilerinin kurulduğu günden beri bu çizgide olduğunu söyledi. Muhalefetin sesini kısmaya yönelik uygulamalara, tutuklamalara ve toplumun kutuplaştırılmasına yönelik eleştirilerde bulundu. “İtaat edene yönetim kurulu üyeliği, karşı çıkana cezaevi” benzetmesiyle mevcut ortamın tehlikelerine işaret etti. Son olarak Cumhurbaşkanına seslenerek Meclis’e saygı duyması, devlet işlerini parti mitingine çevirmemesi çağrısında bulundu ve ülke yönetiminin geleceğiyle ilgili uyarılarda bulundu.

Kaynak: ANKA