(ANKARA) - Ankara'da bisikleti ile antremandan dönerken alkollü sürücü Çağdaş Şenyüz'ün çarpıp kaçması sonucu hayatını kaybeden Umut Gündüz'ün babası Menderes Gündüz, "5 yıl geçti, içimizdeki acı kaybımızın büyüklüğü hiç geçmedi. Acımız kadar öfkemiz de büyük. Hâlâ da bu mücadeleyi aynı kararlılıkla, aynı güçle, sağlığımız ve yaşamımız el verdiği sürece devam ettireceğiz" dedi.
Ankara’da 15 Temmuz 2020 tarihinde bisikleti ile antrenmandan dönerken, alkollü Çağdaş Şenyüz’ün çarpıp kaçması sonucu hayatını kaybeden Umut Gündüz’ün anısına bisiklet sürüşü yapıldı. Sürüş öncesi 5 yılda yaşananlara ilişkin açıklama yapan baba Menderes Gündüz, şöyle konuştu:
"Her sabah uyandığımızda bir başka bisikletlinin bir başka şehirde bu şekilde öldürüldüğünü, ölümüne sebep olan sürücülerin ise ceza değil ödüllendirilerek salıverildiğine tanıklık ettik. 26 Temmuz 2020 tarihinde işte burada yüzlerce bisikletliyle 'bisikletli ölümler dursun' diyerek çıktığımız bu yolda içi boş çıkan iddianameye karşı, 'Bisikletli yaşam için adalet' diyerek yürüdük. İlk mahkeme hepimiz için büyük bir hüsrana yol açtı. Resmen koca bir tiyatronun içerisinde bir figüran gibiydik. Acımızla ve hakkımızla alay edildi ilk mahkemede. Yargılamalar usulden yapıldı. Karar çok çok önceden belli olmasına rağmen bizlere o salonların önünde zulmettiler."
"Umut için adalet, herkes için adalet diyerek adalet turuna çıktık"
Adalet için 25 şehirde adalet turu yaptıklarını anımsatan Baba Gündüz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ve biz de 'Umut için adalet, herkes için adalet' diyerek bir adalet turuna çıktık. Türkiye’de 25 şehirde, onlarca aileyle, yüzlerce kurumun kapılarını tek tek çaldık. Amacımız şuydu: Verilecek kararlar hiçbir şekilde oğlumuzu geri getirmeyecekti ama biz bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkenin sorumlu ve bilinçli yurttaşları olarak kendimizi, bu anlamda başka bir ölümün, bir cinayetin yaşanmaması için, idareyi ve bununla ilgili sorumlu olan kurumları harekete geçirmek için sorumlu bir yurttaş bilinciyle hareket ettik. Onurlu bir mücadele yürüttük 5 yıl boyunca. Hiç kimsenin gözünü gözümüzden kaçırmadık, başımızı eğmedik. Oysa onlar, verdikleri hukuksuzluk karşısında gözlerini kaçırdı. Başlarını eğerek gittiler.
"Emin olun size de bir gün adalet lazım olacak"
Ve biz onlara şunu söyledik: Bu kararlı duruşumuzla emin olun size de bir gün bu adalet lazım olacak. Ve bu hukuksuzluğu, bu kararları verenler eninde sonunda sanık sandalyesinde bunun hesabını verecek dediğimizde, kararlılık göstergemiz ivedi ile olmayan yerden suç nitelendirerek suça dönüştürülür. Bu ülkede hakaret, cinayetten daha büyük bir suç sayıldı. Oğlumun ölümüne sebep olan sanık, birinci celse, ikinci celsede karara bağlanmaya çalışıldı. Söylediğim sözlerden dolayı tam 4 celse, her bir celsesi 1,5-2 saat sürdü, yani resmen burnumuzu sürtmeye çalışılan bir mücadeleyle, bir direnişle karşı karşıya kaldık. Bu süre içerisinde 3 adalet bakanı değişti. Her pazartesi yılmadan Adalet Bakanlarından randevu talep ettik. Dedik ki, 'biz bu ülkede yaşıyoruz. Bu ülkenin yaşanabilir bir ülke olabilmesi için kendimizi sorumlu hissediyor, bu anlamda da mücadele ediyoruz.'
"Bu ülkede hukuk ve adalet bitmiştir"
Bizim de söyleyeceklerimiz var. Sayı her geçen gün artıyor. Elimizdeki veriler tamamen resmi rakamlar. Her hafta iki bisikletli bu şekilde ölüyor ve öldürülüyor. Ve ne yazık ki ölümüne sebep olan kişilerin en uzun yatanı 4 ay, 6 ay. Ve bunlar da kaçtıysa ya da suçlarla ilgili başka davaları varsa, artık bundan dolayı yatmıştır. Bunun adı adalet değildir bunun adı hukuk değildir. Ve bugün geldiğimiz şu günde şunu rahatlıkla söylüyorum, bu ülkede hukuk ve adalet bitmiştir. Bir sabah uyanırsınız, sevdiklerinizi kaybetmişsinizdir. Bir sabah uyanırsınız, işinizi kaybetmişsinizdir. Bir sabah uyanırsınız, bahçenizi, tarlanızı, zeytinliğinizi kaybetmişsinizdir. Bir sabah uyanırsınız, seçme ve seçilme hakkınızı kaybetmişsinizdir. Tüm bunlar anayasal hakkımız olan haklarımız. Hiçbiri güvence altında değil.
Bu yüzden de kendimizi daha fazla ses çıkartmak, daha fazla bir araya gelmek, daha fazla mücadele etmek için buradayız. Daha fazla ölümlerin önüne geçmek, yaşanabilir bir bisikletli yaşamı, kültürünü, sporunu teşvik edecek çalışmaların içinde bulunmak istiyoruz. 5 yıl geçti. 5 yıl, içimizdeki acı kaybımızın büyüklüğü hiç geçmedi. Acımız kadar da öfkemiz de büyük. Hâlâ da bu mücadeleyi aynı kararlılıkla, aynı güçle, sağlığımız ve yaşamımız el verdiği sürece devam ettireceğiz."