Alevi-Bektaşi Federasyonu üyeleri, 28 Ağustos'ta yapacağı toplantıyı protesto etmek için Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın önüne "İnancımızdan elinizi çekin" yazılı siyah çelenk bıraktı. Bu sırada Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin, kırmızı karanfille karşıladığı federasyon üyelerini çay içmeye davet etti. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, Ersin'e "İllaki atılan gül bizi yaralar, sıkıntı burada zaten. Ha taş ile gelmişsiniz, ha gül ile gelmişsiniz..." dedi. Ersin ise "Gül sizi yaralamasın, gönülden gelendir bu. Baştacısınız, bu kurum hepinizin kurumu" diye konuştu. Siyah çelengin altına karanfillerin bırakılmasına tepki göstererek Başkanlığı eylem kırıcılıkla suçlayan Erçe, Alevi kuruluşlarına 28 Ağustos'taki toplantıya katılmamaları çağrısında bulundu.

Alevi-Bektaşi Federasyonu üyeleri, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın önüne siyah çelenk bırakmak için geldiği sırada Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin ve beraberindeki kurum çalışanları tarafından ellerinde kırmızı karanfillerle karşılandı. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Ersin, "Kapımıza gelen herkes başımızın tacıdır" diyerek karanfilleri almalarını istemesi üzerine Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, kendilerine teşekkür ederek "İllaki atılan gül bizi yaralar, sıkıntı burada zaten. Ha taş ile gelmişsiniz, ha gül ile gelmişsiniz..." diye cevap verdi. Ersin ise "Gül sizi yaralamasın, gönülden gelendir bu. Baştacısınız, bu kurum hepinizin kurumu" diyerek Başkanlık binasında çay içmeye davet etti.

Eylem kırıcılık suçlaması

Bunun üzerine Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Erçe, şu anda bir protesto yaptıklarını belirterek bunun hoş olmadığını "Bu idama giderken atılan gül gibi bir şey oldu. Rica ediyorum" sözleriyle ifade etti. Diyalogların ardından Alevi-Bektaşi Federasyonu üyeleri Başkanlığın önüne "İnancımızdan elinizi çekin" yazılı siyah çelenk bırakırken, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı çalışanları da çelengin altına kırmızı karanfilleri bıraktı. Erçe, karanfillerin bırakılmasına tepki göstererek Başkanlığı eylem kırıcılıkla suçladı.

Alanda; "Devletin Alevisi olmayacağız", "Asimilasyona hayır", "Hükümetin Alevisi olmayacağız", "Hükümet inancımdan elini çek" sloganları atıldı.

Erçe: "Yeni bir Alevilik tanımı yapmaya çalışan bu kurumu kurulduğu günden bu yana tanımıyoruz"

Siyah çelengin bırakılmasının ardından Alevi-Bektaşi Federasyonu üyeleri adına Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe basın açıklaması yaptı. Basının önünde gerçekleşen görüntülerin hoş olmadığını belirten Erçe, burada Alevi Bektaşi Federasyonu ve birleşenleri olarak çelengi bıraktıklarını söyledi. Erçe, çelengin bu binada çalışanlara, yöneticilere yönelik olmadığına dikkat çekerek "Bir anlayışa yönelik bir çelenktir. Yaklaşık üç yıl önce bütün itirazlarımıza rağmen, Meclis'in önüne kadar dayanıp 'yapmayın, açmayın bu başkanlığı' dememize rağmen ısrarla ve inatla açılan bir başkanlık, az önce gördüğünüz gibi kendilerini Alevi kurumlarının yerine koyarak köy köy Alevi köylerini gezerek, cemevlerini gezerek altımızı boşaltmaya, Alevi kurumlarını kendi içinde ayrıştırmaya, onlara göre makul bir Alevilik yaratmaya, yeni bir Alevilik tanımı yapmaya çalışan bu kurumu kurulduğu günden bu yana tanımadığımızı ifade ettik" dedi.

Ekrem İmamoğlu ve Dilek İmamoğlu'nun avukatlarından Nusret Yılmaz, gözaltına alındı
Ekrem İmamoğlu ve Dilek İmamoğlu'nun avukatlarından Nusret Yılmaz, gözaltına alındı
İçeriği Görüntüle

"Bizi kültürel bir topluluk olarak görmeye devam ediyorlar"

Kurumun ısrarla ve inatla faaliyetlerine devam ettiğini söyleyen Erçe, "Yakın zamanda Hünkarımızın huzurunda her yıl 16, 17, 18 Ağustos'ta anmalarımızı gerçekleştiriyorken ısrarla tüm uyarılarımıza rağmen yine 12-13 Ağustos'ta korsan etkinlik gerçekleştirdiler. Bu da Alevileri bölme girişimiydi. Bunları protesto ediyoruz. Açık ve net bir şekilde söylüyoruz, burası Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı bir kuruluş. Aslında Aleviliği tanımıyorlar, Alevileri tanımıyorlar. Bizi kültürel bir topluluk olarak görmeye devam ediyorlar. Yoksa niçin cemevleri yasal statüye kavuşmuyor? Niye zorunlu din kültürü derslerinin kaldırılması talebimiz kabul edilmiyor? Çok insani bir talebimiz olan Madımak Oteli neden utanç müzesine dönüştürülmüyor? Tam tersine Madımak katilleri neden serbest bırakılıyor? Niçin dergahlarımız hala Kültür Bakanlığına bağlı? Dolayısıyla samimi değiller" diye konuştu.

"Bizi yaralayan düşmanın attığı taş değil dostun attığı güldür"

Başkanlığın, Aleviler ve Alevi kurumlarını bölmek, Aleviliği öldürmek ve asimile etmek için uğraştığını savunan Erçe, şunları kaydetti:

"Devletin bütün imkanılarını kullanarak kaymakamlıkları, valilikleri, belediyeleri onların imkanlarını kullanarak Alevileri kendi içinde parçalamaya çalışıyorlar ama Aleviler bu oyunu 16 Ağustos'ta bozdular. Hacı Bektaş'ta Hünkarımızın huzurunda net bir cevap verdiler. Bugün burada olmamızın en temel sebeplerinden bir tanesi Hacı Bektaş'ta istedikleri sonuca ulaşamamış olmalılar ki rövanş almak istiyorlar. 28 Ağustos'ta az önce Sayın Başkan'ın da ifade ettiği biçimiyle 28 Ağustos'ta bütün Alevi kurumlarını, cemevlerini, dedeleri, anaları arayarak toplantıya davet ediyorlar. Siz kimsiniz? Siz bir Alevi kurumu musunuz? Siz devletin Kültür Bakanlığı'nın bir birimisiniz. Sizin Alevilikle bir işiniz yok. Dolayısıyla bizim bugün burada bu protestoyu gerçekleştirmemizin sebebi 'devletle asla görüşmeyiz' protestosu değildir. Tam tersine muhattabımız devlettir, iktidardır, siyasi partiler, tabii ki Alevi kurumlarıdır.

Biz devletle resmi olarak bir masa etrafında oturup bütün düşünce, taleplerimizi konuşmak istiyoruz ama burasıyla değil. Burasının asıl amacı bir asimilasyon üssü görevi görmesidir. Bakınız az önce bizi çiçeklerle karşılamaya çalışanlar kendileri de ifade ettiler, 'Dede kızıyım, ben de Aleviyim, ben de pirin soyundan geliyorum' dediler. Ama yazık, dede kızı, pirin soyundan gelen birisi Alevileri karşısına almaz. Tam tersine buralarda hizmeti kabul ederek bizlere aslında Hızır Paşa'nın Pir Sultan'a yaptığını, Ali Baba'nın Pirimiz idama giderken herkes taş atıyorken onun da gül atmasıdır. Bizi yaralayan dostun attığı güldür, düşmanın attığı taş değildir. 28 Ağustos'ta yapmayı planladıkları toplantıya hiçbir Alevi kurumunun, dedenin, ananın, cemevi yönetiminin katılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ihaneti yapmayın, bunu yapmak yol düşkünlüğü anlamına gelir diyoruz."

Kaynak: ANKA