(İSTANBUL) - İnsan hakları hukukçusu ve sinemacı Kurtuluş Baştimar’ın ikinci uzun metraj filmi “Dağlardan Başka Tanık Yok”, festival yolculuğuna başladı. Film, gürültüsüz ama etkili diliyle, sinema sanatına içsel bir dönüş çağrısı yapıyor.
“Dağlardan Başka Tanık Yok” filmi, Van’ın Bahçesaray ilçesine bağlı 3000 metre rakımlı Sampas (Özbeyli) köyünde çekildi. Dağların ortasında, kışın ortasında mahsur kalan film ekibi, haftalarca yolların açılmasını bekledi. Bu zorlu koşullar, filmin atmosferine olduğu kadar yapım sürecine de damgasını vurdu. Köy halkının dayanışması ise hem kamera arkasına hem filme insan sıcaklığını taşıdı.
Konu: Kaybolanların izinde, sessizliğin peşinde
Film, 1990’larda faili meçhul şekilde cezaevinde kaybolan babasının izini süren genç bir kadın olan Helin’in hikayesini anlatıyor. Helin, annesi Susika’nın Kürtçe ağıtlarında, yıpranmış mektuplarda ve eski kasetlerde geçmişin kırık parçalarını toplamaya çalışıyor.
Temalar: Hafıza, Kimlik ve Direniş
“Dağlardan Başka Tanık Yok”, sadece bir kaybın hikayesi değil aynı zamanda bireysel bir uyanışın filmi olarak öne çıkıyor. Filmde dağlar yalnızca arka plan değil; suskunluklarıyla, tanıklıklarıyla başlı başına bir karakter, her sessizlik bir cümle, her yankı bir hatıra gibi kurgulanıyor.
Yaratıcı bakış: Kurtuluş Baştimar’ın sinema dili
Daha önce “Çiğdem” filmiyle uluslararası ilgi toplayan Kurtuluş Baştimar, bu kez belgesel, kurmaca ve anı türlerini iç içe geçirerek daha katmanlı bir yapıya imza atıyor. Yönetmen, insan haklarını ve hafıza temalarını sinemasal anlatının merkezine yerleştiriyor. Film, akademik derinliğiyle sanatsal cesareti bir araya getiriyor.
Festival yolculuğu başladı
Film, yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’daki bağımsız film festivallerinden de davetler almaya başladı. Filmin ilk gösterimlerinde eleştirmenler, 'sessizliğin politikası'nı bu kadar etkili işleyen ender filmlerden biri olduğunun altını çizdi.
Final: Dağlar konuşur, dinleyen var mı?
Film, yalnızlaştırılanların, unutulanların ve susturulanların sesine kulak verme çağrısı olarak görülüyor. "Dağlardan Başka Tanık Yok", izleyicisini sadece bir film izlemeye değil, bir tanıklık deneyimine davet ediyor.