Görüşme, Beyaz Saray’ın Oval Ofisi’nde gerçekleşti ve iki lider öğle yemeğinin ardından kamuoyuna birlikte hitap etti. Trump, planın geniş bir uluslararası katkıyla hazırlandığını, Gazze’deki terör altyapısının hedef alınacağını ve bölgenin silahsızlandırılmasının amaçlandığını söyledi. Netanyahu da planı desteklediğini belirterek, hedefin İsrail’e yönelik tehdidin sona ermesi ve rehinelerin geri getirilmesi olduğunu ifade etti. Liderlerin mesajları hem bölgesel hem küresel aktörlere yönelik önemli taahhütler içeriyor.

ABD, Gustavo Petro’nun vizesini iptal etti
ABD, Gustavo Petro’nun vizesini iptal etti
İçeriği Görüntüle

Görüşmenin içeriği: 21 maddelik Gazze Planı ne getiriyor?

Beyaz Saray’daki görüşmede odağa giren unsur 21 maddelik Gazze Planı oldu. Planın ayrıntıları görüşme metninde tek tek sıralanırken, Trump özellikle Hamas’ın askeri altyapısının tahrip edilmesi, tünellerin kapatılması ve silah üretim merkezlerinin yok edilmesi gerektiğini vurguladı. Plan kapsamında Gazze’de geçiş dönemi yönetimi kurulması; yerel polis güçlerinin güçlendirilmesi ve İsrail kuvvetlerinin aşamalı çekilmesi gibi adımlar öngörülüyor. Ayrıca planın uygulanmasında Arap ve Müslüman ülkelerin aktif rol alacağı, bölgesel aktörlerin Hamas’la ilişkileri kesmesi veya dönüştürmesi beklentisi dile getirildi. Bu maddeler, 21 maddelik Gazze Planı çerçevesinde hem güvenlik hem de yönetimsel değişiklikleri hedefliyor; uygulanabilirlik ise başta bölge aktörlerinin iradesine bağlı olacak.

Liderlerin söylemi: “Yeni bir sayfa” ve güvenlik vurgusu

Trump konuşmasında planın “çok yakın” olduğunu söyleyerek, bu adımın Orta Doğu’da barış için ciddi bir fırsat oluşturabileceğini belirtti. “Yeni bir sayfa açıyoruz” ifadesiyle Trump, hem diplomatik hem de güvenlik yönlü bir dönüşüm vaat etti. Güvenlik odaklı ifadeler içinde, “Gazze silahtan arındırılacak” ve “bir mermi bile sıkılmamalı” gibi güçlü taahhütler vardı. Netanyahu ise planı savaş hedefleriyle uyumlu bulduğunu, Hamas’ın askeri kapasitesinin ve siyasi iktidarının sona erdirileceğini ve rehinelerin geri getirileceğini söyledi. İki liderin ortak söylemi; askeri baskı, bölgesel iş birliği ve geçiş yönetimiyle kalıcı güvenlik sağlanabileceği yönünde. Ancak bu söylemler, sahadaki gerçeklik ve farklı aktörlerin tepkileriyle sınanacak.

Bölgesel aktörler ve uygulama: riskler ve beklentiler

Trump, planı hazırlarken Avrupa ve Arap dünyasından liderlerle iletişimde olduklarını belirtti ve Türkiye, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi isimleri anarak katkılara teşekkür etti. 21 maddelik Gazze Planı’nın başarısı büyük ölçüde bu dış aktörlerin taahhütlerine bağlı olacak; özellikle Hamas üzerinde etki yaratabilecek Arap ve Müslüman ülkelerin tavrı belirleyici. Uygulamada karşılaşılabilecek başlıca riskler arasında sahada denetim eksikliği, tünellerin ve silah altyapısının tam olarak tespit edilememesi, insani durumun kötüleşmesi ve bölgesel gerilimlerin yeniden alevlenmesi sayılabilir. Öte yandan plan başarılı olursa; rehinelerin serbest bırakılması, Gazze’de istikrarın sağlanması ve İsrail ile komşu ilişkilerde gerilimin azalması gibi olumlu sonuçlar beklenebilir. Uygulama takvimi, tarafların somut adımları ve uluslararası mekanizmaların denetimi bu sürecin kaderini belirleyecek.

Kaynak: ANKA