Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikaların Malatya il başkanları ve temsilcileri, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yüzde 16,67 oranındaki altı aylık enflasyon rakamının gerçek enflasyonu yansıtmadığı gerekçesiyle iktidarı protesto etti. KESK adına basın açıklamasını okuyan Kazım Hazar, “Yıllardır çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız zam yağmuru ortada. Gerçek enflasyon ortada. Ama iktidar hangi rakamı istiyorsa, TÜİK hepimizin önüne o rakamı koyuyor.” dedi.
TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı, emekli ve memur maaş artışlarının belirlenmesinde temel alınırken, KESK bileşenleri bu oranın gerçek enflasyonu yansıtmadığı gerekçesiyle Emeksiz Caddesi üst kavşağında bir araya gelerek protesto etti. Protestoya katılan sendika üyeleri, “Rakamlar yalan yoksulluk gerçek.”, “TUİK yalanı emekçinin düşmanı.”, “Sefalete teslim olmayacağız.”, “Enflasyon farkını al başına çal.”, “İktidara kul sermayeye köle olmayacağız.” sloganlarıyla tepkilerini dile getirdiler.
KESK adına Kazım Hazar tarafından okunan basın açıklamasında, TÜİK’in yaşamın her alanına müdahale eder hale geldiği ve artık emeklinin ve kamu emekçisinin adeta patronu konumuna geldiği vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“TÜİK bugün hepimizin patronu haline gelmiştir”
“Asgari ücret TÜİK rakamlarına göre belirleniyor. Emekli aylıkları TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre artırılıyor. Dört milyon kamu emekçisine, kamu işverenliği temsilcileri, yandaş konfederasyon yönetimi ve hakem kurulundan oluşan Bermuda Şeytan Üçgeni ile toplu sözleşme adı altında yine TÜİK rakamları dayatılıyor. Yıllardır çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız zam yağmuru ortada. Gerçek enflasyon ortada. Ama iktidar hangi rakamı istiyorsa, TÜİK hepimizin önüne o rakamı koyuyor. Kısacası giderlerimiz hayatın gerçek enflasyonuna göre artıyor ama maaşlarımız, ücretlerimiz, aylıklarımız, yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını bir kara delik gibi yutan TÜİK enflasyonuna göre belirleniyor. Böylece işçisiyle, emekçisiyle, emeklisiyle, asgari ücretlisiyle bu ülkenin ezici çoğunluğu olarak her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Daha fazla sefalete itiliyoruz.
“Bu ülkede hiç kimse emeğinin karşılığını alamıyor”
Emeğiyle geçinen hiç kimsenin emeğinin karşılığını alamadığını belirten Hazar, “Değerli dostlar, çok kritik bir aşamadayız. Her zaman söylüyoruz, buradan bir kez daha altını çizerek tekrar ediyoruz: Bu ülkede emeğiyle geçim mücadelesi veren hiç kimse emeğinin karşılığını alamıyor. Ülkeyi yönetenler, bunca yoksulluğa, sefalete rağmen, emeğiyle geçinmeye çalışan milyonları yok sayıyor. Ne açlık sınırının altına inen asgari ücreti, ne de açlık sınırının yarısına kadar düşen emekli aylıklarını artırmaya yanaşmıyor. Altı aydır oyaladığı altı yüz bin kamu işçisine, TÜİK'in sahte enflasyon rakamlarının bile altında teklifler sunarak adeta dalga geçiyor.” ifadelerini kullandı.
“’Yeter!’ demenin vakti çoktan gelmiştir”
KESK’in dün olduğu gibi bugün de kamu emekçilerinin ve emeklilerin ortak hak ve çıkarlarını savunma noktasında üzerine düşeni yerine getireceğini belirten Hazar, şunları söyledi:
Biz KESK olarak, her zaman olduğu gibi bugün de kamu emekçilerinin ve emeklilerin ortak hak ve çıkarlarını savunmak için üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmeye hazırız. Bunun için ayrım yapmaksızın tüm kamu emekçilerini; en düşük kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırının üzerine çıkarıldığı, insanca yaşamaya yetecek bir ücret; güvenceli istihdam, güvenli bir gelecek, demokratik ve adil bir çalışma yaşamı, halktan yana bir kamu hizmeti ve grev hakkımızın önündeki engellerin kaldırıldığı gerçek bir toplu pazarlık sistemi için birlikte, ortak mücadele etmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz. Çağrımız sadece kamu emekçilerine değil, bu düzenin çarkları altında ezilen herkesedir. Hepimizi sefalete eşitlemeyi hedefleyenlere artık “Yeter!” demenin vakti çoktan gelmiştir. Gelin, yıllardır hepimize kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı; insanca yaşanacak bir ücret, güvenceli iş ve güvenli bir gelecek için omuz omuza verelim.”