Malatya'nın Akçadağ ilçesinde Ada ve Zelal Yıldırım kardeşlere çarparak, ölümüne neden olan traktörü kullanan 11 yaşındaki çocuğun anne ve babasının yargılanmasına devam edildi. Mahkeme, babanın tutukluluğunun devamına, dosyanın esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar verdi.
Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki bugün görülen duruşmada 11 yaşındaki K.A’nın babası Basri A. ve anne Pınar A, kazada yaşamını yitiren Zelal ve Ada kardeşlerin annesi Gülhan Yıldırım, babaları Erkan Yıldırım, yaralı çocuklardan Gülcan’ın babası Oktay Şakar, annesi Suna Şakar’ın yanı sıra taraf avukatları hazır bulundu.
Mahkeme heyeti, geçen duruşmada Adli Tıp Kurumu (ATK) Trafik İhtisas Dairesi’nden istenen kusur durumuna ilişkin raporun dosyaya gönderildiğini bildirdi.
Rapor, babayı asli kusurlu buldu
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporda, sanık Basri A’nın sahibi olduğu traktörü küçük yaştaki oğlunun kullanmasına imkan sağladığı, çocuğunun traktörün kontrolünü kaybetmesiyle meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı nedeniyle asli derecede kusurlu olduğuna yer verildi.
Raporda sanık anne Pınar A’nın olay günü traktör anahtarını oğlunun kendi bilgisi dahilinde alıp almadığı net olmadığı, bununla birlikte, traktörü kullandıran kişinin baba olduğu anlaşıldığından kusursuz bulunduğu belirtildi.
Kazada hayatını kaybeden Ada ve Zelal Yıldırım kardeşler ile mağdur Gülcan Şakar ve Asya Kaya’nın yolun sol kısmında yürüdükleri, bu sırada seyir halindeyken kontrolünü kaybeden çocuk idaresindeki traktörün çarpmasına maruz kaldıkları bildirilen raporda, bu isimlerin herhangi bir kusurlarının bulunmadığına yer verildi.
2013 doğumlu sürücü Kerem Ayaz'ın idaresindeki traktörün, sevk-idare hatası neticesinde yayaların üzerine doğru yönelip çarptığı belirtilen raporda, olayda yaşı nedeniyle davranış faktörleri sonucunda asli derecede etkili olduğu belirtimiştir.
Mağdur aile: "Anne de baba kadar suçlu, cezalandırılsın"
Mağdur avukatı Ercan Kısacık, “Rapora bir gün önce ulaştık, detaylı inceleme yapamadık. Buna rağmen rapor iddiamızı doğrulamıştır. Sanığın kusurlu olduğunu belirtilmiştir. Cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
Ada ve Zelal kardeşlerin babası Erkan Yıldırım ise, “Bizce olayda anne de baba ile eşit kusurdadır. Onun da cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
Anne Gülhan Yıldırım, “İki çocuğumu birden kaybettim, şikâyetçiyim” dedi.
Sanık Basri A, “5 aydır tutukluyum. Bilirkişi raporunu kabul etmiyorum. Bir önceki rapor da aksini söylüyor. Tahliyemi istiyorum. Eşim 3 çocuğun sorumluluğu altında ezilmekte. Kaza yapan çocuğum olayın etkisiyle travma yaşamakta, psikolojik destek almakta. Davayı karartma koşulları taşımıyorum. Başımıza Allah'tan bir kaza geldi, beraatimi istiyorum" diye konuştu.
Sanık Pınar A, “Büyük oğlum kazanın etkisiyle geceleri uyuyamıyor, ağlıyor. Biz de zor durumdayız. Aileye elimizden geleni yapmaya razıyız. Bende bir anneyim. Hepsi çocuktu” dedi.
Sanık avukatı Şahin Çağlar ise, raporun hüküm vermeye yeterli olmadığını söyleyerek, yeniden rapor alınmasını istedi.
Mahkeme, yeni rapor alınması talebini reddederek, esas hakkındaki görüşün alınması için dosyanın savcılığa gönderilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi ve davayı 18 Temmuz 2025'e erteledi.
Avukat Kısacık: “Bizim adalete ve yargıya güvenimiz tam”
Duruşma sonrası ANKA haber Ajansı’na açıklama yapan mağdur avukatı Ercan Kısacık, şunları söyledi:
“Bugün Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, geçtiğimiz yıl yaşanan traktör kazasında bir çocuğun kullandığı traktör tarafından ezilerek hayatını kaybeden iki çocuğun davası görüldü. Bu duruşmada Adli Tıp’tan gelen rapor okundu. Gelen raporda çocukların kazada hiçbir kusurunun bulunmadığı, küçük yaştaki çocuğa traktör kullandıran babanın kusurlu olduğu ve traktörü kullanan çocuğun da ehliyetsiz olduğu açıkça belirtilmiştir.
Duruşmamız 18 Temmuz’a ertelenmiştir. 18 Temmuz’da savcılık mütalaası verilecek ve büyük ihtimalle dosyamız karara bağlanacaktır. Bizim adalete ve yargıya güvenimiz tamdır. Sayın mahkemenin yapacağı yargılamanın sonucunda, hakkaniyetli ve kamu vicdanını rahatlatacak bir karar vereceğine inanıyoruz. Bu kararın emsal teşkil edeceğini, bir daha bu ülkede çocukların ve insanların bu kadar kolay gözden çıkarılmasının önüne geçeceğini düşünüyoruz. Umut ediyoruz ki 18 Temmuz’da mahkeme hakkaniyetli bir karar vererek hem kamuoyunun hem toplumumuzun hem de evlatlarını kaybeden anne ve babaların yüreğine bir nebze olsun su serpecektir.”