KESK üyeleri, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere'nin gözaltına alınmasını protesto etti. KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz, “Bu gözaltı, sadece Abdurrahman Tutdere'nin cezalandırıldığı anlamına gelmez. Aslında burada yargılanan, cezalandırılan, Adıyaman halklarının bir bütün olarak iradesidir” dedi.
KESK, Şubeler Platformu adına Mimar Sinan Parkı’nda bir araya gelen konfederasyona bağlı sendika temsilcileri, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınmasını protesto ettiler.
Açıklamaya KESK Eş Başkanı Ahmet Karagöz’ün yanı sıra Tüm Bel Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, BTS Genel Başkanı Tonguç Özkan, Eğitim Sen Genel Sekreteri Zülküf Güneş, Adıyaman KESK Şubeler Platformu yöneticileri ve üyeleri katıldı.
KESK Eş Genel Başkanı Karagöz, burada yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Siyasal iktidarın, yani AKP'nin ranta, talana, yıkıma, ölüme dayalı politikaları karşısında, Türkiye halkları gibi Adıyaman halkı da tercihini muhalefetten yana kullanmıştır. AKP'nin 23 yıllık rant ve talana dayalı kent politikaları, Adıyaman'da on binlerce yurttaşımızın ölümüne sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla Adıyaman halkı, Adıyaman iradesi, tercihini 31 Mart yerel yönetim seçimlerinde Abdurrahman Tutdere'den yana kullanmıştır. Elbette bu, Türkiye'de tutuklanan, gözaltına alınan, yerine kayyum atanan ilk belediyemiz değil. Evet, bugün Adıyaman’da Abdurrahman Tutdere olacağız; dün Adana'da Başkan Zeydan Karalar olduk, Van'da Abdullah Zeydan olduk.
“Hukuk aramak mümkün değil”
Bugün yaklaşık 30 milyon insanın oyunu almış kentlerin belediye başkanları ya tutuklu ya gözaltında ya da yerlerine kayyum atanmış durumda. Burada hukuk aramak mümkün değil. Bir yargı süreci demek mümkün değil. Bunun adı bir siyasal operasyondur. Bu gözaltı sadece Abdurrahman Tutdere'nin cezalandırıldığı anlamına gelmez. Aslında burada yargılanan, cezalandırılan, Adıyaman halklarının bir bütün olarak iradesidir.
"Bu tutum AKP'nin halkların iradesinden korktuğunun dışa vurumudur"
Doğaya düşman, insana düşman, bu ülkenin toprağına, zeytinliklerine, çiftçisine düşman, cebbar bir siyasal iktidarla bugün karşı karşıya olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Sadece Türkiye'de Türkiye halklarının iradesi yargılanmıyor. Bu ülkenin emeklileri, bu ülkenin emekçileri, bu ülkenin çiftçileri, bu ülkenin esnafı yoksulluğu yaşadıkları bir dönemde, tam da gündem aslında bu ülkede işsizlik, yoksulluk iken, gündemi değiştirmeye dönük halkların iradesine kayyum atanmış olması, bizim açımızdan kabul edilecek bir durum değildir. Bu tutum ve bu duruş da siyasal iktidarın, yani AKP'nin halkların iradesinden nasıl da, ne kadar da korktuğunun dışa vurumudur. Bizler bunu net bir şekilde görüyoruz.”
