(İZMİR) - İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de ilk kez kurduğu Köy Tiyatroları birimiyle, kırsalda yaşayan yurttaşları sanatla buluşturdu. 10 farklı noktada kurulan Köy Tiyatroları, bugüne dek 200’e yakın gösteriyle 24 bin seyirciye ulaştı ve çeşitli ödüller kazandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları, hem izleyenlerin hem de oyuncuların hayatlarını dönüştürerek onlara sanat yoluyla farklı bakış açıları kazandırıyor. Köy kahvesinin önünden geçmeye çekinirken kahvede tiyatro yapmaya başlayan, tarlada çapasını bırakıp provalara koşan, bir yandan hayvancılık bir yandan tiyatro yapan onlarca oyuncu, İzmir’den sanata ve hayata ilişkin önemli bir mesaj veriyor.
"Kahvenin önünden geçmeye çekinirdik, kahvede oyun oynar olduk"
Ulamış Köy Tiyatrosu’nun oyuncusu 76 yaşındaki Ayşe Duruk, başlarda tiyatro yapmaya çekinse de artık tiyatrosuz yapamıyor. Ailecek tarımla uğraştıklarını belirten Duruk, "Bir gün köyde tiyatro eğitimlerinin başladığını söylediler. Görmeye gittim ama kaydolmak istemedim, ‘Ben yapamam’ dedim ama hocamız bana rol vermiş. Sonra tiyatroyu çok sevdim. Elimde bastonumla tiyatro sahnesindeyim. Eskiden kahvenin önünden geçmeye çekinirdik. Tiyatroyla tanışınca kahvede oyun oynar olduk. Kendimize güvenimiz geldi" dedi.
Televizyona, radyoya çıktığını söyleyen Duruk sözlerine, şöyle devam etti:
“Artık tanınıyoruz. Tiyatroya başlamadan önce bazıları ‘Gidip de ne yapacaksın’ diye sorguladı ama ben tiyatroyu sevdim. Şu an sağlığım nedeniyle tarlada çalışamıyorum ama tiyatroya gidiyorum. Tiyatro hayatımın bir parçası oldu. Biz üç kuşak tiyatro oynuyoruz. Bana böyle bir hayatımın olacağını söyleseler aklıma gelmezdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi bize destek vermese bunları yapamazdık. Tiyatro sayesinde görmediğim şehirleri gördüm. Turne yaptık, oyunlar oynadık.”
Bir yandan hayvancılık bir yandan tiyatroculuk
Ulamış köyünde pazarcılık ve hayvancılık yapan 49 yaşındaki Aslı Esenli de çocukluk hayalini tiyatro sahnesine çıkarak yaptı. Tiyatrocu olmayı çok istediği için yeğenini tiyatro kursuna yazdıran, ardından Köy Tiyatroları projesinin başlamasıyla Ulamış ekibine dahil olan Esenli, "İlk sahneye çıktığım an benim için gurur vericiydi. Köyümüzün yaşlıları da oynamaya heveslendi. Önceden kahvenin önünden geçmeye çekinirlerdi ama sonra herkes zincirleri kırdı. 84 yaşındaki halamı bile tiyatroda oynattık. Ben provalardan bir gün önce hayvanlarımın yemlerini hazırlıyorum. Sabah erkenden onları besleyip provalara koşarak gidiyorum. Eve döndüğümde sütleri süzüyorum, kaynatıyorum, peynir yapıyorum. Haftada bir gün de pazara çıkıyorum. Günüm yoğun geçiyor ama tiyatroda çok mutlu oluyorum. Oyunlar oynayıp ödüller alacağımızı hiç hayal etmemiştim. Hedefimiz festivallere katılıp ödüller almak, Avrupa’ya açılmak" diye konuştu.
Tarlada çapa, sahnede oyun
60 yaşındaki Fatma Gider ise Ödemiş’te çiftçilik yaparak geçimini sağlıyor. Bir yandan çalışıp bir yandan da Konaklı Köy Tiyatrosu ekibi ile sahneye çıkan Gider, "Tiyatroya gitmeye ilk başka çok çekindim ve işlerimi bahane ettim. Biz kadınların tiyatro yapması abes bir durumdu ama iyi ki gitmişim. Hayatımda çok şey değişti. Çevremizde de ‘Koskoca kadınlar, ne işiniz var orada’ diyenler oldu ama şimdi herkes alıştı. Ben de gururla tiyatroya gittiğimi söylüyorum. Tiyatro bizi rahatlattı. Bakış açımızı değiştirdi. Tarladan dönünce bazen yorgunluktan yemek bile yiyemiyoruz ama tiyatro varsa her şeyi bırakıp severek gidiyorum. Ben her gün tarladayım. Prova günü işlerimi bir an önce bitirip zamanımı tiyatroya ayırıyorum" ifadelerini kullandı.
“Bir doktor hastanede, bir doktor sahnede iyileştirdi”
11 yıldır faaliyet gösteren, üç yıl önce de İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları birimine bağlanan Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun oyuncularından 60 yaşındaki Gülay Erdoğan, sekiz yıldır sahne tozu yutuyor. Arkadaşını tiyatro sahnesinde izledikten sonra oyuncu olmaya karar verdiğini belirten Erdoğan, 2021 yılında kansere yakalandığını ve hastalığı atlatmasında tiyatronun da etkisi olduğunu söyledi. Zor günler geçirdiğini dile getiren oyuncu, "Yoğun bakım sürecinde üç ay tiyatrodan ayrı kaldım. Dördüncü ay tiyatroya yine geldim. Hastanede doktor beni iyileştirdi, başka bir doktor olan Başkanımız Dr. Cemil Tugay da beni bu tiyatro ile bir kez daha iyileştirdi. Tiyatroda olmaktan çok mutluyum. Ben ciddi bir hastalık geçirdim ama hiç ‘ben hastayım’ demedim. Dün ilacımı aldım, ardından Ödemiş’e gidip oyunumu oynadım. Bu sabah yine sahnedeyim" dedi.
Ekibin tek erkek oyuncusu
Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun tek erkek oyuncusu 81 yaşındaki Tezcan Alkurt da kanseri atlatmasında tiyatronun etkisi olduğunu dile getirdi. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda personel olan babası sayesinde çocukluğundan bu yana pek çok tiyatro oyunu izlediğini ve tiyatronun çocukluk aşkı olduğunu söyleyen Alkurt, tiyatro ile iç içe olmasına rağmen babasının konservatuvara girmesine onay vermediğini anlattı.
2017 yılında Ürkmez’e yerleşen Alkurt, "Tiyatro eğitimleri olduğunu öğrenince dünyalar benim oldu ve koşa koşa derse gittim. Eğitimde benden başka erkek yoktu. Şu anda da ekipteki tek erkek benim. Birçok arkadaşım ‘Kadınların arasında ne işin var’ dedi ama benim için bu hiç önemli değildi. Bu tiyatroda özellikle kadınların sorunları dile getiriliyor. Bu tam da benim istediğim bir şeydi. Tiyatro, yaşanılan sorunları haykıran, insanların yüzüne söyleyen bir sanattır. 2016’da cilt kanserine yakalandım ve pandemi döneminde hastalığım üçüncü evreye geçmişti. Hastanede tedavi görüyordum ama bu tiyatro da benim için farklı bir tedavi oldu. Çünkü sahnede hastalığımı unutuyordum. Bunun için Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a da yürekten teşekkür ediyorum. Bizimle çok ilgileniyor ve destek veriyor" diye konuştu.
86’lık oyuncuya tiyatro ile gençlik aşısı
Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun en yaşlı oyuncusu 86 yaşındaki Müjgan Hasdemir, tiyatro sayesinde gençleşen oyuncular arasında yer alıyor. 11 yıl önce tiyatroya başladığını aktaran Hasdemir, "Ben çeşitli kurslara geliyordum. Bir gün tiyatro kursu açılacağını duyduk ve katıldık. Bugüne dek yedi oyunda oynadım. İyi ki Vedat Hoca’yı tanıdım, ona minnet borçluyum. Çünkü hayatım değişti. Sabah hasta gibi kalkıyordum ama şu anda sağlıklıyım. Çünkü bir gayem var. Tiyatroya koşarak geliyorum. Burası bana gençlik aşısı oldu. Eğer evde kalsaydım belki de hayatta yoktum. Etrafımdan çok güzel tepkiler aldım, destek gördüm. Pek çok kişiden övgü aldım. Torunlarım çok mutlu, arkadaşlarına gururla bahsediyorlar" ifadelerini kullandı.
24 bin izleyici, beş ödül
İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları Genel Sanat Koordinatörü Vedat Murat Güzel de üç yılda pek çok yurttaşa tiyatro eğitimi verdiklerini belirtti. Eğitimlerin ardından sahnelere çıkıldığını kaydeden Güzel, "Sanata ve tiyatroya ulaşmakta zorluk çeken kırsal bölgelerde yaşayan insanların sanatla harmanlanması, örf ve geleneklerini gelecek nesillere tiyatro vasıtasıyla aktarmalarına destek olmaya çalıştık. İlk başta üç-dört köyle başlayan hikayemiz, 10 köy ve 200 katılımcıyla devam ediyor. İzmir’in pek çok yerinde ve farklı illerde 200’e yakın gösteri ve 24 bin seyirciye ulaştık. Ödüller aldık. Bu çalışmada yaş sınırlaması getirmedik ama genellikle yaş ortalaması yüksek ve kadınlardan oluşan bir kitle ile çalışıyoruz. Onlar kendi hikâyelerini anlatırken doğallıklarını bozmadan gerçekçi bir duruş sergiliyor" dedi.