ANKARA (AA) - "Türkiye’nin en hızlı büyüyen uzay firması" olarak dikkati çeken Plan-S, Connecta IoT Network takım uydusuyla kritik altyapıların etkin kullanımına yönelik çözümler sunuyor.

Plan-S, 2021 yılında başladığı çalışmalarla kısa sürede 13 uyduyla küresel ölçekte uydu tabanlı IoT haberleşme hizmetleri alanında etkin bir aktör haline geldi.

Şirketin Üst Yöneticisi (CEO) ve Yönetim Kurulu Üyesi Özdemir Gümüşay, şirketin sahip olduğu uydu haberleşme yetenekleri ve bunların deprem gibi doğal afetlerde üstlenebileceği görevlere ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Plan-S’in 2021 yılında kurulduğunu belirten Gümüşay, AR-GE, ürünleştirme ve ticarileştirme süreçleri sonunda şu anda yörüngedeki 13 aktif uyduyla Türkiye ve tüm dünyada IoT cihazlarının haberleşmesi için bir haberleşme ağı sunabilir duruma geldiklerini söyledi.

“Connecta IoT Network” adını verdikleri sistemle sahaya kurulu ve sıcaklık gibi bir dizi parametreyi ölçen sensörlerle haberleşmeye dayalı bir uydu çözümü sunduklarını anlatan Gümüşay, “Uydularımız yakın Dünya yörüngesinde, 550 kilometre irtifada yer alıyorlar. Tek bir uydudan değil birtakım uydudan bahsediyoruz. 100’den fazla uydumuz olacak. Her 4 ayda bir uydu sayısını artırıyoruz. Bu şekilde hizmet kalitemizi de kademeli olarak artırdığımız bir süreç içerisindeyiz.” dedi.

Afet durumunda neler yapılabilir?

Doğal afetlerde karasal altyapıların zarar görebildiğine işaret eden Gümüşay, depremde ya da sel felaketlerinde baz istasyonlarının kullanılmaz hale gelebildiğini belirtti. Gümüşay, şöyle konuştu:

“Uydu sistemleri doğal olarak uzayda oldukları için doğal afetlerden, olumsuz hava koşullarından, karada ya da denizdeki olumsuzluklardan etkilenmiyorlar. Servislerimiz bu anlamda oldukça güvenilir sistemler.

Biz IoT haberleşmesiyle bir afette neler yapabiliriz? Afetle ilgili verilerin sahadan toplanmasına katkı sağlayabiliriz. Yani karasal ağların olmadığı, baz istasyonlarının bulunmadığı alanlarda binlerce, on binlerce sensör yerleştirip, verilerini uydu servislerimiz üzerinden toplayarak afetin öncesinde haberdar olabiliriz. Su taşkını, bir takım toprak hareketleri, depreme yönelik bazı veriler olabilir, bunlarla ilk aşamada önemli katkı sağlayabiliriz. Afet sonrasında ilk saatler çok önemli çünkü durumu tespit etmek istiyorsunuz. Nerede ne oldu, nasıl bir hasar yaşandı, bununla alakalı olarak örneğin depremde kritik binalar, yollar, viyadükler gibi yerlerin, sivil savunma ekiplerinin binalarının ayakta olup olmadığını tespit edecek sensörleri yerleştirip, bunları uydu sistemlerimiz üzerinden taşıyarak karar vericilerin önüne saatler içinde çok hızlı ve doğru bir tablo koyabiliriz. Bu doğru yere, doğru zamanda müdahale etmeyi sağlayacak.”

Afetin etkilerinin ortadan kaldırıldığı, müdahale edildiği dönem için de çözümler sunabileceklerini ifade eden Gümüşay, “AFAD görevlileri ya da askeri birliklerin nerede olduğunu, ekipman durumlarını raporlayacak altyapılar sunabiliriz. Böylece doğru zamanda, doğru şekilde müdahale etmeyi sağlayabiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.

Cep telefonlarına uydu üzerinden mesaj

Gümüşay, Plan-S olarak teknoloji ve gündemi yakından takip ettiklerini söyledi.

Bunu yaparken “dünyadaki yaşamı iyileştirme” mottosu ile hareket ettiklerini vurgulayan Gümüşay, afet durumunda insanlara yardım yardımcı olmanın da bunun bir parçası olduğunu dile getirdi.

Durumsal farkındalık oluşturacak projelerin yanı sıra yaklaşık 1 yıldır bireysel haberleşmeye yönelik de çalışma yürüttüklerini anlatan Gümüşay, şunları kaydetti:

Bitlis'te 800 öğrenci "Aybüke: Öğretmen Oldum Ben" filmini izledi Bitlis'te 800 öğrenci "Aybüke: Öğretmen Oldum Ben" filmini izledi

“Hepimizin cebinde bir cep telefonu var. Bu cihazları kullanarak uydu teknolojileri üzerinden haberleşmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Amacımız böyle bir doğal afet durumunda video seyretmesini sağlamak değil ama acil durum mesajlarının, kısa mesajların gönderilmesi. Malum bu tür durumlarda söylentilerle halkın yanlış yönlendirilmesi gibi durumlar olabiliyor. Uydular üzerinden cep telefonlarına mesajlar ileterek insanların doğru yönlendirilmesi ve bilgilendirilmesini sağlayacak teknolojiler üzerinde çalışıyoruz.

Bu oldukça büyük, dünyanın da gündeminde olan bir konu. Türkiye doğal afetlerle çok daha fazla başa çıkması gereken bir ülke, deprem gerçeğimiz var. O anlamda Türkiye için önemi daha da fazla. Bu kapsamda hem özel sektör olarak üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz hem de devlet kanadında gerekli girişimleri yapıyoruz. Türkiye’deki mobil operatörler ile bu konuları görüşüyoruz. Onların desteğini almaya ve girişimde bulunmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda bu konuyla alakalı uydular tasarlıyor, yörüngeye gönderiyor ve Allah korusun bu tür afetler olduğunda devreye alarak fayda sağlamayı planlıyoruz.”

Bu yıl 8 uydu daha gönderilecek

Gümüşay, hizmetlerini geliştirmek için bu yıl 8 uyduyu daha yörüngeye göndereceklerini bildirdi.

Bu uydularla birlikte daha sensör verilerini daha sık alabilir hale geleceklerine işaret eden Gümüşay, “Hedefimiz 200’e yakın uydu göndermek. Dakikalar içerisinde bu tür verileri alıyor olabilmek. Hem sıklığımızı hem de kapasitemizi artırıyoruz. Mevcut kapasitemizi birkaç katına, belki 10 katına çıkaracak yeni uydular atıyoruz. Şu anda 4 tanesi fırlatılmak için Amerika’ya yola çıkmak üzere. Bir 4 tane daha üretim aşamasında. Önümüzdeki yıl da bu sayıyı giderek arttırmak gibi bir hedefimiz var.” dedi.

Bu tür çalışmalarda devlet desteği, devletin irade koyuyor olmasının önemini vurgulayan Gümüşay, “Bugüne kadar da istediğimiz desteği alamadığımız bir durum olmadı. Ama bunun giderek artıyor olması lazım. Sektör içindeki işbirliklerine de vurgu yapmak lazım. Bu tek bir şirket ya da kurumun altından kalkabileceği bir konu olmayabilir. Bir araya gelmek, güçleri birleştirmek gibi bir ihtiyaç da var afet durumlarına yönelik uydu teknolojileri özelinde.” değerlendirmesinde bulundu.


Muhabir: Göksel Yıldırım,Firdevs Bulut Kartal

Kaynak: AA