İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, siyasi partilerin, mahkeme kararlarıyla dizayn edilmeye çalışıldığını belirterek, "Bu iktidarın baskısı ve yanlış uygulamalarıyla yaşama geçirilen müdahalelerin tehlikesine işaret etmekle şimdilik yetiniyorum ama buna bir direnç göstermek ihtiyacı şayet hasıl olursa açık ve net olarak ifade ediyorum, hem şahsen hem de İYİ Parti olarak, bundan geri durmayız" dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i partisinin genel merkezinde ziyaret etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından iki genel başkan açıklama yaptı.
Müsavat Dervişoğlu, ziyareti sırasında hem CHP'nin kuruluş yıl dönümünü tebrik ettiğini hem de Sivas Kongresi’nin yıl dönümünü kutladığını belirterek, "Anadolu ve Rumeli Müdafai Hukuk Cemiyeti’nin birleştiği ve Kurtuluş Savaşının şartlarını oluşturan o önemli kararların alındığı günün yıl dönümü. Bu vesileyle onu da tebrik ediyorum. Sayın Genel Başkan Özgür Özel’e de nazik misafirperverlikleri için şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
"Siyasi birtakım kararların ortaya çıkardığı sonuçlarla karşı karşıyayız"
Özgür Özel ile aralarındaki ilişkinin, siyasetin çok üzerinde olduğunu dile getiren Dervişoğlu, şunlar söyledi:
"Dolayısıyla herhangi bir sıkıntı vuku bulduğunda, ülkeyle alakalı da bir olağanüstü durumla karşı karşıya bulunduğumuzda bir vesile ile buluşur ve konuşuruz. Bugün de öyle günlerden biri. Keşke yaşanan olaylarla alakalı bir hukuki değerlendirme yapabilme imkanım olsaydı ama yaşananları hukuki temelde ele alabilmemiz bu şartlar altında pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla siyasi birtakım kararların ortaya çıkardığı sonuçlarla karşı karşıyayız. Yaşanan bütün tartışmalar aslında Türk siyasetindeki gerilimi ve kutuplaşmayı arttıran niteliktedir. Bu kutuplaşma ve gerilim aynı zamanda siyasetin tansiyonunu da yükseltmektedir. Böyle durumlarda siyasilere düşen görev; artan tansiyonu aşağı çekmek olmalı ama görüyor ve gözlemliyor ki iktidar yangına körükle gitmekte ve bu yükselen siyasi tansiyondan bir siyasi rant devşirme eğilimini tercih etmekte.
Hepiniz şahit oluyorsunuz kamuoyu da onu konuşuyor; zaten izlediğinizde bütün bu yaşananların hukuki temel üzerine ele alınmadığına şahit oluyorsunuz ve mahkeme kararlarıyla partilerin iç meselelerine müdahil olunuyor. Buna bağlı olarak da siyasi partilerin içleri, mahkeme kararlarıyla dizayn edilmeye çalışıyor. Bu son derece bir yanlış uygulamadır. Orta yerde elbette bir eksiklik, yetersizlik varsa, işlenmiş bir kusur, kabahat hatta suç varsa mahkemeler üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Ama bu bütün bu süreç içerisinde geriye dönük Seçim Kurullarının vermiş olduğu kararlar varken, Yüksek Seçim Kurulu’nın vermiş olduğu karar varken, geriye dönük işlemleri etkileyebilecek mahkeme kararlarının alınması; mahkemelerin siyasete dahil olmak ve vesayet altında kararların çıkmasına zemin hazrılamak gibi bir durumla karşı karşıya bulunduğumuz gerçeğiyle buluşturuyor bizi. Son derece tehlikeli buluyoruz.
Ayrıca Asliye Hukuk kararlarıyla geçmişe yönelik seçim sonuçları iptal edilirse şayet bunun nelere mal olacağını, önce iktidarın düşünmesi gerekliliğine vurgu yapmak istiyorum. Eğer seçim sonuçlarıyla, kongre sonuçlarıyla uğraşırsa mahkemeler; milli iradenin ve hür seçimlerin artık hükmünü kaybettiğinden bahsetmek gibi bir tehlikeli sonuç doğar, ki bu demokrasimiz açısından son derece tehlikeli bir durumdur. Ayrıca bu iktidar için de son derece tehlikeli bir durumdur. Kamuoyu tartışıyor, özellikle 2017 referandumuyla alakalı olarak yaşanmış olaylarla ilgili şayet bir asliye hukuk mahkemesi karar verirse; Türkiye’deki sistem değişikliği, ondan sonra yapılan 2018 seçimleri, ondan sonraki 2023 seçimleri bile tartışma konusu olabiliyor. Bütün bunları Türkiye’nin yaşamaması gerekliliğine inanıyorum. Ve bu iktidarın baskısı ve yanlış uygulamalarıyla yaşama geçirilen bu tür müdahalelerin tehlikesine işaret etmekle şimdilik yetiniyorum ama buna bir direnç göstermek ihtiyacı şayet hasıl olursa açık ve net olarak ifade ediyorum, hem şahsen hem de İYİ Parti olarak, bundan geri durmayız."
"Bölünmüş, içi karıştırılmış bir CHP’nin hiç kimseye bir faydası yoktur"
CHP’nin Türkiye için önemine işaret eden, TBMM’de büyük bir potansiyelde temsil edildiğini belirten Dervişoğlu, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla Türkiye’nin bugün olduğu gibi bundan sonrası için de CHP’nin birliğine bütünlüğüne, kendi camiası içinde de beraberliğine ihtiyacı vardır. Yani bölünmüş, içi karıştırılmış bir CHP’nin hiç kimseye bir faydası yoktur. Dolayısıyla ben CHP’nin kendisi için kurulan bu tuzağa düşmeyeceği, düşürülemeyeceği kanaatini taşıyorum. Çünkü CHP’nin siyasi tecrübesinin buna izin vermeyeceğine yürekten inanıyorum. Bütün karşı karşıya bulunduğu sorunları sabırla ve aklıselimle aşabilecek bir tecrübenin de sahibi olduğuna inanıyorum. Burada hepimiz için önemli olan Türkiye’dir, demokrasidir. Hepimiz için önemli olan hukuk, adalet ve eşitliktir. Bu konuda farklı şeyler düşünüyor olanların bile Türkiye’nin geleceği açısından bir karar alınması söz konusu olur ise şayet safının belli olduğu kanaatini de taşıyorum. Bundan beslenmeye çalışan öncelikle bundan beslenmeye çalışan siyasi stratejilerin akamete uğrayacağını buradan ifade ediyorum ve bu yükselen tansiyonun aşağı çekme görevinin muhaleffette değil; iktidarda bulunduğunduğuna vurgu yapıyorum. Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşmasına vesile olabilecek adımları atmaktan geri durmayanların da akıllarını başlarına devşirmelerini temenni ediyorum."
Müsavat Dervişoğlu, CHP'nin demokrasinin önemli kalelerinden birisi olduğunu ifade ederek, "O kalenin burçlarında da o kalenin sahipleri bulunmaktadır. Bundan siyaseten fırsatçılıkla beslenmeye kalkışanların da hayallerinin zaman içerisinde suya düşeceğinin altını çizmekte yarar gördüğümü ifade etmek isterim. Yıl dönümüzü, kuruluş haftanızı tebrik ediyorum. CHP’nin kendisine yakışır bir üslup ile bu haftayı da idrak edeceğini biliyorum. Yeniden bir araya gelmemiz gerekirse de artık her zaman hazır olduğumuzu bilmenizi ifade etmek istiyorum" dedi.
"Geçmişte bazı yargı uygulamaları iktidarı yargılamak üzere kurgulanmış bir altyapıyı da içinde barındırıyordu"
Açıklamalarının ardından gazetecilerin, "2017 referandumunun da mühürsüz oylar nedeniyle geçersiz sayılabileceği" tartışmalarını sorması üzerine, Dervişoğlu, şunları söyledi:
"Seçim hukuku şeklidir. Eğer bunun üzerinden geride bırakılmış referandumlar, geride bırakılmış seçimler, geride bırakılmış siyasi parti kongreleri hukuk mahkemelerinin kararlarıyla tartışma konusu olursa esas tartışılan milli irade olur, demokrasi olur ve bu zamana kadar yapılmış birçok iş ve işlemlerin de tartışılmasına vesile olabilecek bir güzergah tanzim edilmiş olur. Onun için, buradaki sorumluluk aslında muhalefet partilerinden daha fazla iktidara düşer. Ama geçmiş dönemlerdeki bazı yargılamaları da hatırlayınız; bunlar bir sonraki takvimde hükümeti yargılamak üzere kurgulanmış bir alt yapıyı da içinde barındırıyordu. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve onun hukuki alanda danışmanlığını yapanların çok dikkat etmesi icap eden bir husustur. Sayın Genel Başkanın da ifade ettiği gibi buna bağlı olarak bir kaos ortamı oluşur ki genellikle kaoslar kaosa zemin hazırlayanların başına çöker."