CHP İstanbul İl Başkanlığı’nın düzenlediği Kent Yoksulluğu Buluşmaları’nda konuşan sosyolog Özlem Yalçınkaya Akdağ, Türkiye’de gençlerin derin yoksulluk, güvencesizlik ve akran zorbalığı içinde değersizleştiğini vurguladı. Rıdvan Budak ve Oğuz Demir ise yargıdan eğitime kadar sosyal devletin çöküşüne işaret eden çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Gençler güvencesizlik sarmalında: “Ben işsiz değilim, kendimi değersiz hissediyorum”
CHP İstanbul İl Başkanlığı Sosyal Politikalar ve Kent Yoksulluğu Komisyonu tarafından gerçekleştirilen Kent Yoksulluğu Buluşmaları’nın otuzuncusu Tuzla’da düzenlendi. Etkinlikte sosyolog Özlem Yalçınkaya Akdağ, eski DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak ve İBB Plan ve Bütçe Komisyon Başkanı ekonomist Oğuz Demir konuşmalar yaptı.
Sosyolog Özlem Yalçınkaya Akdağ, saha araştırmalarında gençlerin giderek derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirtti. Bir gencin kendisine “Ben işsiz değilim, kendimi değersiz hissediyorum” dediğini aktaran Akdağ, Türkiye’de gençlerin çalışma hayatından eğitim fırsatlarına kadar birçok alanda umutsuzluk yaşadığını vurguladı.
Akdağ, merkezi hükümetin sosyal devlet politikalarından uzaklaştığını belirterek, “Mustafa Kemal Atatürk’ün ülkenin geleceğini emanet ettiği gençler yalnızca işsiz bırakılmıyor, aynı zamanda değersizleştiriliyor” ifadelerini kullandı.
“Gençlerin ülkeyi terk etme oranı altmış sekizi buldu”
Akdağ, gençlerin büyük bölümünün borçluluk, güvencesizlik ve düşük yaşam beklentisi içinde olduğunu söyleyerek, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez gençlerin yazıyla yüzde altmış sekizi ülkeyi terk etmek istiyor” dedi.
Avrupa Birliği’nde sosyal koruma harcamalarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’nın yazıyla yüzde yirmi yedisini oluşturduğunu, Türkiye’de ise bu oranın yazıyla on virgül sekizde kaldığını hatırlatan Akdağ, sosyal devlet uygulamalarının ciddi biçimde gerilediğini söyledi. Emekli maaşları hariç sosyal nakit transferlerinin Türkiye’de yalnızca bir virgül dört seviyesinde kaldığını belirtti.
Çocuk yoksulluğu ve akran zorbalığı: “Erken şiddet okulunu çocuklar akran zorbalığında öğreniyor”
Akdağ, ekonomik kriz ve aile içi stresin çocuklarda şiddet döngüsünü artırdığını vurgulayarak, akran zorbalığının yalnızca çocuklar arasında bir tartışma değil, toplumsal şiddetin ilk aynası olduğunu söyledi.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine rağmen çocuk yoksulluğunun yazıyla otuz iki ile otuz beş arasında seyrettiğini belirten Akdağ, deprem bölgesinde ise yoksul hanelerde her iki çocuktan birinin ciddi risk altında olduğunu kaydetti.
Rıdvan Budak: “Şimdi yargıçlar Saray’la uyumlu karar verirse yükseliyor”
Eski DİSK Genel Başkanı ve yirmi birinci dönem milletvekili Rıdvan Budak, Türkiye’de yargının siyasal baskı altında olduğuna dikkat çekti.
Budak, “On iki Eylül döneminde bile askeri yargıçların yanlış karar verme korkusu vardı. Bugün ise yargıçlar Saray’la uyumlu karar verirlerse üst yargı organlarına çıkma şansı elde ediyorlar” dedi.
Oğuz Demir: “Eski Türkiye’de iki öğretmenin çocuğu yoksul olmuyordu”
Ekonomist Oğuz Demir, Türkiye’de sosyoekonomik hareketliliğin gerilediğini belirterek kendi hayatından örnek verdi. “Amasyalı iki öğretmenin çocuğuydum, üniversitede okudum, yüksek lisans yaptım, doktora yaptım. Eski Türkiye’de iki öğretmenin çocuğu yoksul olmuyordu” diyen Demir, bugün öğretmenlerin çocuklarının benzer fırsatlara erişemediğini söyledi.
Demir, Cumhurbaşkanı’nın bir yurttaşa “Yalan söylüyorsun” dediği tartışmayı da hatırlatarak, “Bir cumhurbaşkanının ilk yapması gereken şey tarafsız olmaktır. Devletin kurumları varken vatandaşın siyasi parti kapısında çözüm aramak zorunda kalması düşündürücüdür” değerlendirmesinde bulundu.
