TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yürütülen sürece ilişkin yaptığı değerlendirmede, ''Buradan sesleniyorum, toplumun bu sürece olan inancını bozmayın. Tam tersine, daha da güçlendirmek zorundayız. Güçlendirmek için Adalet ve Kalkınma Partisi’nin daha fazla inisiyatif alması ve bir zihniyet değişikliğine gitmesi gerekiyor” dedi.
CHP Diyarbakır Milletvekili ve TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi Sezgin Tanrıkulu, komisyon çalışmaları ve sürece ilişkin açıklamada bulundu.
CHP Diyarbakır İl Başkanlığı ziyaretinde konuşan Tanrıkulu, bölge halkının süreç ile ilgili beklentilerini dile getirdi. Bölge halkının ''Bu süreç başarıya gider mi? Gerçekten barış olur mu? Adalet ve Kalkınma Partisi samimi mi? Bozulmaz değil mi?” gibi sorular sorduğunu söyleyen Tanrıkulu, ''Halkımız şunu ifade ediyor, 'Mutlaka orada olun, biz size güveniyoruz. Bu masanın bir daha bozulmaması lazım. Daha önceki gibi bozulursa her şey daha da kötü olur.' Bu talepler, bu sohbetler sıkça benimle paylaşılıyor. Tabii ki yurttaşlarımızın başka gündemleri de var. Ekonomiyle ilgili sorunları var. Çiftçilerin kendi gündemleri var. Ne mısır, ne pamuk, ne buğday para ediyor. Girdiler çok yüksek. Yoksulluk diz boyu. İşsizlikle ilgili talepler var. Ama asıl gündem, ilk sorulan soru, süreç ve Türkiye’nin Kürt meselesinin barışla, silahsızlanmayla, demokratikleşmeyle, adaletle buluşarak çözülmesiyle ilgilidir'' dedi.
''Süreci güçlendirmek zorundayız''
Bu süreç bir mevzuat meselesi olduğu ifade eden Tanrıkulu, şöyle konuştu:
''Mevzuatı parlamentoda birlikte yapma meselesidir. Ama aynı zamanda sürecin önünde engel gibi duran bürokrasinin ve yargı bürokrasisinin uygulamalarıdır. Diyarbakır’dan çok net bir şekilde bu görülüyor. Burada bir operasyon olmamasına rağmen, Türkiye’nin değişik yerlerinde yapılan operasyonları, siyasi operasyonları, tutuklamaları, belediyelere ve yurttaşlarımıza karşı yapılan müdahaleleri insanlar bu süreçle ilişkilendiriyorlar. 'Bu tamamen size karşıdır ve bu sürece karşıdır' diyorlar açıkça. Bu aynı zamanda komşuluk ilişkilerine de karşıdır. Barış olmasın diyedir. Yurttaşlarımız bunun farkında. Peki, Adalet ve Kalkınma Partisi ve bu süreci yönetenler bunun farkında mı? Buradan sesleniyorum, toplumun bu sürece olan inancını bozmayın. Tam tersine, daha da güçlendirmek zorundayız. Güçlendirmek için Adalet ve Kalkınma Partisinin daha fazla inisiyatif alması ve bir zihniyet değişikliğine gitmesi gerekiyor. Adaletsizliklerin, hukuksuzlukların, vicdansızlıkların önüne geçmesi lazım. Ne söylediğimin farkındayım. Umarım Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri de bunun farkına varmışlardır.''
