DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda partilerin sunduğu raporları eleştirdi. Beştaş, barışın açıkça adının konulması gerektiğini vurgulayarak, ortak raporda gerçek bir ortaklaşma zemini oluşturulması çağrısı yaptı.
TBMM’de barış ve demokrasi vurgusu
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı. Komisyonda konuşan DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, partilerin sunduğu raporların ortak bir iradeyi yansıtmamasının doğal olduğunu ancak asıl hedefin ortaklaşmak olduğunu söyledi.
“Bu komisyon barışın toplumsallaşması için var”
Komisyonun kuruluş amacına dikkat çeken Beştaş, bu yapının barışın, demokrasinin ve hukukun egemen kılınması için oluşturulduğunu belirtti. Hiçbir partinin tek başına kendi siyasal perspektifini dayatamayacağını vurgulayan Beştaş, toplumun tüm kimlik ve inançlarının asgari müşterekte buluşmasının hedeflenmesi gerektiğini ifade etti.
“Kürt meselesi siyaset üstü ele alınmalı”
DEM Parti olarak Kürt meselesinin demokratik çözümünün ve şiddet dışı yöntemlerin siyaset üstü bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerektiğini savunduklarını söyleyen Beştaş, bu meselenin seksen altı milyon yurttaşı ilgilendirdiğini ve hiçbir partinin kendi siyasi hedefleri için araçsallaştıramayacağını dile getirdi.
“Barış dememek için kırk dereden su getiriliyor”
Komisyona sunulan raporları değerlendiren Beştaş, “Toplumsal barış, demokratikleşme, hukuki düzenleme deniyor ama barış kelimesi özellikle telaffuz edilmiyor. Oysa bütün bu farklı söylemlerin vardığı yer aynı. Demek ki toplumda böyle bir beklenti var” dedi. Beştaş, yapılan çalışmanın kapsayıcı ve bütünlükçü bir dil ortaya koyduğunu, güvenlikçi yaklaşımın ise azınlıkta kaldığını söyledi.
“Kürt kökenli demeyin, Kürtsek Kürdüz”
Konuşmasında kimlik tartışmalarına da değinen Beştaş, “Yine Kürt kökenli demeye başladılar. Köken demeyin. Kürtsek Kürdüz, Türksek Türküz, Lazsak Lazız. Önemli olan insan olmak ve kimliğimizi ifade etmeye ihtiyaç duymayacağımız bir ülke yaratmak” ifadelerini kullandı. Kürt meselesinin terör paranteziyle çözülemeyeceğini vurgulayan Beştaş, dil talebi gibi temel hakların açıkça konuşulması gerektiğini söyledi.
Toplumsal dil çağrısı
Toplumdaki hassasiyetlerin siyaset diliyle üretildiğini belirten Beştaş, komisyona bir haftalık “toplumsal barış ve kardeşlik dili” önerisinde bulundu. Ortak tarihin ve ortak değerlerin konuşulmasının toplumda olumlu bir hava yaratacağını savundu.
Leyla Zana için kınama çağrısı
Beştaş, Leyla Zana’ya yönelik küfürlü ve nefret içerikli sloganlara değinerek, bu dilin barış sürecinin tam karşısında olduğunu söyledi. Komisyonun bu nefret iklimine karşı açık bir tutum alması gerektiğini belirten Beştaş, TBMM adına yapılacak bir açıklamanın topluma güçlü bir mesaj vereceğini ifade etti.
Saruhan Oluç: “Şerhsiz ortak rapor çok önemli”
Beştaş’ın ardından söz alan DEM Parti Antalya Milletvekili Saruhan Oluç da ortak raporun şerhsiz şekilde hazırlanmasının önemine dikkat çekti. Oluç, farklılıklara rağmen ortak tavsiyelerin Meclis Genel Kurulu’na sunulmasının hem yasama çalışmaları hem de barışın toplumsallaşması açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Ortak raporda kısa, orta ve uzun vadeli çözüm perspektiflerinin yer alabileceğini belirtti.




