Tüm Emeklilerin Sendikası üyeleri, 2026 Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nu Ankara Sakarya Caddesi’nde protesto etti. Emekliler, bütçenin sermayeyi koruduğunu, emekliyi ve halkı yok saydığını savunarak “Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz” çağrısı yaptı.

2026 bütçesine emekli tepkisi Sakarya Caddesi’nde yükseldi
Tüm Emeklilerin Sendikası üyeleri, 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nu protesto etmek için Ankara Sakarya Caddesi’nde bir araya geldi. Eylemde emekliler, ekonomik krizin derinleştiğini, açıklanan bütçenin emeklileri, işçileri ve dar gelirli yurttaşları göz ardı ettiğini dile getirdi.

Eylemde “Emekliyiz, geçinemiyoruz”, “Diyanet’e değil, emekliye bütçe”, “TÜİK rakamları sahte, yoksulluk gerçek”, “Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz” ve “Tekellerin vurguncu düzenine son” yazılı dövizler taşındı.

“Bu bütçe halkın değil, sermayenin bütçesi”
Sendikanın Ankara Keçiören Şube Başkanı Zerrin İğdeler, yaptığı açıklamada hükümetin yıllardır yurttaşları “ekonomik kriz geçici” söylemiyle oyaladığını belirterek, gelir adaletsizliğinin artık kalıcı hale geldiğini söyledi.

CHP’li Murat Emir: Kalıcı barış için nitelikli ve güçlü bir ortak rapor şart
CHP’li Murat Emir: Kalıcı barış için nitelikli ve güçlü bir ortak rapor şart
İçeriği Görüntüle

İğdeler, yoksulluğun yalnızca ekonomik değil, siyasal bir kontrol aracına dönüştürüldüğünü vurgulayarak, “Emeğin en temel haklarını hedef alan saldırılar, hukukun ve demokrasinin rafa kaldırıldığı otoriter bir rejimle birlikte yürütülüyor. Ülkenin ezici çoğunluğu her geçen gün daha da yoksullaştırılıyor” dedi.

“Tüm yükü bizim sırtımıza yıkan bu bütçeyi kabul etmiyoruz”
Bütçenin kimin çıkarına hazırlandığının en net göstergesinin harcama kalemleri olduğunu ifade eden İğdeler, şu sözlerle tepki gösterdi:

“Bu bütçede kamu emekçileri yok. İşçiler yok. Emekliler yok. Asgari ücretliler, kadınlar, gençler, öğrenciler yok. Engelliler, çiftçiler, küçük üreticiler yok. Kamu hizmetlerine, istihdama kaynak yok. Ürettiğimiz kaynakları ve ödediğimiz vergileri sermayeye, patronlara, beşli çetelere ve saraylara aktarmayı hedefleyen, tüm yükü bizlerin sırtına yıkan bu bütçeyi kabul etmiyoruz.”

“İnsanca yaşamaya yetecek ücret istiyoruz”
İğdeler, geceleri aç yatılmayan bir ülke talep ettiklerini belirterek, “Çocuklarımızın hayatlarının karartılmadığı, güvenceli işin, güvenli geleceğin olduğu, demokratik bir ülke istiyoruz. Vergide ve gelirde adalet, halktan ve emekten yana bir bütçe istiyoruz” dedi.

“Balık alamıyoruz, kira ve faturaya çalışıyoruz”
Eylemin ardından emekli yurttaşlar ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Bir emekli, maaşların açlık sınırının çok altında kaldığını vurgulayarak, “Balık alıp yiyemiyoruz. Aldığımız maaş ancak kiraya, elektriğe, doğal gaza yetiyor. Zorunlu gıda dışında hiçbir şey alamıyoruz. Tam anlamıyla sefalete sürüklendik” ifadelerini kullandı.

Yurttaş, Ulus’ta düşük ücretli odalarda kalmak zorunda kalan emeklilerin sayısının arttığına dikkat çekerek, bu durumun yaygınlaşacağından endişe duyduklarını söyledi.

“İki işte çalışıyorum, yine de geçinemiyorum”
Bir başka yurttaş ise çalışmasına rağmen geçinemediğini belirterek, “Asgari ücret açıklandı ama yetmiyor. Pazar, market fiyatları uçmuş durumda. İnsanlar her gün daha da yoksullaşıyor. Buna rağmen ‘kimseyi enflasyona ezdirmedik’ deniliyor. Artık bu düzenin değişmesi gerekiyor” dedi.

“Memleket sahipsiz gibi”
Başka bir yurttaş da ülkenin geldiği noktada konuşmanın bile anlamını yitirdiğini söyleyerek, “İşçiler perişan, emekliler perişan. Pazarda fiyatlar el yakıyor. Kendimizi sahipsiz bir memlekette yaşıyor gibi hissediyoruz” diye konuştu.

“23 yıldır oy verdim, pişmanım”
Çalışmasına rağmen geçinemediğini ifade eden bir başka Ankaralı ise yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle anlattı:

“Tatil hayal oldu, eve ekmek götürmek bile zor. Çocuklara, torunlara simit alabiliyorsak ne mutlu. Ev almak, gezmek, çocuk evlendirmek artık mümkün değil. Adalet de yok. Bu düzen böyle devam ederse daha da batarız. Değişim şart. Yirmi üç yıldır oy verdim, pişmanım ve artık düşünmüyorum.”

Kaynak: ANKA