Burcu Özkaya GÜNAYDIN

(HATAY) - Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından açılan davalarda bazı sanıklar tutukluluğun ardından adli kontrolle serbest bırakıldı, çoğu sanık duruşmalardan da bağışık tutuldu. Müşteki avukatları, bu durumun, ceza yargılamasının en temel ilkelerinden "yüz yüzelik" ilkesini ihlal ettiğini belirtti. Adalet Peşinde Aileleri Platformu'ndan Döne Kaya, "Sanıkların duruşmalardan bağışık tutulması adil yargılama ilkesine gölge düşürüyor" dedi.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinden etkilenen 11 ilde çok sayıda bina yıkıldı, binlerce insan hayatını kaybetti. Yıkılan binalara ilişkin açılan davalarda müteahhitler, mühendisler, mimarlar ve yapı denetim firması çalışanları yargılanıyor. Ancak dava dosyalarında asli kusurlu olarak gösterilen sanıkların büyük bir bölümü tutuksuz.

Son dönemde bazı sanıklar tutukluluk sonrası; ev hapsi, haftada ya da ayda bir imza yükümlülüğü ve yurt dışı çıkış yasağı gibi adli kontrol şartlarıyla serbest bırakıldı. Serbest bırakılan bu sanıkların birçoğu ise duruşmalardan bağışık tutuldu.

Sanıkların serbest bırakılması ve duruşmalara katılmamaları, hem davaları takip eden avukatları hem de yakınlarını kaybeden aileleri adaletin sağlanması konusunda endişelendiriyor. Tutuksuz yargılanan ve duruşmalara katılmayan pek çok sanık, savunmalarını yalnızca avukatları aracılığıyla yaptı. Müşteki avukatları ise neredeyse her duruşmada, sanıkların mahkeme salonunda fiziken bulunmamasına itiraz etti.

Deprem davalarını takip eden avukatlar ve yıkılan binalarda sevdiklerini yitiren aileler, yaşananları Anka Haber Ajansı'na anlattı.

"Müteahhit insanların yüzüne bakıp, vicdani sorumluluğu almıyor"

Hatay'ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde 36 kişinin hayatını kaybettiği Zekiye Kırat Apartmanı'na ilişkin davada da tutuklu sanık bulunmuyor. Müşteki avukatı Feride Tuncer, sanıkların duruşmalardan bağışık tutulması nedeniyle yüz yüzelik ilkesinin ihlal edildiğini belirterek,  sanıklara duruşma salonunda doğrudan soru sorma ve mimiklerini gözlemleme hakkının müştekilerden alındığını söyledi. Tuncer, şunları söyledi:

"36 kişi öldü, sanıklar elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşıyor. Müştekilerin hepsi duruşmaya katılıyor. Hasta var, yaşlı var, aileler acılı ona rağmen eksiksiz katılıyorlar. Müteahhit gelip o psikolojik bunalıma girmiyor, ailelerin yüzüne bakmıyor. O insanların yüzüne bakıp, vicdani sorumluluğu almıyor. Bu da bir cinayet. Bu ölümler normal ölümden daha büyük düşünülmeli. İnsanlar cenazelerini bulamadı, bulan da yıkayamadan gömdü. Sanık ise kimsenin yüzüne bir kez bakmadı, tatil yapıyor."

"Adana'ya gelebilecek kadar hasta değil ama duruşmaya gelemeyecek kadara hasta"

Zekiye Kırat Apartmanı'nda yakınlarını kaybeden Merve Miçooğulları, deprem davalarında sanıkların serbest bırakılmasına ve duruşmalardan bağışık tutulmalarına ilişkin tepkisini dile getirdi. Miçooğulları, bazı dosyaların hala açılmamış olmasına ve bilirkişi raporlarının henüz gelmemiş olmasına dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Biz müştekiler, ne talep ediyorsak kabul görmüyor bu da duruşmalar hala ilk gününde hissini veriyor bize. Davaya konu olan söz konusu bilirkişi raporu silik ve okunamıyor. Bu raporun yenilenmesini istiyoruz. 'Asli kusurlu' sanık hiç duruşmaya gelmedi, yüz yüze göremedik. SEGBİS'le bağlandı. Kanser tedavisi görmesine rağmen kanlı canlı. Ankara'da tedavi görüyor ama rapor Adana'dan alınıyor. Adana'ya kadar gelebilecek kadar hasta değil ama Antakya'ya duruşmaya gelemeyecek kadara hasta. Biz hastalığı için heyet raporu talep ettik o da mahkeme tarafından kabul görmedi. Fiziken kendisini görmek, söylemek istediklerimizi yüz yüze söylemek istiyoruz."

"Yüz yüzelik ilkesi ihlal ediliyor"

Hatay'ın Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'nde 47 kişinin hayatını kaybettiği Ilgım Apartmanı'nın yıkılması sonucu açılan davanın da tek tutuklu sanığı yapı kontrol elemanı Semir Yoldaş da ikinci duruşmada tahliye edildi. 

Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan "Dünya Emzirme Haftası" mesajı: Anne sütü yaşamın en sağlıklı başlangıcıdır
Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan "Dünya Emzirme Haftası" mesajı: Anne sütü yaşamın en sağlıklı başlangıcıdır
İçeriği Görüntüle

Ilgım Apartmanı davasında müşteki avukatlarından Duygu İnegöllü, ceza yargılamasının en temel ilkelerinden birinin "yüz yüzelik" ilkesi olduğunu, bu ilkenin, sanığın suçlama, delil ve mağdurla doğrudan yüzleşmesini; hakimin ise tarafları bizzat görerek karar vermesini güvence altına aldığını belirtti. İnegöllü, sanığın duruşmaya katılmaması durumunda bu ilkenin doğrudan ihlal edildiğini belirterek, sanık Salih Zorsu ve diğer sanıklardan bazılarının ilk duruşmadan itibaren SEGBİS yoluyla bağlandığını, müştekilerin ise ekranın arkasında kaldığını söyledi. Bu nedenle sanıkların mağdurları hiç görmediğini ifade eden İnegöllü, evladını, anne veya babasını kaybeden kişilerin buna neden olmakla yargılanan sanıkları bir kez bile göremediğini ifade etti. Sanıkların ileride herhangi bir yerde mağdurların karşısına çıkması durumunda tanınamayacak olmasının bile ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.

"Rusya'da son yaşanan deprem de gösteriyor ki bizi öldüren bu insanların kar hırsı ve rant"

Avukat Duygu İnegöllü, ekranların arkasından bilim dışı olayların gerçekmiş gibi aktarıldığını, mağdurların yüzüne bakılmadan yapılan açıklamaların adalet duygusunu zedelediğini belirterek, "Bunları bizim yüzümüze bakarak söyleyebilir miydi acaba? Rusya'da son yaşanan deprem de gösteriyor ki bizi öldüren bu insanların kar hırsı ve rant. Ama utanmadan 'bu çok büyük bir felaketti, asrın felaketiydi. Kimse buna hazır olamazdı, ben neden yıkılacak bir binaya küçük kızımın adını yani Ilgım'ı koyayım ki' diyebildi mesela müteahhit Salih Zorsu. Biz kaybettiğimiz küçük çocuklarımızın ismini adaletli bir dava dosyasına vermek isteriz. Bir yalana değil" dedi.

"Bugün bir ev almak istesem belki kardeşimin katilinden ev alacağım"

Ilgım Apartmanı'nda yakınlarını kaybeden ve her duruşma için Adana'dan Hatay'a gelen Serhat Portakaldalı, sanık müteahhidi hayatında hiç görmediğini, yolda karşılaşsa tanımayacağını söyledi. Sanığın müteahhitlik yapmaya devam ettiğini belirten Portakaldalı, duruşmalarda yaşadıklarıyla ilgili, "Sanığın avukatları duruşmada ayda bir imza atmasının sanığı işinden dolayı zorladığını, bunu iki ayda bir imza atma şeklinde yapılmasını talep etti. Bu talep bizi çok incitti, yaraladı. Ben müteahhidi hiç tanımıyorum. Bugün bir ev almak istesem belki kardeşimin katilinden ev alacağım" ifadesini kullandı.

"Sanıkların duruşmalardan bağışık tutulması adil yargılama ilkesine gölge düşürüyor"

Adalet Peşinde Aileleri Platformu'ndan Döne Kaya, Fuat Koku Sitesi, Arıkan Sitesi, Kupik Apartmanı, Medine Apartmanı, Akar Apartmanı ve Alya Uçar Apartmanı gibi dosyalarda bazı sanıkların duruşmalardan bağışık (vareste) tutulmasının, yakınlarını depremde kaybeden aileleri derinden yaraladığını belirtti. Döne Kaya, şu ifadelere yer verdi:

"Sanıkların mahkeme salonunda hazır bulunmaması, yalnızca bir prosedür meselesi değildir. Bu durum, ceza muhakemesinde çok önemli bir yere sahip olan çapraz sorgu hakkının fiilen ortadan kalkmasına neden olmakta, yargılamanın şeffaflığına ve adil yargılama ilkesine gölge düşürmektedir. Unutulmamalıdır ki, bu davalar yalnızca geçmişteki bir ihmali değil; aynı zamanda yapı üretiminden denetime, ruhsattan belediyeye kadar uzanan sistemsel sorumluluk zincirini aydınlatma fırsatıdır. Sanıkların salonda olmaması, bu zinciri sorgulama imkanını da elimizden almaktadır."

Döne Kaya, sanıkların tahliye edilmesinin uzun süredir devam eden bir uygulama olduğunu ve bunun son örneğinin Hatay’daki Ilgım Apartmanı davasında görüldüğünü aktardı. Tahliyelerin, depremde yakınlarını kaybeden aileleri derin bir kaygıya sürüklediğini söyleyen Kaya, Adalet Peşinde Aileleri olarak bu yargılamaların yalnızca sanıklar için değil, tüm toplum için bir hesaplaşma süreci olduğuna inandıklarını, her sanığın duruşma salonunda hazır bulunmasını, adaletin asgari şartı olarak gördüklerini kaydetti.

Kaynak: ANKA