CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, dün akşam saatlerinden itibaren polis ablukası altında olan CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Burası devleti kuran partinin İstanbul il binası. Sürekli olarak çember daraltarak, insanların üzerinde baskı ve stres oluşturarak, burada adeta bir sinir oyunu oynadılar" dedi.

CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki polis ablukası, dün akşamdan bu yana devam ediyor. CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde ANKA Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulunan CHP Genel Başkan yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, şunları kaydetti:

"Bu geceyi atlattık diyebiliriz. Özellikle çemberi sürekli daralttı kolluk kuvvetleri. Gece boyunca ve sabaha karşı İstanbul İl Başkanlığı'nın iki yanı hem sivil polislerle hem çevik kuvvetle hem tanımlayamadığımız görevde olan kollu kuvvetleri ile sarılmış oldu. Biz de milletvekilleri, grup başkanvekilleri olarak binanın giriş ve çıkış noktalarında etten duvar ördük. Doğrudan bir müdahale olduğu zaman içeride bulunan partililerimiz ve vatandaşlarla, kolluk kuvvetleri arasında bir baraj oluşturmamızı sağlayacak şekilde burada bulunduk. Bütün gece boyunca İstanbul İl Başkanlığı binası ve bahçesinin içerisine giren sivil polisleri tespit edip onları dışarı çıkarmakla uğraştık. Bir yandan da bu gibi provokasyonların da olduğunu söyleyebiliriz. Bizi binadan çıkartmaya çalışacak polislere yine burada bulunan partilerimizin soğukkanlılığı ve olgunluğuyla birlikte onları bir şekilde binaya ve bahçeye girdiklerinde veya binanın katlarında dolaşırken bile tespit edip sağlıklı bir şekilde dışarıya bırakıp gitmelerini sağladık. Yani bu gibi provokasyonların yapılmasına gerek yok. Burası Cumhuriyet Halk Partisi. Burası devleti kuran partinin İstanbul il binası. Sürekli olarak çember daraltarak insanların üzerine baskı ve stres oluşturarak burada adeta bir sinir oyunu oynadılar.

"Tayyip Erdoğan'ın bizzat buradaki operasyonu yönettiğini biliyoruz"

Bu gibi talimatların aslında ne İstanbul Valisi ne İçişleri Bakanı, biz nereden geldiğini biliyoruz. Aslında herkes biliyor. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın bizzat buradaki operasyonu yönettiğini, kendisi ve yakın kadrosunun bu operasyonun yöneticileri konumunda olduğunu biliyoruz. Ayrıca diğer taraftan teknik olarak da bunun böyle olduğu görünüyor çünkü İstanbul Valisi zaten bu ucube Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra onun İstanbul'daki en yüksek makamdaki temsilcisi durumunda. Yani bir nevi Tayyip Erdoğan'ın yardımcısı İstanbul'un elçisi durumunda. O nedenle burada Tayyip Erdoğan'ın bilgisi dışında bir talimatta İstanbul İl Başkanlığı binamızın abluka altına alınmasını düşünmek zaten mümkün değil.

"Demokrasiye can vermek, onu hayatta tutabilmek için verdiğimiz bir mücadele"

Depremde yıkılan Sulayıcı Apartmanı davasında 2 sanık hakkında daha dava açıldı, firari 2 sanık için yakalama kararı çıkarıldı
Depremde yıkılan Sulayıcı Apartmanı davasında 2 sanık hakkında daha dava açıldı, firari 2 sanık için yakalama kararı çıkarıldı
İçeriği Görüntüle

Biz AK Parti'nin operasyonuna burada direnmeye devam edeceğiz. Çünkü bu sadece Cumhuriyet Halk Partisi'nin direndiği, kendi siyasi partimiz için yaptığımız bir mücadele değil. Bu ancak Türkiye'de kırıntısı kalan demokrasinin son kırıntısına sahip çıkmak adına, beşikteki bebekten en yetişkin dedemize, ninemimize kadar aradaki bütün vatandaşlarımızın hakkı olan demokrasiye can vermek, onu hayatta tutabilmek için verdiğimiz bir mücadele.

"Direnmeye devam ediyoruz"

Genel Başkanımız, pek çok milletvekilimiz ve örgütümüz şu anda Ankara'da genel merkezde bir toplantı halinde. Hem programımız yenilenecek yeni programımızla ilgili, aynı zamanda da bir arada sıkılmış yumruk gibi genel merkezimizde bir araya gelmiş durumdalar. Biz de burada yine il başkanımız Özgür Çelik, grup başkanvekillerimiz, milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımızın bir kısmı ile birlikte burada bulunmaya, mücadele etmeye, direnmeye devam ediyoruz. Biliyoruz ki şu anda mücadelesini verdiğimiz konu bugün ilk kez mücadelesini vermeye başladığımız bir konu değil. Bu yıllar önce başlayan bir aydınlanma mücadelesinin en önemli parçalarından biri.

"AK Parti karanlığından Türkiye'yi kurtaracağımızı biliyoruz"

AK Parti Türkiye'yi Kuzey Kore'ye çevirmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor veya sonucu belli seçimlerin pek çok ülkede yapıldığı üzere de Türkiye'de yapılmasını sağlamak için muhalefet bloğunu parçalamak istiyor. Ancak biz burada sadece muhalefet olarak yer almıyoruz. Çünkü biz son yerel seçimlerin birinci partisiyiz. Aksine biz iktidarıyız aslında. Ve Türkiye'de çoğunluk seçmen grubuna sahip olan şu anda muhalefet partileri olarak tabir edilen ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin dahil edildiğinde iktidar partisi ve yanındaki diğer saygıdeğer partiler olmak üzere biz burada çoğunluğuz. O yüzden azınlığın çoğunluğu sindirmesine müsaade etmeyeceğiz. Şu anda oy oranı oldukça aşağı seviyelere düşen, aslında şu an bir seçim yapılsa iktidardan gidecek olan Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin yönetimlerinin yolu açıldı. Bu demokrasiyi katleden durumdan çıkmak için burada adım adım, cephe cephe mücadele etmeye devam edeceğiz. Kısa vadede Cumhuriyet Halk Partisi'ne zarar verdiklerini düşünebilirler. Cumhuriyet Halk Partisi'nin içine bir ateş attıklarını düşünebilirler. Ancak biz burada çok inançlı bir şekilde günün sonunda kısa vadede veya orta vadede ama en yakın zamanda yapılacak seçimlerle birlikte AK Parti karanlığından Türkiye'yi kurtaracağımızı biliyoruz. Bu yöndeki inancımız tam.

"Düşünce yok edilemez, hapsedilemez"

Yani ne yapacaklar? İstanbul İl Başkanlığı binasına mı girecekler? Sonra genel merkezimize mi girecekler? Ne yapacaklar? Türkiye'de yaşayan vatandaşların büyük çoğunluğunu ellerine silgi alıp mı silecekler, yok mu edecekler, ne yapacaklar? Baskıyla, zorlamayla bu Anadolu topraklarında, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan vatandaşların direncini kırabilirler mi? Atatürk sevgisini yok edebilirler mi? Bunca yolsuzluğun, hukuksuzluğun, kamu zararının içine batmışlarken, ‘aman siz buraya bakmayın. Biz size başka yerlere bir plan yaptık, bir senaryo çizdik. O senaryoda da Tayyip Erdoğan'ın bütün rakiplerini hapse atıyoruz, hapse atacağız. Ve böylelikle sizin bu demokrasi talebinizi, iktidara gelme arzunuzu yok edeceğiz diyebilirler mi? Deseler ne fark eder? Netice itibarıyla düşünce yok edilemez. Cumhuriyet Halk Partisi sadece buradaki binadan ibaret değil. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinden veya insanlardan ibaret değil. Cumhuriyet Halk Partisi bir düşüncedir. Ve bu düşüncenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'tür. Düşünce yok edilemez, hapsedilemez. Sayın Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı adayımız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, pek çok belediye başkanımız ve yine onların çalışma ekibindeki arkadaşları; kadını, erkeği, yaşlısı ve tüm aile bireyleri hapsedilseler de, burada biz ablukaya alınsak da görevdeyiz. Görevden uzaklaştırılmaya çalışılsak da biz varız, var olmaya devam edeceğiz. Ve bu aydınlanma mücadelesi hiçbir zaman bitmeyecek ve en yakın zamanda da AK Parti'yi iktidardan gönderecek."

Kaynak: ANKA