CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Dışişleri ve Adalet Bakanlarının sunum yapacağı Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu toplantısının basına kapalı yapılması kararına tepki gösterdi. Emir, “CHP’nin olduğu yerde Anayasa değişikliği ya da ülkenin bütünlüğü asla pazarlık konusu olamaz” dedi.
Komisyon toplantısı basına kapatıldı
TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, bugün önemli bir gündemle toplandı.
Toplantıda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, komisyona sunum yaptı.
Toplantının başında konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, bakanların yapacağı sunumların ve milletvekillerinin sorularına vereceği yanıtların “daha doyurucu ve kapsamlı olabilmesi” gerekçesiyle oturumun basına kapalı yapılmasını önerdi.
Kurtulmuş’un bu önerisi, komisyonda oy çokluğuyla kabul edildi.
“CHP, kapalı kapılar ardında pazarlık yapmaz”
Kararın ardından konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, oturumun basına kapalı yapılmasına tepki gösterdi. Emir, CHP’nin şeffaflık ilkesine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
“Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda bugün Dışişleri ve Adalet Bakanı sunum yapacak. Umuyoruz ki bu karar doğrultusunda verilecek cevaplar gerçekten tatmin edici olur. Çünkü Türkiye, hem Dışişleri hem de Adalet Bakanlığı açısından çok ağır sorunlar içinde. Bu sorunların komisyonda açıklıkla konuşulması gerekiyor.”
“CHP’nin olduğu yerde ülkenin bütünlüğü tartışılmaz”
Emir, konuşmasının devamında partilerinin temel ilkelerine dikkat çekti:
“Herkes bilmelidir ki, basına kapalı da olsa bu toplantılar tutanak altına alınır ve belirli bir süre sonra açılır. CHP’nin olduğu her yerde Anayasa değişikliği, ülkenin bölünmez bütünlüğü gibi konular asla tartışılmaz.
Biz, halkımıza tutamayacağımız hiçbir sözü vermeyiz. Kapalı kapılar ardındaki hiçbir pazarlığa da asla izin vermeyiz.”
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, Türkiye’nin toplumsal uzlaşı ve anayasal düzenine dair önerilerin görüşüldüğü platform olarak öne çıkıyor.
Basına kapalı oturum kararı, şeffaflık ve kamu denetimi açısından tartışma yaratırken, muhalefet partileri bu sürecin kapalı müzakere alanına dönüşmemesi gerektiğini vurguluyor.





