Gezi Parkı eylemleri nedeniyle 248 gündür tutuklu bulunan menajer Ayşe Barım, ev hapsi ve yurt dışı yasağıyla tahliye edildi. Duruşmayı izleyen CHP’li Sezgin Tanrıkulu, “Bu dava siyasetin yargıya etkisinin göstergesidir” dedi.
248 Günlük Tutukluluk Sonlandı: Ayşe Barım’a Adli Kontrolle Tahliye
12 yıl önceki Gezi Parkı eylemlerine sanatçıları yönlendirdiği iddiasıyla tutuklanan ve 248 gündür Silivri Marmara Cezaevi’nde bulunan menajer, ID İletişim’in sahibi Ayşe Barım, bugün görülen duruşma sonunda ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı kararıyla tahliye edildi.
Barım hakkında açılan davanın duruşması, İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmayı, aralarında CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Ali Gökçek, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve PM üyesi Baran Seyhan’ın da bulunduğu birçok isim izledi.
Tanıklar: “Gezi’ye Kendi İrademizle Katıldık”
Duruşmada, Barım’ın menajerliğini yaptığı çok sayıda oyuncu tanık olarak dinlendi. Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Selma Ergeç, Nejat İşler, Dolunay Soysert, Mehmet Günsür, Zafer Algöz ve Hümeyra gibi isimler, Gezi Parkı’na kendi iradeleriyle katıldıklarını ve Barım’ın herhangi bir yönlendirmesinin olmadığını ifade etti.
Yine duruşmada tanık olarak dinlenen yazar Enver Aysever de, Barım’ın sanatçılara yönelik yönlendirme yaptığını gösteren bir delil ya da davranışa tanıklık etmediğini söyledi.
İhbarcı Tanık Şüphe Yarattı: “Yazdıklarımı Hatırlamıyorum”
Mahkemede Ayşe Barım’ı ihbar ettiği belirtilen Sedat Gün, SEGBİS aracılığıyla ifade verdi. Gün, Barım’ı “sadece sosyal medyadan tanıdığını” ve “kendim bir şey görmedim, sadece sosyal medyadan gördüklerimi yazdım” dedi.
Mahkeme başkanının okuduğu beş sayfalık ihbar mektubunun içeriğini hatırlamayan tanık, “Vatandaşlık görevimi yerine getirmek için yazdım” demekle yetindi. Bu ifade, ihbarın gerçekliği ve kaynağına dair ciddi kuşkular yarattı.
Sezgin Tanrıkulu: “Bu Dava Yargının Siyasi Etki Altında Olduğunun Kanıtı”
Duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dava sürecini ağır bir dille eleştirdi.
“Ayşe Barım 248 gündür özgürlüğünden yoksundu. Aslında 12 yıl önce sona ermiş bir olay nedeniyle, hukuka uygun olmayan bir biçimde tutuklandı. Bu tutuklama bana göre doğrudan sanat camiasına verilmiş bir gözdağıydı,” diyen Tanrıkulu, Barım’ın Türkiye’nin en tanınan sanatçılarıyla çalışan bir menajer olduğu için “sembol isim” haline getirildiğini söyledi.
Tanrıkulu, duruşmada dinlenen ihbarcının “beş sayfalık metni yazamayacak bir kapasitede” olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bu ihbarın o kişi tarafından yazılamayacağı çok açık. Eski hükümlü veya kriminal geçmişi olan kişiler üzerinden yurttaşlara yönelik soruşturmalar başlatılıyor. Bu da yargının bağımsızlığının nasıl zedelendiğini gösteriyor.”
“Tahliye Gecikmiş Bir Karar, Sağlık Riski Yüksekti”
Tanrıkulu, Barım’ın sağlık sorunlarına da dikkat çekerek, “Bu tahliye gecikmiş bir karardır. Cezaevinde kalmaya devam etseydi çok daha ağır sağlık sorunları yaşayabilirdi. Şimdi en azından kendi seçtiği bir hekimle tedavi sürecine başlayabilecek” dedi.
Önceki günlerde Barım’ın avukatı, müvekkilinin beyin anevrizması, kalp hastalıkları ve ciddi kilo kaybı yaşadığını açıklamış, Adli Tıp Kurumu’nun da “derhal tedavi edilmeli” görüşü verdiği belirtilmişti.
Hukuki Süreç Devam Ediyor
Mahkeme, Ayşe Barım’ın adli kontrolle yargılanmasına devam edilmesine karar verirken, yurt dışına çıkışı yasaklandı ve elektronik kelepçeyle ev hapsi uygulaması getirildi.
Ayşe Barım'ın avukatları, önümüzdeki duruşmalarda tüm delillerin çöktüğünü gösteren yeni beyanlar sunacaklarını ifade etti. Kamuoyunun ise davaya ilgisi sürüyor.
