Almanya Federal Meclisi'nde göç politikaları yeniden tartışıldı. Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in bütçesi ve sınır politikaları üzerine yapılan oturumda tansiyon yükseldi. Göreve gelir gelmez sınır kontrollerini sıkılaştıran Bakan Dobrindt, özellikle muhalefet partilerinden ağır eleştiriler aldı.
Alman hükümeti, göçmen akışını kontrol altına almak amacıyla bazı ülkeleri “güvenli menşe ülke” ilan ederek, bu ülkelerden gelen sığınma başvurularını hızla reddetmeyi hedefliyor. İltica sürecini hızlandırmak ve sınır güvenliğini artırmayı amaçlayan bu yaklaşım, insan haklarını göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştiriliyor.
Fedaral Meclis’te konuyla ilgili yapılan oturumda; Yeşiller ve Sol Parti, İçişleri Bakanı Dobrindt’in politikalarını hem hukuki açıdan hem de insani değerler açısından sert biçimde eleştirdi. Özellikle güvenli ülke tanımının keyfi yapılabileceği ve gerçek tehlike altındaki kişilerin de bu tanım nedeniyle geri gönderilebileceği uyarısında bulundu.
Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise sınır kontrollerine temkinli bir destek vererek, uygulamanın Avrupa hukukuyla tam uyum içinde olması gerektiğinin altını çizdi. Parti sözcüleri, “Güvenlik kaygıları elbette önemlidir. Ancak bu, Avrupa’daki temel hak ve özgürlüklerle çelişmemelidir” mesajını verdi.
Tartışmaların odağındaki İçişleri Bakanı Dobrindt ise eleştirilere karşı geri adım atmadı. Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, “Almanya’nın güvenliğini ve kamu düzenini sağlamak bizim önceliğimizdir. Bu, halkımızın bizden beklediği bir sorumluluktur” dedi.
Göç ve sığınma politikaları sadece Meclis’te değil, toplumda da tartışılmaya devam ediyor. Kamuoyunda yapılan anketlerde halkın önemli bir bölümü sınır kontrollerinin artırılmasını desteklerken, diğer bir kesim ise insan hakları endişelerini dile getiriyor.
