Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçiler, kamu çerçeve protokolü görüşmelerinde hükümetin yüzde 17’lik zam teklifine karşı AK Parti Malatya İl Başkanlığı önünde eylem yaptı.

AK Parti Malatya İl Binası önünde açıklama yapmalarına izin verilmeyen işçiler, binanın elli metre uzağında basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması sırasında işçiler sık sık, “Hükümet uyuma işçine sahip çık.”, “İşçi burada şimşek nerede.”, “İş, emek yoksa barış da yok.”, “Kurtuluş yok tek başına ya hepimiz ya hiçbirimiz.”, “Direne direne kazanacağız.” sloganları attı.

AFAD,  Muğla'nın Datça ilçesi açıklarında 5,0 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini bildirdi
AFAD, Muğla'nın Datça ilçesi açıklarında 5,0 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini bildirdi
İçeriği Görüntüle

Türk-İş Malatya İl Temsilcisi Hikmet Kazgan’ın şubeler adına okuduğu basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi:

"Geçtiğimiz hafta işyerleri önünde gerçekleştirdiğimiz bildiri okumalarının ardından, bu hafta şehir meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdik. Tüm illerimizde eş zamanlı olarak planlanan bu açıklamalar, kamu emekçilerinin birliğini ve taleplerinin ciddiyetini gösterecek önemli bir adımdı.

Bugün de eylem planımız dâhilinde, Türkiye’nin dört bir yanında AK Parti il binalarının önündeyiz. Çünkü artık sabrımız kalmadı! Çünkü artık yoksulluğa, adaletsizliğe, duyarsızlığa tahammülümüz kalmadı! Biz bu ülkenin çalışanları, biz bu halkın emekçileriyiz. Ama bugün yaşam mücadelesi veriyoruz! Geçim derdi bu kadar büyümüşken, bizlere sunulan sözde zam teklifleriyle alay ediliyor. TÜİK’in rakamlarıyla, halkın gerçeği gizleniyor. Az kazanandan çok vergi alınıyor. Hayat pahalılığı karşısında maaşlarımız buharlaşıyor. Artık yeter! İşte bu yüzden, bu seferde buradan AK Parti il binaları önünden taleplerimizi bir kez daha dile getirecek sesimizi hep birlikte yükselteceğiz.

TÜİK’in verileri yaşadığımız geçim sıkıntısını yansıtmıyor. Sözleşme teklifleri, TÜİK’in verilerine değil, pazarda, mutfakta yaşanan gerçeklere göre hazırlanmalıdır. İnsanca yaşanabilecek, geçim koşullarına uygun bir ücret talep ediyoruz. Hükümetin masaya getirdiği teklifler, emekçiyi oyalamaktan ibarettir. Toplu sözleşme, emekçinin iradesine ve yaşam şartlarına uygun olmalıdır. Emekçilerin sesi dikkate alınmadan yapılan hiçbir teklif meşru değildir.

'Emekçiler kredi kartlarıyla, borçla, eksik beslenmeyle yaşamaya zorlanıyor'

İşçinin maaşı daha eline geçmeden vergiyle eriyor. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi alınan bu sistem adaletsizdir. Gelir vergisi matrahı adaletsiz sistemi sona erdirecek şekilde adil ve kademeli olarak düzenlenmelidir. Kira, fatura, gıda, ulaşım… Her şey zamlandı ama maaşlarımız erimeye devam ediyor. Emekçiler kredi kartlarıyla, borçla, eksik beslenmeyle yaşamaya zorlanıyor. Halkın sofrasına, cebine, yaşadığı hayata bakılmadan ekonomi toparlanamaz!

Taşeron sistemine, güvencesiz çalışmaya son verilmelidir. Kamu işçisinin geleceği koruma altına alınmalıdır. Bugün işi olan, yarını için kaygı duymamalıdır. Alın terine değer verilmediği sürece adalet sağlanamaz. Biz çalışıyoruz, biz üretiyoruz, biz bu ülkenin temel direğiyiz. Emek yok sayılırsa, üretim de adalet de kalkınma da mümkün değildir!

Bugün buradayız, çünkü başka çaremiz kalmadı. Çünkü duymayan kulaklara, görmeyen gözlere artık ses yükseltme zamanı geldi. Sadaka değil, hakkımızı! İkram değil, emeğimizin karşılığını istiyoruz! Sefalet değil, onurlu yaşam istiyoruz! Ve unutulmasın: İşçiyiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız! Direne direne kazanacağız!"

Kaynak: ANKA