Gündem

Özgür Özel, Silivri'de Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret etti

Marmara Kapalı Cezaevi’nde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın ama bunu bize yaşatanlara da yanında kalmasın diyorum. Bırakmayacağım diyorum. İki elimle iki yakalarından tutup da bunların hesabını sormazsam namerdim" dedi.

Abone Ol

Marmara Kapalı Cezaevi’nde CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın ama bunu bize yaşatanlara da yanında kalmasın diyorum. Bırakmayacağım diyorum. İki elimle iki yakalarından tutup da bunların hesabını sormazsam namerdim" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bazı belediye başkanlarının gözaltına alınmasının ardından CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ve diğer belediye başkanlarını Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde ziyaret etti. Özel, İmamoğlu ve belediye başkanlarıyla bayramlaştıklarını, İmamoğlu'nun da yaş gününü kutladıklarını belirterek, şöyle konuştu:

"Dün akşam saatlerinde Silivri Cezaevi'nden 12 arkadaşımız kimi Bolu'ya kimi İzmir'e kimi Kocaeli'ne kimi Edirne'ye Tekirdağ'a derken altı farklı şehre yollandılar. Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık buradan alındı ve İzmir'e yollandı. Ailesi, eşi, evlatları, aile büyükleri 20 dakika mesafedeyken şimdi altı saat mesafedeler. Nasıl olacak bu aile görüşleri? Bugüne kadar 30'a yakın arkadaşımız kimi Bandırma'da kimi Eskişehir'de ailelerine mümkün olan en uzak yerlere yollanılıyor. FETÖ'cüler ne zulümler yaptı burada bu kadarını yapmadılar, bunu yapmadılar, buna tenezzül etmediler. Mehmet Murat Çalık'ın evladından, eşinden, annesinden ne istiyorsun? Mehmet Murat Çalık koyarsın arabaya Erzurum'a da götürsen yolda çile çeker, vardığı yerde o da hücre bu da hücre. Ama nasıl gidecek annesi, evladı? Ailelere acı çektirip kişilere psikolojik baskı yapıp onları yıldırmaya ve onları 'Efendim acaba bir başkasına attıracağımız iftiraya alet olur mu?'... Bir kere CHP'liler, CHP ahlakı ne iftirayı ne arkadaşına iftira atmayı olanaklı kılmaz. Ama bizi tanımayan karşımızdaki kötü akıl çocuğa, eşe anneye, babaya zulmediyor. Bu gerçekten bugünden ileriye doğru kin biriktirmeyelim diyoruz, öfke, nefret biriktirmeyelim diyoruz ama bunu mümkün kılmayacak kötülerle karşı karşıyayız. Tek taahüdümüz bizden sonra kimsenin eşi, dostu, arkadaşı, ailesi, annesi, babası bizim siyasi rakibimiz diye zulüm görmeyecek. Ama bu zülüm edenlere bu kararları alanlara, bu kararları onlara aldıran kötü akla uygulayanlara yapanlara onlara hiçbir şeyin garantisini vermiyorum. Sadece adil yargılanma garantisi veriyorum.

"Rüşvetin görüntüsü yok, verilmesi yok, yeri yok"

Bu kadar kötülüğün yanlarına kalacağını düşünmemelerini tavsiye ediyorum. Bu kadar kötülük eninde sonunda çıkacak. 'Özgür Özel tehdit mi ediyor?' Yok tehdit etmiyorum. Ne hissettiğimi anlatıyorum. Ne hissettiklerimi bilsinler. Bir gün bu hissin aynısını hissedecekleri günleri yaşayacaklarını bilsinler. Ölümden başka hiçbir şey bu yaptıklarının yanlarına kalmaması için enerjimi, inancımı asla eksiltemez. Bunu bilin. Bunu bilsinler. Çocukla ve eşle uğraşmanın, anneyle uğraşmanın ne demek olduğunu onlara göstereceğim. Ama eşlerine, çocuklarına, ailelerine ilişmeden. Bu yaptıklarının hesaplarını verecekler. Ayrıca bir siyasi kapkaç, yerel seçim kapkacı, Gaziosmanpaşa'yı biz de aday çıkardık, Tayyip Bey de aday çıkardı. Gaziosmanpaşa'da o kadar iyi bir adayımız vardı ki neredeyse iki oyun birini aldı, seçildi. Gaziosmanpaşa'yı kazanamayanlar İstanbul'da bir tek Gaziosmanpaşa'da belediye çoğunluğumuz yok. Gaziosmanpaşa Belediye Başkanımızı tutuklayıp yerine Belediye Meclisinden AK Partili birini getirmeye çalışıyorlar. Bütün hesap bu. Ama o kadar ucuz bir işe giriştiler ki akıl almaz. Belediye başkanımızın suçlandığı konu 1 Nisan günü onlar itiraz edip biz oyları sayarken 31 Mart'ta seçimi kaybeden AK Partili belediye başkanının sevk ettiği belediye meclisine bir iş. Ve belediye meclisinden oy birliğiyle geçmiş bir iş. AK Partililerin de oy verdiği, MHP'lilerin de oy verdiği, CHP'lilerin de oy verdiği bir iş. Bu konuda bütün müdürlüklerden görüş sorulmuş, belediyenin menfaati olduğuna ilişkin görüşler gelmiş, o olmuş, bu olmuş... Diyor ki o iftira attırdıkları Aziz İhsan Aktaş; 'Bu iş olsun diye ben şu kişi aracılığıyla belediye başkanına rüşvet verdim' diyor. Rüşvetin görüntüsü yok, verilmesi yok, yeri yok. Karar alındıktan yedi ay sonra vermiş. Nasıl yapmış biliyor musunuz? Utanarak okudum. Şimdi suçüstü oldular bunu hem itiraz dilekçemizde, hem bütün Türkiye'ye bütün dünyaya anlatacağız, savcı Aziz İhsan Aktaş'ın önüne Aziz İhsan Aktaş'ın söylediği kişi yani ortağının şirket müdürüyle aynı ilçedeler Gaziosmanpaşa'da, belediye başkanımızın HTS kayıt çakışmalarını seriyor. Üç tarih var. HTS kaydına göre 'Baz istasyonuyla bir kilometre o yana, bir kilometre bu yana birlikte olanlar aynı bazı verdi yan yana olabilir. Bin metrekarelik daireler içinde olabilirler' deniyor. Fosforlamışlar. 'Bu kişiyle iki kere görüştüler bir araya geldiler ben bunlara rüşvet verdim' diyor.

"AK Parti Gaziosmanpaşa'ya çökmeye kalkacak, onu bütün toplumun vicdanına havale edeceğiz"

O tarihte Belediye Başkanımız sosyal medyasından ve binlerce şahitle birisinde kapalı pazar yeri açtığını o bazın olduğu yerde, bir tanesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde o bazın olduğu yerde yan yana iki okulu ziyaret ettiğini, yine o bazın olduğu gün bir başka yerde bir üçlü açılış yaptığını ispatlıyor. Adam benzinlikte bizimki okul açıyor. Adam benzinlikte bizimki pazar yeri açıyor, Öğretmenler Günü kutluyor. Gün gün saat saat belli. Tabii bunu böyle ispatlayabileceğimizi düşünmeyip bazını vermişler eline iftira için şu üç tarih yapıyor, iddia şu; olay olduktan yedi ay sonra rüşvet veriliyor. Kendi adamının Kapalı Çarşı'ya güya Kapalı Çarşı'dan baz verdiğinde Kapalı Çarşı'dan parayı çektiriyor. Onu da dört gün sonra verdi diyor. Dört gün de parayı tuttu diyor. Gitti dediği kişi ifadesinde 'Ben bu kişiye ne para verdim ne bir araya geldim' diyor. İş adamlarıyla birlikte bir kere hayırlısı olsun ziyaretine gitmişler belediyede, baz çakışmasında o da yok. Bu yöntemle Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne çökecekler üç dört gün sonra. İtiraz kabul olur inşallah. AK Parti Gaziosmanpaşa'ya çökmeye kalkacak, onu bütün toplumun vicdanına havale edeceğiz, anlatacağız böyle.

"'At bir imza git evladına, dönme Silivri'ye' sınavından geçen o dirayetli insanların karşısında saygıyla eğiliyorum"

Partime saldırı devam ediyor çünkü ilk kez bir aktif Parti Meclisi üyesi tutuklanmıştır. İlk kez geçmiş dönem milletvekilimiz, Genel Başkan Yardımcımız Aykut Erdoğdu tutuklanmıştır. Bir somut kanıt olmadan birçok iftira ve hakaretle yeni bir dalga gerçekleştirdiler. Bu vakitten sonra yani daha ne diyeyim? Mustafa Bey içeride Ekrem Başkan'ın koruma müdürü hayatımda bir sefer gözyaşı döktüm diyor. Ekrem Başkan ayrılırken ailem sana emanet dediğinde. Ailesini koruyan, yanında olan işte konuttan taşınıldı, ev taşınılıyor, bu işleri yapan kişiyi alıp getirdiler buraya. Bıkmadan, usanmadan bunu anlatacağız. Çünkü insanların haysiyetiyle oynuyorsunuz. Ben bilmesem bunların ne mal olduklarını düşmem bunun peşine. Türkiye de bilmez bunu böyle. Bu kadar ahlaksızca bir operasyon yürütüldüğüne göre herhalde şunda mutabıkız artık; Türk milleti yüzde 70 öyle düşünüyormuş, herhalde burada da yüzde 70'ten fazlayızdır değil mi? Dosyalar bomboş. İddialar bomboş. Aileye zulmederek, kişiye baskı yaparak, kadını çocuğuyla tehdit ederek, 'Hadi at bir imza git evladına, dönme Silivri'ye' sınavından geçen o dirayetli insanların karşısında saygıyla eğiliyorum, adalet duyguları karşısında. Herkes bu sınavdan geçemez.

"'Bir kuruş para aldıysak beni Taksim'de asın diyor Hakan"

Ama boş kasayı dolu gibi göstermek, aynı bazı okulla, benzin istasyonu bazını eşleştirip benzin istasyonunda para verdi bu buna demek... Diyor ki 'Bir kuruş para aldıysak beni Taksim'de asın' diyor Hakan. O kişiyle yüz yüze geldiysen belediyeye geldikleri iş adamı olarak ziyaretleri hariç, dışarıda bir kere yüz yüze geldiğimin bir kamera kaydı diyor. Bu baz nerede çektiyse oranın kamera kaydı... Bir şahit... Böyle bir durumdayız. Buradan bir yanlışı düzeltelim, biz hiçbir siyasi partiyle bayramlaşmama kararımızı çok önceden bildirdiğimiz için siyasi partilerin bayramlaşma listelerinde yokuz. Bizim bayram görecek halimiz yok. Bayram gelmiyor bize. Ben burada 11 belediye başkanımı millet seçmiş. Tayyip Bey yenemedi diye üzerine akın akın akıncı yollamış, o da gelmiş hukuku ayaklar altına almış, bu kadar iftirayla, hakaretle bir sürü insana, bir sürü yalancı tanıklıkla, gizli tanıklıkla bu işlere gelmiş, ne bayramı yani? Ben bütün milletimizin Kurban Bayramı'nı kutluyorum. Bize bayram gelmedi. Ben hiçbir aileye, partiye, yapıya böyle bayramın gelemediği bayramlar dilemiyorum. Hepsinin, bütün milletimizin bayramı kutlu olsun. Allah kimseye bizim yaşadığımızı yaşatmasın. Suçu olmadığı halde cezaevinde iftiraya uğramış arkadaşlarını bırakıp da hiçbir genel başkanı böyle cezaevinden hiçbir eşi cezaevinden hiçbir evladı cezaevinden, masumları dışarıda, arkada bırakıp da ayrıldığı günleri kimseye yaşatmasın.

"Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın"

Ama bize bunu yaşatanların eninde sonunda bunun hesabını yargıya verdikleri bu dünyada ve öbür dünyada verdikleri bu kadar kul hakkı yemeye imanı olan, itikadı olan herkese söylüyorum; bu kadar kul hakkı yenip de öbür dünyada bunun hesabını taşıyamazsınız. Bu çıkar. Bu bu dünyada da çıkar. İnşallah evladınızdan, sevdiğinizden çıkmasın. Bu kadar kötülük inancımıza göre bir yerden çıkar. Ben Allah'tan dilemem. Hatta Allah'tan dilerim ki evlatlarına dokunmasın bu yaptıkları kötülüklerin ucu. Çünkü ben evladına dokunanların içeride ne halde olduğunu ve o evlatların ne halde olduğunu görüyorum. Vera'dan da biliyorum, Tayfun'dan da biliyorum, Pınar Hanım'dan da biliyorum, içerideki herkesten biliyorum. Bu ettikleriniz evlatlarınızdan çıkmasın diyorum. Normalde Anadolu'da var bu 'Sevdiğinden çıksın, ondan çıkmazsa torunundan çıksın.' Çıkmasın diyorum. Bu yaşadığımızı kimsenin evladı yaşamasın diyorum. Ama bunu bize yaşatanlara da yanında kalmasın diyorum. Bırakmayacağım diyorum. İki elimle iki yakalarından tutup da bunların hesabını sormazsam namerdim diyorum."

(SÜRECEK)