CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Bahçelievler’de düzenlenen 29. Kent Yoksulluğu Buluşmaları’nda, “Bu topraklarda adaleti sağlayacağız. Adalet dediğimiz şey mahkeme sınırlarıyla ilgili bir şey değildir. Biz mahkeme koridoruna adaleti getireceğiz, o ayrı bir şey ama bu ülkede vergide adaleti de sağlayacağız. Çok kazanandan çok vergi, az kazanandan az vergi” dedi.
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Kent Yoksulluğu Buluşmaları’nın 29’uncusunu Bahçelievler’de düzenledi. Programa, çok sayıda meslek örgütü, sendika ve yurttaş ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka ile CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik katıldı.
Özgür Çelik, CHP'nin bugün her zamankinden daha kararlı, iktidara her zamankinden daha hazır olduğunu belirterek, "Teşhisle ilgili çok uzun yorumlar, uzun durum tespitleri yapabiliriz. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumla ilgili, çoklu kriz ortamına yönelik burada çok uzun cümleler var" diye konuştu.
Bugün 2025 Türkiye’sinde ne yaşanıyorsa bunun sürecinin, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Türkiye’de, bütün dünyada neoliberal politikalarla adım adım örüldüğünü belirten Çelik, şunları kaydetti:
"Bugün yaşadığımız derin ekonomik krizin, derin güvenlik krizinin, sosyal krizin, kurumsal çürümenin sebebi 12 Eylül sonrası Türkiye’de ve 80’ler sonrası dünyada örülen neoliberal politikalardır. Açlık sınırının 22 bin lira olduğu bir ülkede üzerine eğitim, sağlık ve barınma giderlerini koyduğunuz zaman ismi yoksulluk sınırı oluyor. Yoksulluk sınırının 86 bin lira olduğu bir ülkede emekliler 16 bin lirayla yaşamak zorunda bırakılıyorsa bizim onların sesini daha gür bir biçimde dillendirmemiz gerekiyor. Bu yönüyle emeklilerin sesi olmaya devam edeceğiz. Bu neoliberal politikaların karşısına CHP olarak sosyal demokrat politikalar koyacağız ve ülkemizin sorunlarını hep birlikte çözeceğiz. Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır."
“Mehmet Murat Çalık öğrencilerin beslenme çantasını doldurduğu için zulüm ediliyor”
CHP İstanbul İl Başkanı Çelik, tutuklu bulunan ve sağlık sorunlarına rağmen cezaevinden tahliye edilmeyen Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık’a İzmir’de zulüm edildiğini belirterek, şunları söyledi:
"Mehmet Murat Çalık'a niye zulüm ediliyor, biliyor musunuz? Mehmet Murat Çalık her gün binlerce öğrencinin beslenme çantasını doldurduğu için zulüm ediliyor. Beslenme çantası projesiyle dar gelirli ailelerin çocuklarına beslenme desteği sunduğu için Mehmet Murat Çalık tutuklu. Ekrem İmamoğlu niye tutuklu, biliyor musunuz? Tam sosyal demokrat politikalar dedim ya, nedir sosyal demokrasi? Teoride birçok şey konuşabiliriz. Herkesten anlatırız. Marx’tan anlatırız, Engels’ten anlatırız, Rosa Luxemburg’tan anlatırız. Her taraftan anlatırız. Nedir sosyal demokrasi, biliyor musunuz? 2019’dan önce İBB’de bir tane çocuk kreşi yokken bugün İstanbul’un 39 ilçesinde birden fazla çocuk kreşi varsa işte bu sosyal demokrat politikadır. İşte solculuk budur. 2019’dan önce bu kentin kaynakları bir avuç insanı zenginleştirirken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesiyle bir avuç insan yurt dışına 3-5 kişi gönderilip 10 binler dolarlarla eğitim masrafları karşılanırken o paralarla öğrencilere burs dağıtmak, barınma krizi yaşayan öğrencilere yurt yapmaktır solculuk ve sosyal demokrat politikalar.
“23 yıl boyunca vatandaşı bir kuru ekmeğe muhtaç ettiler”
Nedir sosyal demokrat politikalar? Yoksulluk ve sefalet içerisindeki insanlara Halk Süt dağıtmaktır. O yüzden Ekrem İmamoğlu Silivri Cezaevi’nde. Bu başlığı muhtaçlaştırma ve yoksullaştırma politikalarına karşı diye değiştirmemiz lazım. Niye cezaevinde biliyor musunuz Ekrem İmamoğlu? 23 yıl boyunca vatandaşı bir kuru ekmeğe muhtaç ettiler. Sonra da ellerindeki belediyeler eliyle küçük küçük sosyal yardımlar dağıtarak, ufak ufak sosyal yardımlar dağıtarak kendine bağımlı hâle getirdiler. İşte bunun adı muhtaçlaştırma. Biz diyoruz ki, CHP olarak bu ülkede yoksulluğu kader olmaktan çıkartacağız. Yoksulluğu bu ülke sınırları içerisinden söküp atacağız. Ne yapacağız? Bu ülkede herkes için adaleti sağlayacağız. Durum tespiti güzel de çözüm nedir? Bu toplantının sonucundan çıkacak rapor da dahil olmak üzere yaptığımız bütün sorun tespitlerini parti programımıza yansıtacağız. Parti programımızı güncelleyeceğiz. Toplumun temel sorunlarına yönelik ihtiyaçları tespit ediyoruz. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel meydanlarda bu sorunları tespit ediyor. Esnaf da pazarda bu sorunları tespit ediyor. Gittiği sivil toplum kuruluşlarında, sendikalarda, meslek örgütleriyle birebir oturarak bu sorunları tespit ediyor."
“İmamoğlu 12 metrekarede hükümet programının yazılmasına katkı sunuyor”
Milletvekillerinin sahaya çıkarak Türkiye’nin dört bir yanında hem kurumlarla buluştuklarını, pazarda sokakta, sahada, okulda, fabrikada vatandaşla buluşarak ülkenin gerçek sorunlarını tespit ettiklerini anlatan Çelik, şöyle konuştu:
"Sonra bir kişi, kim o? Türkiye’nin umudu Ekrem İmamoğlu 12 metrekarelik bir hücrede CHP’nin hükümet programının yazılmasına katkılar sunuyor. Çok profesyonel bir ekip, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi ile Türkiye’nin bir sonraki iktidarının, CHP iktidarının hükümet programını hazırlıyor. Yani özetle şunu yapacağız. Bu topraklarda adaleti sağlayacağız. Adalet dediğimiz şey mahkeme sınırlarıyla ilgili bir şey değildir. Tabii ki mahkeme koridorunda adaleti sağlayacağız. Ben hep söylüyorum, geçen bir toplantıda çok kıymetli bir büyüğüm dedi ki, ‘Ya başkanım, Allah’ını seversen bir aydır randevu istiyorum. Bir türlü görüşemiyoruz’. Dedim ki, ‘Abi randevuya ne gerek var? Çağlayan Adliyesi’nin ya 6’ncı ya 7’nci katındayım, gel görüşelim’. Şimdi biz mahkeme koridoruna adaleti getireceğiz, o ayrı bir şey ama bu ülkede vergide adaleti de sağlayacağız. Çok kazanandan çok vergi, az kazanandan az vergi.
“Sahte diploma dağıtmak da adalet değil”
Bir hafta önce gazetelerde okudunuz. Türkiye’nin en büyük şirketlerinden bir tanesi çalışanlarından daha az vergi ödemiş oran olarak. Allah Allah... Çok kazanan çok vergi ödeyecek bu ülkede, az kazanan az vergi ödeyecek. Eğitimde adaleti sağlayacağız. Vatandaşın bir tanesi Zafer Mahallesi’nde 22 bin lira gelirle çalışır. Başka bir mahallemizde vatandaşın aylık 300-500 bin lira geliri vardır. 22 bin lira asgari ücretle yaşayan vatandaşın 3 çocuğu vardır. Çocuğuna defter alacak parası yok. Öbür vatandaşın 300-500 bin lira geliri var, çocuğu dershaneye ayrı gönderir. Özel derse evine 2-3 branşta öğretmen ayrı gelir. Sonra biz bu 2 çocuğu aynı gün, aynı sınava sokarız ve ‘Bu senin bütün hayatını etkileyecek, hadi buyur yarış’ deriz. Üstelik o sınava bir de hile karıştırırız. Soruları birilerine veririz. Değil mi? Şimdi dolayısıyla işte bunun adı adalet değil. Sahte diploma dağıtmak da adalet değil. Nedir adalet, biliyor musunuz? O yüksek gelirli aileyle dar gelirli aile arasındaki makası kapatabilmektir adalet. O çocuğa bir eğitim imkanı sunabilmektir adalet. İşte sosyal demokrasi, sosyal devlet budur. Adalet, sağlığa erişmektir. Vatandaşın biri hastaneye girip bir saat içerisinde muayene, teknik tedavi, 3 gün içerisinde ameliyat olup evine gidiyorsa başka bir vatandaş 3-5 ay randevu sırası bekleyip 1 sene ameliyat bekliyorsa bunun adı adalet değil. Biz sağlığa erişmede adalet sağlayacağız. Bu toprakları gerçek demokrasiyle tanıştıracağız. Türkiye’nin ekonomik sorunlarını çözeceğiz. Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’nin bütün sorunlarını çözeceğiz ve biz çözeceğiz. Şeffaf, açık, net bir biçimde biz çözeceğiz. Bu topraklarda toplumsal barışı sağlayacağız. Onurlu bir dış politikayı sağlayacağız. Kadın hakları, çocuk hakları, sokaktaki canlının hakkı, doğanın hakkını, çevrenin hakkını koruyacağız. Kendimize güveniyoruz. Lütfen bize güvenin. Biz kendimize güveniyoruz. Zorluklar içerisindeyiz. Zor bir dönem, ağır bir dönem yaşıyoruz ama hiç kimse asla umutsuzluğa kapılmasın. Zalimin zulmü ne kadar yakınsa gideceği gün o kadar yakındır. Mutlaka kazanacağız diyorum.”