TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile yaptıkları Kamu Toplu İş Sözleşmeleri görüşmesine ilişkin, “11’i aştık ama 16.57’yi bulamadık. Yakın bir rakam. Şimdi arkadaşlar bunu bir görüşsün. Çünkü kararı onlar verecek. Ben dün de söyledim; halkın, üyelerin kabul etmediği bir şeye ben imza atmam. Kararı işçiler verecek, sendika üyeleri verecek. Yarın gidip üyelerine, sendikalarına anlatsınlar. Yetkili olanlar onlar. Yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. Neticede kararı verecek olanlar arkadaşlarımız, sendikalar.” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmeleri çerçevesinde Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay ile Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde bir araya geldi.
Yaklaşık 4 saat süren görüşmenin ardından TES-İŞ Sendikası’na gelen Atalay, burada basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Atalay, şunları söyledi:
"Bizi davet ettiler. Cevdet Bey’in yanına gittik. Dediler ki, 'Saat sekizde burada olur musunuz?' İki yönetim kurulu arkadaşımızla birlikte oraya gittik. Yaklaşık dört saat sürdü görüşme.
Arkadaşlar, bize en son bir teklif sunmuşlardı. Bizim katılmadığımız bir teklifti bu. En son sundukları teklif 24.11 idi. Bu, onların sunduğu teklifti. Biz de Çarşamba günü kendi kanaatimizi açıkladık. Bizim talebimiz, ikinci altı ay için 16.57 idi. Yani gerçekleşen enflasyon bu düzeydeydi. Bir sürü laf oldu; yazılar, imzalar derken, hem kamuoyu hem işçi kafası karıştı. Bu akşam dört saatlik görüşmede bize yeni bir teklif sundular.
Kamuoyunun bildiği gibi, Bakan’ın açıklamasında 1400 lira gibi bir ücret vardı. Üzerine 40 lira, sonra genel yüzde 7 ve ardından yüzde 3. Mart ayından sonra Ocak’la arada oluşan 3.68’lik bir kayıp var. Bunları daha önce de konuşmuştuk ve elimizde belge de vardı. Ama Bakan’ın açıklamasında bunlara yer verilmedi.
Bunların hepsini bugün tartıştık. 11’le ilgili bir eksiklik var; 11 ile 5.57 arasında bir fark söz konusu. Şimdi onların bize sunduğu son teklifi yukarıda başkanların tamamı bekliyor. TUHİS adına Şerafettin Bey, Bakan adına bakan yurt dışında olduğu için, bakan yardımcısını çağırdılar. Biz de iki arkadaşımızla birlikte tutanağı almak için oradaydık. Onlar da paraf ettiler. Bu bir tutanak. Dediler ki, “Bakan yarın dönecek.”
Ben arkadaşlara şunu söyleyeceğim: “Ben aynı noktadayım. Gidin sendikalarınıza, işçilerinize bu son teklifi anlatın. Eğer arkadaşlarımız bu teklifi kabul ederse, memnunlarsa, cumartesi gününe kadar bize bildirin. Biz de Bakanlığa iletelim.”
"11’i aştık ama 16.57’yi bulamadık"
Evvela şunu anlatayım: 11’i aştık ama 16.57’yi bulamadık. Yakın bir rakam. Şimdi arkadaşlar bunu bir görsün. Çünkü kararı onlar verecek. Ben dün de söyledim; halkın, üyelerin kabul etmediği bir şeye ben imza atmam.
Kararı işçiler verecek, sendika üyeleri verecek. Yarın gidip üyelerine, sendikalarına anlatsınlar. Yetkili olanlar onlar. Benim imza yetkim bu sene için var ama önce evin sahibine, yani işçiye anlatmam gerekiyor. Ondan sonra yarın anlatsınlar. Eğer bir problem yoksa tamam. Yoksa, "Kabul etmiyoruz," der çıkarız bu işin içinden.
"Teklif, yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor"
Yüzde 100 olumlu değil ama olumluya yakın bir teklif gibi gözüküyor. Neticede kararı verecek olanlar arkadaşlarımız, sendikalar. Ben burada yanlış bir şey söylememek için dikkat ediyorum. Karar onlarındır. Ben onların kararına uyarım.
Evet, arkadaşlarımız yarın üyelerine ve sendikalarına gidecek. Derlerse ki “Bir problem yok”, biz de Bakanlığa “Tamam” diyeceğiz. Problem varsa “Yapmıyoruz” diyeceğiz. Bu son teklif. Bir daha görüşme olmayacak.
Bu akşam yaşananları arkadaşlara anlatacağız. Onlar da kendi üyelerine soracaklar. Karar verildikten sonra yönetim burada. Kararı verecek olan üye ve işçilerdir. Cumartesi gününe kadar ya olur, ya olmaz. İkisinden biri.
"Grev ertelemesini doğru bulmuyorum"
Üyelerimiz ne diyorsa yola onlarla devam ederiz. Ben bugün grev ertelemesini doğru bulmuyorum. Anayasa Mahkemesi kararı da var, “Yapamazsınız” diyor ama maalesef grev ertelendi. Bu ülkede böyle bir sistem var."