İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Afet Haberciliği Eğitim Paneli’nde yapay zekâ kaynaklı dezenformasyona dikkat çekerek, “6 Şubat’tan sonraki 5 ayda 450’den fazla yalan bilgi tespit ettik” dedi. Duran, afet dönemlerinde gazeteciliğin sadece haber değil, can güvenliğini ilgilendiren bir sorumluluk olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda düzenlenen Afet Haberciliği Eğitim Panelinde önemli açıklamalarda bulundu. “Afet Haberciliği: Haberin Felakete Dönüşmesini Engellemek” adıyla yürütülen Avrupa Birliği Erasmus Projesi kapsamında konuşan Duran, doğru iletişim ve profesyonel haberciliğin afet dönemlerinde hayati önem taşıdığını söyledi.
“Standartları yüksek, toplum yararını esas alan medya sistemine ihtiyaç var”
Panelin yürütücüleri arasında Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, RTÜK, Konya Büyükşehir Belediyesi Sosyal İnovasyon Ajansı ve Avrupa’dan çeşitli üniversitelerin bulunduğunu belirten Duran, medya ekosisteminin güçlendirilmesine yönelik çalışmalara vurgu yaptı.
Duran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı, İletişimin Yüzyılı” vizyonu doğrultusunda medya alanında standartların yükseltilmesi için çalışmalar yürütüldüğünü söyledi.
“Afet haberciliği bir gazetecilik pratiğinin ötesinde can güvenliğini ilgilendirir”
Afet dönemlerinde hızla yayılan bilgi trafiğinin hem avantaj hem de risk barındırdığını söyleyen Duran, şu ifadeleri kullandı:
“Afet haberciliği, toplumsal dayanışmayı, kamu düzenini, devlet-millet iletişimini ve hatta can güvenliğini ilgilendiren bir uzmanlık alanıdır. Hızın öncelendiği bu dönemde teyit mekanizmaları göz ardı edilebiliyor.”
Gazetecilerin afet bölgesinde hem kendi güvenliklerini hem de afetzedelerin güvenliğini öncelemeleri gerektiğini belirten Duran, profesyonelliğin insani değerlerle birlikte ele alınmasının önemine dikkat çekti.
“Gerçek bilgi ile sahte bilgiyi ayırt etmek zorlaştı”
Duran, iletişim teknolojilerindeki hızlı değişimin büyük güçler arasındaki rekabeti de etkilediğini, yapay zekâ destekli içeriklerin dezenformasyonu artırdığını söyledi:
“Gerçek bilgi ile sahte bilgiyi ayırt etmenin zorlaştığı bir döneme girdik. Yapay zekâ üretimi görüntülerle farklı afetler farklı yerlerde gösterilerek algı operasyonları yapılabiliyor.”
Bu durumun ulusal güvenlik de dahil olmak üzere pek çok alanı etkilediğini vurgulayan Duran, stratejik ve kurumsal kriz iletişiminin önemine işaret etti.
“6 Şubat’tan sonra 5 ayda 450'ye yakın dezenformasyon tespit ettik”
“Asrın felaketi” olarak nitelendirilen 6 Şubat depremleri sırasında yoğun bir bilgi kirliliği yaşandığını hatırlatan Duran, şu bilgileri paylaştı:
“6 Şubat’tan itibaren sadece 5 aylık süreçte 450’ye yakın dezenformasyonu tespit edip ifşa ettik. Gazetecilerin sahada çalışabilmesi için mobil basın merkezleri kurduk, uluslararası medyayı doğru şekilde bilgilendirdik.”
5 dilde ‘Afet Haberciliği’ kitabı
Duran, medya mensupları ve iletişim öğrencileri için rehber niteliği taşıyan çalışmalar yürüttüklerini belirtti.
Bu kapsamda afet, kriz, savaş, sağlık ve adliye haberciliğine ilişkin video serileri hazırlandığını, ayrıca afet gazeteciliği pratiğini ele alan bir sempozyum düzenlendiğini hatırlattı.
Panel kapsamında uluslararası standartlara uygun bir afet haberciliği ders müfredatı geliştirilmesinin de hedeflendğini söyleyen Duran, 5 dilde yayımlanan “Afet Haberciliği” kitabını da basın mensuplarıyla paylaşacaklarını açıkladı.