RTÜK Üyesi Taşcı: Siyasi İktidar Bugün Ne Yapmak İstiyorsa Türkiye’de Onun Bir Kolcu Kuvvetidir RTÜK

Gündem (Anka) - Anka Haber Ajansı | 19.04.2022 - 23:50, Güncelleme: 19.04.2022 - 23:50 2567+ kez okundu.
 

RTÜK Üyesi Taşcı: Siyasi İktidar Bugün Ne Yapmak İstiyorsa Türkiye’de Onun Bir Kolcu Kuvvetidir RTÜK

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, “Siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de, onun bir kolcu kuvvetidir şu anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasıl bir gömlek biçti ve giydirmeye çalışıyorsa RTÜK de bu gömleği izleyicilere giydirmeye çalışıyor ama bu gömlek Türkiye için çok dar bir gömlek” dedi.

Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde “İfade Özgürlüğü Bakımından RTÜK Kararları ve RTÜK’ün 2021 Karnesi” başlıklı bir panel düzenledi. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Gökhan Bulut, panele konuşmacı olarak katıldı. Taşcı, üst kurulun üye seçim sisteminin değişmesi gerektiğini belirterek; “9 üyenin parlamentoda grubu bulunan partilerin gösterdiği kontenjan içerisinden seçilerek gelmesi zaten RTÜK siyasallaştı mı sorusa kadar absürt, tabii ki siyasi. Bugün baktığınızda RTÜK’ün üye seçim yapısının ivedilikle değişmesi gerekir” diye konuştu. Taşcı özetle şunları söyledi: “RTÜK, bin 780 radyo ve televizyonu denetliyor gözüküyor ama kağıt üstünde. RTÜK bir ceza kararı alıyor hemen arkasından sosyal medyada ‘RTÜK kapatılsın’ deniyor. İşini beceremeyen, liyakatsiz her kurumu kapatacak olursanız Türkiye’de işletecek kurum bulmazsanız. Bazıları RTÜK bir 12 Eylül faşizmi ürünü gibi düşünüyorlar oysa RTÜK, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Avrupa Birliği’ne uyum serüvenin bir parçasıdır. Gelişmiş bir demokrasinin parçasıdır. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda düzenleyici bir kamu otoritesinin olmadığı bir an, sizin internet yayıncılığından başlayıp sosyal medyaya kadar bütün alanlarınız grileşmeye başlayacaktır. Sorunun otoritenin varlığı değil, işletilme biçimiyle ilgili bir sıkıntı var. En başta da şu geliyor; RTÜK tam anlamıyla bir sansür kurulu. Anayasaya göre suç ama pratiğe baktığınızda bu algıyı destekleyen de RTÜK’ün bizatihi kendisi, aldığı kararlar bunu gösteriyor. Öyle kararlara imza atıyor ki bir sansür kurulu olsaydı ancak bu kadar karar verirdi. “RTÜK’ÜN ÜYE SEÇİM YAPISININ İVEDİLİKLE DEĞİŞMESİ GEREKİR” Kanun diyor ki; RTÜK düzenleyici bir otoritedir ama ben 4,5 yılı bitirmek üzereyim görevde daha hiçbir düzenleyici karara imza atamadım ama denetleyici karara şimdi gelirken imza attım. Sürekli denetleyen sürekli ceza kesen bir kurulla karşı karşıyayız ve bunun altında yatan temel sorun; üye seçim sistemi yanlış. Ben de CHP kontenjanın bu göreve aday gösterilmiş, seçilmiş bir üst kurul üyesiyim, benim için bir onurdur ama 9 üyenin parlamentoda grubu bulunan partilerin gösterdiği kontenjan içerisinden seçilerek gelmesi zaten RTÜK siyasallaştı mı sorusa kadar absürt, tabii ki siyasi. Bugün baktığınızda RTÜK’ün üye seçim yapısının ivedilikle değişmesi gerekir. Bu üyeleri parlamentodaki siyasi partiler yerine bana göre meslek örgütleri kendi içinden seçerek kurulda görevlendirmesi gerekir. Bu kadar siyasallaşmış üyelerle var olan bir kuruldan siyasi iklimden bağımsız karar beklemek birazcık hayalperestlik. “SADECE AMA SADECE ÜST KURULUN GÜNDEMİNİ BELİRLEME YETKİSİ RTÜK BAŞKANINA TANINMIŞ” RTÜK Başkanı Sayın Ebubekir Şahin gece yarısı tweet atıyor; şu yayınla ilgili inceleme başlattık diyor, dairenin haberi yok, inceleme yapacak daire orada yok, uzmanın zaten bilgisi yok. Bir sabah uyanıyoruz inceleme başlatıldığını öğreniyoruz. Sadece ama sadece üst kurulun gündemini belirleme yetkisi RTÜK Başkanına tanınmış, istediği konuyu görüştürüyor istemediği konuyu hiçbir güç ve kuvvet toplantı salonuna getiremiyor. Milli ve manevi değerlere aykırılık çok sübjektif bir ifade, ucu çok açık istediğiniz yere çekebilirsiniz, genel ahlaka aykırılık daha da ucu açık bir kavram. Ahlak toplumlar arasında, toplum içerisinde kitleler içinde değişebilir. RTÜK, Amerikan dizisine Türk aile yapısına aykırılıktan ceza verdi. “SİYASİ İKTİDAR BUGÜN NE YAPMAK İSTİYORSA TÜRKİYE’DE ONUN BİR KOLCU KUVVETİDİR ŞU ANDA RTÜK” Bütün bunların şöyle bir gerekçesi var; siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de onun bir kolcu kuvvetidir şu anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasıl bir gömlek biçti ve giydirmeye çalışıyorsa RTÜK de bu gömleği izleyicilere giydirmeye çalışıyor ama bu gömlek Türkiye için çok dar bir gömlek. Bazı kararlarda gerçekten içim cız ediyor, böylesine birilerinin keyfine göre sadece bu yayın türü izlenecek diye bir anlayışla karşı karşıyayız. “ÖYLE TRİBÜNLERE OYNAYARAK, SLOGANVARİ BAŞLIKLAR ATARAK, BELLİ BAŞLI KARAKTERLERİ KULLANARAK SİZ ELEŞTİREL YAYINCILIK YAPAMAZSINIZ” İnsan gerçeği ister, hakikati vermediğiniz sürece hiçbir izlenirliğiniz olmaz onun içindir ki yüzde medyanın yüzde 95’inin yönetmelerine, tek işaretle 25 gazeteye aynı başlığı attırabilen güç yüzde 5’iyle uğraşıyor. O yüzde 5, yüzde 95’den daha etkili, o yüzde 5’in özgül ağırlığı daha fazla, inandırıcılığı toplum nezdinde daha yüksek. Şunu da söyleyeyim o yüzde 5’in de yaptığı yayıncılık biçimi de tartışmalı, öyle aman aman bir uluslararası anladığımız anlamda evrensel ilkeler ve ölçütler bağlamında bir yayıncılık yaptıkları da söylenemez. Öyle tribünlere oynayarak, sloganvari başlıklar atarak, belli başlı karakterleri kullanarak siz eleştirile yayıncılık yapamazsınız. “TÜRKİYE’DE YURTTAŞLIK KRİZDEDİR, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KRİZ OLARAK YAŞANMAKTADIR” Panelde konuşan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Gökhan Bulut ise özetle şunları söyledi: “Bugün AKP’nin özgün özelliği şudur medya sermayesi doğrudan kendine aittir. Hem RTÜK içerisinde mücadele veriliyor hem de RTÜK hakkında mücadele veriliyor. RTÜK bizler açısından bir mücadele alanıdır.  Türkiye’de yurttaşlık krizdedir, ifade özgürlüğü kriz olarak yaşanmaktadır ve tersi ifade özgürlüğünün krizi bir yayıncılık krizi değildir. Türkiye’de ve dünyada burjuvazi bir sınıf olarak ilerici karakterini yitirmiştir dolayısıyla burjuvazinin ilerici olduğu dönemlerde, sosyal refah devletinde ortaya çıkmış kurumların burjuvazinin ilerici karakterini yitirdiğinde devlet burjuva fraksiyonun hakimi haline geldiğinde onun aparatı haline gelmiş olması kaçınılmazdır. Yapılması gereken şey kazanılmış hakların savunulması, korunması ve ilerletilmesi aslında bu tarihsel süreci içererek aşarak güçlenmeli. İçermeden aşmaya çalışmak ütopyacı olur.”
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, “Siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de, onun bir kolcu kuvvetidir şu anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasıl bir gömlek biçti ve giydirmeye çalışıyorsa RTÜK de bu gömleği izleyicilere giydirmeye çalışıyor ama bu gömlek Türkiye için çok dar bir gömlek” dedi.

Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde “İfade Özgürlüğü Bakımından RTÜK Kararları ve RTÜK’ün 2021 Karnesi” başlıklı bir panel düzenledi. RTÜK’ün CHP kontenjanından seçilen üyesi İlhan Taşcı ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Gökhan Bulut, panele konuşmacı olarak katıldı.

Taşcı, üst kurulun üye seçim sisteminin değişmesi gerektiğini belirterek; “9 üyenin parlamentoda grubu bulunan partilerin gösterdiği kontenjan içerisinden seçilerek gelmesi zaten RTÜK siyasallaştı mı sorusa kadar absürt, tabii ki siyasi. Bugün baktığınızda RTÜK’ün üye seçim yapısının ivedilikle değişmesi gerekir” diye konuştu. Taşcı özetle şunları söyledi:

“RTÜK, bin 780 radyo ve televizyonu denetliyor gözüküyor ama kağıt üstünde. RTÜK bir ceza kararı alıyor hemen arkasından sosyal medyada ‘RTÜK kapatılsın’ deniyor. İşini beceremeyen, liyakatsiz her kurumu kapatacak olursanız Türkiye’de işletecek kurum bulmazsanız. Bazıları RTÜK bir 12 Eylül faşizmi ürünü gibi düşünüyorlar oysa RTÜK, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Avrupa Birliği’ne uyum serüvenin bir parçasıdır. Gelişmiş bir demokrasinin parçasıdır. Teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda düzenleyici bir kamu otoritesinin olmadığı bir an, sizin internet yayıncılığından başlayıp sosyal medyaya kadar bütün alanlarınız grileşmeye başlayacaktır. Sorunun otoritenin varlığı değil, işletilme biçimiyle ilgili bir sıkıntı var. En başta da şu geliyor; RTÜK tam anlamıyla bir sansür kurulu. Anayasaya göre suç ama pratiğe baktığınızda bu algıyı destekleyen de RTÜK’ün bizatihi kendisi, aldığı kararlar bunu gösteriyor. Öyle kararlara imza atıyor ki bir sansür kurulu olsaydı ancak bu kadar karar verirdi.

“RTÜK’ÜN ÜYE SEÇİM YAPISININ İVEDİLİKLE DEĞİŞMESİ GEREKİR”

Kanun diyor ki; RTÜK düzenleyici bir otoritedir ama ben 4,5 yılı bitirmek üzereyim görevde daha hiçbir düzenleyici karara imza atamadım ama denetleyici karara şimdi gelirken imza attım. Sürekli denetleyen sürekli ceza kesen bir kurulla karşı karşıyayız ve bunun altında yatan temel sorun; üye seçim sistemi yanlış. Ben de CHP kontenjanın bu göreve aday gösterilmiş, seçilmiş bir üst kurul üyesiyim, benim için bir onurdur ama 9 üyenin parlamentoda grubu bulunan partilerin gösterdiği kontenjan içerisinden seçilerek gelmesi zaten RTÜK siyasallaştı mı sorusa kadar absürt, tabii ki siyasi.

Bugün baktığınızda RTÜK’ün üye seçim yapısının ivedilikle değişmesi gerekir. Bu üyeleri parlamentodaki siyasi partiler yerine bana göre meslek örgütleri kendi içinden seçerek kurulda görevlendirmesi gerekir. Bu kadar siyasallaşmış üyelerle var olan bir kuruldan siyasi iklimden bağımsız karar beklemek birazcık hayalperestlik.

“SADECE AMA SADECE ÜST KURULUN GÜNDEMİNİ BELİRLEME YETKİSİ RTÜK BAŞKANINA TANINMIŞ”

RTÜK Başkanı Sayın Ebubekir Şahin gece yarısı tweet atıyor; şu yayınla ilgili inceleme başlattık diyor, dairenin haberi yok, inceleme yapacak daire orada yok, uzmanın zaten bilgisi yok. Bir sabah uyanıyoruz inceleme başlatıldığını öğreniyoruz. Sadece ama sadece üst kurulun gündemini belirleme yetkisi RTÜK Başkanına tanınmış, istediği konuyu görüştürüyor istemediği konuyu hiçbir güç ve kuvvet toplantı salonuna getiremiyor. Milli ve manevi değerlere aykırılık çok sübjektif bir ifade, ucu çok açık istediğiniz yere çekebilirsiniz, genel ahlaka aykırılık daha da ucu açık bir kavram. Ahlak toplumlar arasında, toplum içerisinde kitleler içinde değişebilir. RTÜK, Amerikan dizisine Türk aile yapısına aykırılıktan ceza verdi.

“SİYASİ İKTİDAR BUGÜN NE YAPMAK İSTİYORSA TÜRKİYE’DE ONUN BİR KOLCU KUVVETİDİR ŞU ANDA RTÜK”

Bütün bunların şöyle bir gerekçesi var; siyasi iktidar bugün ne yapmak istiyorsa Türkiye’de onun bir kolcu kuvvetidir şu anda RTÜK. Siyasi iktidar Türkiye’ye kendi siyasi, dini, ahlaki, manevi nasıl bir gömlek biçti ve giydirmeye çalışıyorsa RTÜK de bu gömleği izleyicilere giydirmeye çalışıyor ama bu gömlek Türkiye için çok dar bir gömlek. Bazı kararlarda gerçekten içim cız ediyor, böylesine birilerinin keyfine göre sadece bu yayın türü izlenecek diye bir anlayışla karşı karşıyayız.

“ÖYLE TRİBÜNLERE OYNAYARAK, SLOGANVARİ BAŞLIKLAR ATARAK, BELLİ BAŞLI KARAKTERLERİ KULLANARAK SİZ ELEŞTİREL YAYINCILIK YAPAMAZSINIZ”

İnsan gerçeği ister, hakikati vermediğiniz sürece hiçbir izlenirliğiniz olmaz onun içindir ki yüzde medyanın yüzde 95’inin yönetmelerine, tek işaretle 25 gazeteye aynı başlığı attırabilen güç yüzde 5’iyle uğraşıyor. O yüzde 5, yüzde 95’den daha etkili, o yüzde 5’in özgül ağırlığı daha fazla, inandırıcılığı toplum nezdinde daha yüksek. Şunu da söyleyeyim o yüzde 5’in de yaptığı yayıncılık biçimi de tartışmalı, öyle aman aman bir uluslararası anladığımız anlamda evrensel ilkeler ve ölçütler bağlamında bir yayıncılık yaptıkları da söylenemez. Öyle tribünlere oynayarak, sloganvari başlıklar atarak, belli başlı karakterleri kullanarak siz eleştirile yayıncılık yapamazsınız.

“TÜRKİYE’DE YURTTAŞLIK KRİZDEDİR, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KRİZ OLARAK YAŞANMAKTADIR”

Panelde konuşan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Gökhan Bulut ise özetle şunları söyledi:

“Bugün AKP’nin özgün özelliği şudur medya sermayesi doğrudan kendine aittir. Hem RTÜK içerisinde mücadele veriliyor hem de RTÜK hakkında mücadele veriliyor. RTÜK bizler açısından bir mücadele alanıdır.  Türkiye’de yurttaşlık krizdedir, ifade özgürlüğü kriz olarak yaşanmaktadır ve tersi ifade özgürlüğünün krizi bir yayıncılık krizi değildir. Türkiye’de ve dünyada burjuvazi bir sınıf olarak ilerici karakterini yitirmiştir dolayısıyla burjuvazinin ilerici olduğu dönemlerde, sosyal refah devletinde ortaya çıkmış kurumların burjuvazinin ilerici karakterini yitirdiğinde devlet burjuva fraksiyonun hakimi haline geldiğinde onun aparatı haline gelmiş olması kaçınılmazdır. Yapılması gereken şey kazanılmış hakların savunulması, korunması ve ilerletilmesi aslında bu tarihsel süreci içererek aşarak güçlenmeli. İçermeden aşmaya çalışmak ütopyacı olur.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gunestv.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Malatya haberleri